Mevsimler arasında, müzikle...
Kremerata Baltica -Gidon Kremer konseri Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’ndaydı.
İstanbul Müzik Festivali’nin 2 Haziran’daki “Mevsimler” başlıklı Kremerata Baltica - Gidon Kremer konseri, izlencesinde yer alan yapıtların doğal olarak “mevsim” izlekli olmasının ötesinde, 20. yüzyıl müziğinden örnekler sunmasıyla, festivalin bu yılki ana izleği “kültürel görünümler”e de uyuyordu. Konserde iki “Türkiye ilkçalınışı” olması da önemliydi. Akşamın benim için özel bir yanıysa, “Konser Öncesi” söyleşisinde Cem Mansur’un konuşacak olmasıydı. (Mansur’un Akbank Oda Orkestrası konserleri öncesi yaptığı söyleşileri müzikseverler sanırım anımsıyor ve özlüyorlardır.)
Konser, son yıllarda yeniden keşfedilen Polonya kökenli Rus besteci Mieczyslaw Weinberg’in (1919-1996) Op.145 1. Oda Senfonisi’nin Türkiye ilkçalınışıyla başladı. Yaşamını dolduran sıkıntı ve acıları müziğine yansıtmayan bestecinin bu özelliğini yer yer duyabildiğimiz Oda Senfonisi’ni Kremerata Baltica (Kremer’in Baltık Oda Orkestrası Baltık ülkeleri müzikçilerinden kurulu) Kremer’siz seslendirdi. Ardından sahneye gelen şef ve kemancı Gidon Kremer’le birlikte çaldıkları Astor Piazzolla’nın (1921-1992) “Cuatro Estaciones Portenas”ı (Buenos Aires’in Dört Mevsimi) bestecinin bandoneon için bestelediği dört tangonun keman ve orkestraya uyarlanmış biçimiydi. Leonid Destyanikov’un bu uyarlamasının Türkiye ilkçalınışını da 1999’daki festivalde yine onlar yapmıştı.
Konserin ikinci bölümü Rus besteci Raskatov’un (d.1954) geçen yılki festivalde tamamını dinlediğimiz “Seasons Digest” (Mevsimler Derlemesi) adlı yapıtının bir bölümüyle (Haziran-Temmuz- Ağustos-Eylül) başladı. Sahne gerisindeki perdeye yansıtılan (en etkilisi bana göre ağaçlı dünya ve yanından geçen öteki dünyaydı) görüntülerin yarattığı çağrışımlarla anlamı derinleşen bu kısa yapıtın ardından konser akşamın ikinci Türkiye ilkçalınışıyla sona erdi.
Amerikalı çağdaş besteci Philip Glass’ın (d.1937) kemancı arkadaşı Robert McDuffie için bestelediği bu yapıtın bir özelliği bölümlere mevsim adları verilmeyip yorumun dinleyiciye bırakılması ise, ikinci bir özelliği iki bölümünde Vivaldi’nin “İlkyaz” ve “Güz”ünden bölmelerin yer almasıydı.
İyi bir oda orkestrası, iyi bir şef ve kemancı, iyi yorumlar. Sonuç: İyi bir müzik akşamı!
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!
- Ünlü markanın adı bir kez daha listede!
- CHP'den duruşma sonrası ilk açıklama