Pastadan mesaj çıktı
Hatim indirmeden askerliğe kadar pek çok politik-toplumsal mesaj artık 'kremalı' verilir oldu.
Dünyanın birçok ülkesinde ‘pasta krizi’ tamlaması daha ziyade ‘karşı konulamaz bir arzuyla pasta yiyesi gelmek’ manasında kullanılır. Garip ama Türkiye'de işin içine kutlama, krema ve bıçak girdiğinde kimi pastalar bizatihi ‘kriz’ vesilesine dönebilir.
Bunun en taze örneği diye cümleye başlayacağım, gerçi fotoğraf da 2013'ten. Tokat, Zile Müftülüğü’nün iki yıl önce Kutlu Doğum Haftası vesilesiyle yaptırdığı, üzerine Kur'an işlenmiş pasta geçen haftanın hararetli tartışma mevzularından biriydi. Bu pasta nasıl kesilecek, nasıl yenecekti? Diyanet İşleri Başkanlığı nihayetinde açıklama yaparak kabul edilemez bulunan durum hakkında soruşturma yürüteceğini duyurdu. Sanki bu münferit bir örnekmiş gibi.
‘Pasta krizi’ şimdiye kadar başka türlü ‘kutsallarla’ haber konusu olurdu. Malûm, Türkiye haritası şeklinde bir pasta, resmî ya da gayriresmî kutlamalarda bıçağı tutan şahsa ter döktürme potansiyeline sahiptir. Çünkü birden "Şimdi Türkiye'yi mi bölüyoruz?" kuruntusu baş gösterebilir ya da birilerinin bu metaforla hesap soracağının bilinciyle temkinli davranmak gerekir. Keza Türk bayrağının yahut üzerinde Atatürk'ün resmedildiği pastaları keserken de dert "kaç kişi yiyecek, kaça böleceğiz"in ötesindedir.
İlginç olansa böylesi krizlerin hep kesim anında patlak vermesi. Madem netice az çok belli, o pasta niye sipariş edilir? Ya da örneğin Türkiye haritalı bir pasta kesilmeyip daha sonra ne yapılır? Bölünmesi teklif dahi edilemez halde dondurulup milli bir müzeye kaldırılmayacağına göre, vaziyete böyle bakanlar açısından akıbet aynı tür krizleri çağırmıyor mudur? Doğruya doğru, bir pasta yarışmasında birinciliği kazanan bayraklı pastanın ismini “Türk bayrağının gölgesi” koymak anılması gereken yaratıcılıkta bir buluş.
Hatim töreni için pastalar
Pasta deyince aklına hâlâ çikolatalı baton pasta, Alman pastası, kremalı frambuazlı çeşit ve biçimleri, kesme vesilesi olarak da doğum günü, yıldönümü gelenler için mesela ‘diş buğdayı pastası’ ne ifade eder? Ya da ‘bekârlığa veda pastası’ diye bir tür olduğunun farkında mısınız?
Özellikle son yedi-sekiz yıldır dünyanın geri kalanıyla eş bir seyirle, pastacılığın hem havalı hem para kazandırır bir kariyer haline gelmesi bu sektörün canlanmasına, yeni ve yaratıcı çeşitler üretmesine yol açtı. Bunun önemli bir parçası da pastanın politizasyonu. Kremadan, şeker hamurundan müteşekkil bu yeni mesajlar dünyası, özgün ya da harman üretimlerle yaratılan yeni tüketim biçimleri.
Örneğin geleneksel olarak bebeğin ilk dişi hayrına yenen buğdaylı yemeğin yerini davetli kalabalığa sunulan üç katlı diş buğdayı pastası almış durumda. Bunun dışında ‘baby shower’ denilen batılı âdet, kimi zaman pasta, kurabiye, bazen de cupcake olarak sınıflar ve kesimler üstü denebilecek biçimde olağanlaşmış görünüyor. Aslen Hollywood filmleri tedrisatından öğrenilmiş bekârlığa veda da, böyle bir ‘okazyonun’ buralarda yayılmasıyla tasarım pastacıların sabit tür seçeneklerinden biri haline gelmiş. Bazen erotik göndermeli, ekseriyetle cinsiyetçi evlilik klişeleriyle bezeli ‘komik’ pastalar bunlar.
Kriz yeniydi ama aslında üç-dört yıllık geçmişi olan Kutlu Doğum pastalarını anlayabilmek için de siyasi iktidar tarafından böyle bir kutlamanın nasıl icat edildiğine bakmak gerekiyor. Dinsel temeli tartışmalı, yeni bir buluş bu. Daha da ilginç olan, yine sipariş üzerine pasta tasarlayanların birçoğunda bulabileceğiniz yeni bir tür: Hatim töreni pastası. ‘Kuran’a geçiş’ de denebiliyor. Bakıyorsunuz listedeki çeşitlere Pepee, Angry Birds, Karlar Ülkesi, sonra hatim töreni. Bu yazı için araştırırken ‘Kuran partisi’ tamlamasını gördüğümü de ekleyeyim. Tüm bunlara sadece ‘İslami burjuvazinin' yeni adetleri kabilinden bakmak ve buradan laf etmek de eksik bir yaklaşım olur açıkçası.
