Armutlu'da öldürülen Yılmaz'ın babasından suç duyurusu

Yılmaz Öztürk'ün babası Hüseyin Öztürk, avukatı Cemal Yücel'le geldiği İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na şikayet dilekçesi sundu. Dilekçede, Yılmaz Öztürk'ün 20 Şubat'ta saat 23.00 sıralarında evlerine giden yol üzerinde öldürüldüğü hatırlatıldı. Emniyet Müdürlüğü'nce oğlunun Fatih Sultan Mehmet Polis Merkezi bahçesine 3 adet parça tesirli bomba attığı, bunun üzerine polis tarafından öldürüldüğü yönünde açıklamalar yapıldığı belirtilerek öldürme olayının failinin bir polis memuru olduğunun anlaşıldığı ifade edildi.

 

 

Emniyet kaynaklı bilgilerin "yanlış" olduğu vurgulanan dilekçede, "Öldürülen Yılmaz Öztürk 20 yaşında, yaklaşık 2 yıldır bir simit üretim merkezinde çalışan genç bir kişidir. Şimdiye kadar poliste kaydı olmamış, hiçbir surette karakolda ifade dahi vermemiştir. Herhangi bir suçla ya da herhangi bir örgütle ilişkisi yoktur. İşinden evine giden, haftada bir gün izin yapan, o gün de arkadaşlarıyla ve ailesiyle vakit geçiren bir kişidir. Herhangi bir militan özelliği yoktur. Bu özellikleri dikkate alındığında karakola bomba atması ya da başka bir eylemlilik içinde olması mümkün değildir" denildi.

 

 

 

Yılmaz Öztürk'ün olay günü işinden çıkıp mahalleye geldiği, arkadaşlarıyla buluşup saat 23.00 sıralarında evine gitmek üzere arkadaşından ayrıldığı ve evine giden yol üzerine polis tarafından öldürüldüğü, olay yerinin karakola 700-800 metre uzaklıkta olduğu, kendisi tarafından karakola saldırı yapılmış olsaydı karakola yakın bir yerde vurulması gerektiği belirtildi. Dilekçede, tanıkların beyanlarına göre uzun boylu, kirli sakallı genç bir sivil polis memurunun Yılmaz'a yakın mesafeden ateş ettiği, arkadan sırtından vurduğu ve yanında bulunan diğer polise "vurdum" dediği, Yılmaz'ın ise "Abi beni niye vurdun. Ben işimden evime gidiyordum" dediği kaydedildi.

 

 

 

Yaralanan Yılmaz Öztürk için uzun süre ambulans gelmediği, polislerin Öztürk'ün başka bir araçla götürülmesine de izin vermediği belirtilen dilekçede, karakol çevresinde oturanlar tarafından bomba sesinin duyulmadığını, bu nedenle bomba atıldığı iddiasının dahi kuşkulu olduğu ileri sürüldü. Bu nedenle karakol etrafında bulunan tüm MOBESE ve kamera görüntülerinin istenmesini, karakola bomba atılmışsa kimler tarafından atıldığının araştırılması talep edildi.

 

 

Polisin Küçükarmutlu Mahallesi'nde insanlara karşı önyargılı olduğu, birkaç ay önce Dilek Doğan'ın da evinin içinde polisler tarafından öldürüldüğü anlatılan dilekçede, olay zamanında mahallede görevli polisler ile silah kullanan polis memurunun tespit edilmesi, olay anını gören tanıkların dinlenmesi ve kasten öldürme suçunu işleyen fail polis memurunun tespit edilerek tutuklanması, ayrıca hakkında dava açılması istendi.