Uzun adama uzun pasta
Hatim töreni pastası, Kuran kursunu bitiren çocuklar için aileleri tarafından ya da Kuran eğitimi aldıkları ‘anaokulları’ tarafından yaptırılıyor. Mesela “Hafız olasın” bu tür pastalara sıkça yazılan mesajlardan. Pasta Perisi markasıyla sekiz yıldır pasta tasarlayan Serap Polat son bir yıldır haftada en az üç-dört tane böyle sipariş alıyormuş örneğin. Bu tarzın çok da yaratıcı örneklerini türetmiş. Polat, sipariş verenler istese dahi üzerinde Kuran olan pasta yapmadığını söylüyor. “Hem bizim tepki çekme ihtimalimiz var hem de pastayı yaptıranların. İkna etmeye çalışıyorum, çok isterlerse Kuran'ı yenebilir olmayacak şekilde ekliyorum” diyor. Aynı şekilde risk almamak için Türk bayrağını da lüzumlu hallerde çubuklu olarak pastaya ekliyormuş.
Genel olarak çocuk pastalarında 'polis' temasının işlendiği mizansenler bolca mevcut. Emniyet Teşkilatı’nın bir yıldönümünde dev panzer pasta kesildiğini hatırlıyoruz. TOMA’lılara rastlanmıyor. Ama dev gaz maskesi kondurulmuş bir Gezi Parkı pastasına da denk gelmek mümkün.
Seri üretim olmasa da politik pasta bahsinde liderler için yaptırılanları da anmak lazım. Örneğin Tayyip Erdoğan, adına türlü biçimde çok pasta yaptırılanlardan. Doğum günü vesilesiyle ısmarlanan ‘uzun adama uzun pasta’ mesela... Bildiğiniz ince uzun.
Nadide bir örnek... Zonguldak Ereğli’de bir pastane sahibi tematik politik pastalarıyla haber ajanslarının gözdesi olmuş. Kendisi Erdoğan’ın Sağlık Bakanı Recep Akdağ’la domuz gribi aşısı üzerine tartışmasını pastalaştırmış. Mevzu buralara kadar gelmiş yani.
Son yıllarda 4 Nisan tarihindeki doğum günü daha kitlesel biçimde kutlanan Abdullah Öcalan için yaptırılan pasta çeşitleri de mevcut. Sarı-kırmızı-yeşil kremanın bolca kullanıldığı pastalarda Öcalan fotoğrafının kullanıldığı da oluyor. Ama pastayı kesmekten mülhem bir kriz haberine rastlamadım. Bu anlamda olaysızca yenmiş; polis ayrıca bir olaya vesile olmadıysa...
Geçen hafta ‘keşfedilen’ Kutlu Doğum Pastası, öncelikle dini içerikli bir tartışma olarak gündeme geldi. Ama işte canı çekene, hiç de yeni olmayan son yıllara mahsus bir modayı, politik-sosyolojik bir temayülü parmaklama olanağı da tanıyor böyle.
"En büyük asker bizim asker" pastaları
Aslen mimar olan Emel Öncel sekiz yıldır evinin küçücük mutfağından bu alanın en aktif şirketlerinden birini (Pastacıyız. biz) idare ediyor. Rekoru günde 18 pasta. Kuran'lı pasta konusunda o da benzer bir karar almış, yapmıyor. Başka ülkelerin bayraklarından siparişlere hayır demiyorsa da Türk bayraklı pasta kabul etmiyor. Yenice bir âdet olarak Hac'dan dönen anne-babası için pasta isteyenler çıkıyormuş; böyle durumlarda Kâbe'yi yenebilir biçimde yapmadığını söylüyor, strafor kullanıyor. Ama onu ziyaretimizin asıl sebebi yine hayatımıza yeni giren çeşitlerden olan ‘asker pastası’. Asker uğurlaması ya da karşılaması için kesilen, basbayağı kendi geleneğini yaratmaya başlayan bu pastalar şahsen mevzuyla ilk alâkadar olma vesilem. Militarizmin kendini tatlı tatlı ‘normalleştirdiği’ haller...
Önceki yıllar içinde talep üzerine asker janrında çok çeşit yapmış. Şeker hamuruna kamuflaj renkleri verirken artık asker teslim tarihlerini öğrendiğini söylüyor. Şu ara en yakın durak 10 Mayıs. Genelde pastalarda selam duran askerler, bazen bitsin diye gün sayarken, bazen patates soyarken görünüyor. Sipariş verenler zorunlu askerlik eleştirisi mi yapıyor yoksa?
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Trabzonspor'da ayrılık!
- Elazığspor'dan maça çıkmama kararı!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!
- Al Nassr'dan Talisca açıklaması!