'Grup Abdal' kavgası mahkemede bitti... Grubun ismini kendi ismi yaptı

Grup Abdal ile 2011 yılında grup ile yollarını ayıran grubun solisti Haluk Tolga İlhan arasındaki isim kavgası, İlhan'ın grubun menajeri Erhan Taş'ı darp etmesi üzerine adli boyut kazandı.

'Grup Abdal' kavgası mahkemede bitti... Grubun ismini kendi ismi yaptı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 03.11.2017 - 13:41

Halk müziği parçalarını kendi tarzıyla yorumlayan Grup Abdal, 2011 yılında grubun solisti Haluk Tolga İlhan ile yollarını ayırdı. İlhan da bunun ardından önce grubun isminin patentini aldı, grubun diğer üyeleri hakkında dava açınca da kimlikte isminin önüne 'Abdal'ı ekletti. Açılan dava Kasım 2016'da grubun diğer üyelerinin lehine sonuçlandı ancak sorun yine bitmedi. İlhan 28 Ekim'de İzmir'de grubun menajeri Erhan Taş'ın gözünü yumrukladı. Göz çukuru kırılan ve ameliyat olması gereken Taş, İlhan hakkında suç duyurusunda bulundu.

 Yaşadığı saldırıyla ilgili konuşan Erhan Taş, 28 Ekim'de sanatçı İlkay Akkaya'nın konseri nedeniyle İzmir'de olduklarını belirterek, olayı şöyle anlattı:

 "Otele giriş yapmıştık, lobideydik. 14.30 sıralarında Haluk Tolga İlhan geldi. Bizim ekipten birini tanıyormuş. Ekibimizden bir arkadaşımız gidip selam verdi. Beni gösterdiğini gördüm. Kapının önünde telefonla konuşuyordum. Peşimden gelmiş. Arkamdan seslendi, telefonu kapatınca dönüp yanına gittim. 'Sen benim arkamdan konuşuyormuşsun' dedi. Gözümde güneş gözlüğü vardı. Vurabileceği aklımdan geçmedi. Ne olduğunu anlamadan yumruk attı. Kalabalık toplanınca kendini haklı çıkarmak için küfür ettiğimi söyledi. Sonra otelin karşısındaki bir mekana sığındı. Polis çağırdık ama onlar gelmeden kaçtı. Organizatörü de uyarmıştım böyle bir durum olabileceği ile ilgili. Bana böyle saldırdıktan sonra konsere çıktı."

 Taş, göz çukurunda kırık olduğunu ve önümüzdeki hafta ameliyat olacağını ifade ederek, "Görme yetimde bir sıkıntı yok ama gözümü yukarı aşağı hareket ettiremiyorum. Sağ gözüm ile sol gözüm arasında orantısızlık var" dedi.

 Grubun kurucusu Ali Ekber Kayış da, 2011'de grubun bilinir olduğunu ve albüm yayınladıklarını kaydederek, şunları söyledi:

 "İlk 3 şarkımızı sosyal medyada yayınladık. İlgi gördü. 2011 Ocak ayında da albüm yayınladık. 1 ay sonra tartışma sebebiyle solist olan Haluk Tolga İlhan ile yolumuzu ayırdık. O günün ertesinde grubun ismiyle ilgili patent başvurusunda bulunmuş. Biz de dava açtık kendisine. 3-4 yıl sürdü, sonunda biz kazandık. Dava devam ederken şansı olmadığını görünce 'İsmimi kullanarak konser yapıyorum' demek için Nüfus Müdürlüğü'ne başvurarak kimlikteki isminin önüne 'Abdal'ı ekletmiş. Davayı kazandıktan sonra bu ismi kullanarak konser vermemesi için kendisine ihtar çekildi, ancak o devam etti."

 "Pink Floyd'dan ayrılan üyeler isimlerinin önüne Pink Floyd diye eklemiyor" diyen Kayış, şöyle devam etti:

 "İlk dönemlerde çok fazla konserimizi engelledi. Belediye etkinliklerimiz ve özel etkinliklerimiz iptal oldu. Hatta organizatörlere bile dava açtı. Sosyal medya hesaplarımızı kapattırdı. YouTube kanalımızı kapattırıp, videolarımızı sildirtti. Abdal ismini gruba koyan benim. Haluk Tolga İlhan 'Şah-ı Merdan' gibi isimler önermişti. Bu ismi koyan olmama rağmen bana yasaklanması garip. 4-5 yıl boyunca bunu kullanamadım. Şimdi albüm sürecindeyiz, bu isimle devam edeceğiz. Karşı dava da açacağız."

Haluk Tolga İlhan'dan açıklama geldi

"Kamuoyuna Duyurumdur

 Son günlerde yapılan birtakım açıklamalara ve yayınlanan haberlere ilişkin öncelikle belirtmem gerekir ki; yapılan haberler hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır.

 İlk olarak, Ali Ekber Kayış’ın menajerliğini üstlenen Erhan Taş’ın son iki yıldır etkinliklerimi, konserlerimi engellemek için her yere telefon açarak hakkımda hakaretler ettiğini, küçültücü, aşağılayıcı ve karalayıcı ifadeler kullandığını, tehditler ile yıldırma politikası benimsediğini belirtmeliyim. Kendisi ve Ali Ekber Kayış tüm konser düzenleyenleri beni engellemek üzere aradığı için, tüm organizatörler bu duruma şahittir. Uzun yıllardır devam eden, Erhan Taş ve Ali Ekber Kayış’ın sistematik saldırıları bugünkü tablonun sebebidir. Beni İzmir Cumhuriyet Bayramı konserim öncesi mağdur ettikleri gibi, bir de mağdur olan taraf gibi demeçler vermektedirler. Zira konserden birkaç gün önce organizasyonu düzenleyenleri arayıp Erhan Taş’ın yine hakkımda hakaretler ettiğini öğrendim.

 Erhan Taş’ı İzmir’de Cumhuriyet konserim öncesi otelde görünce, diyalog kurmak ve neden yıllardır bana bu şekilde davrandığını sormak, bir sorun var ise karşılıklı konuşmak için kendisinin yanına gittim. Her seferinde yanıt vermeyince, otelin dışına çıktığında ben de çıkarak, “telefon görüşmenin bitmesini bekliyorum” dedim, telefonu kapatınca, neden hakkımda hakaret ve küfürler ettiğini sordum; o da bu soruma karşılık ağza alınmayacak hakaretler ve küfürlerle yanıt verip, bana saldırmaya çalışınca ben de kendimi savundum. Kendisine arkasından yanaşıp, kalleşçe saldırmışım ve daha önce beni görmediği, küfür etmediği gibi ifadeler tamamen yalandır, çevre ve otel kameralarında benim son derece barışçıl yaklaşımım, diyalog kurmak için defalarca yanına gidip gösterdiğim çaba görülecektir. Taş, olay sonrası ağza alınmayacak küfürlerini sıralamaya devam etti, buna da orada bulunan tüm müzisyenler, taksi durağı ve kafe çalışanları şahittir. Kendi terbiyesizliği ve küfürlerini inkar ederek, masum bir insana saldırmışım görüntüsünün yaratılmaya çalışılması tamamen Ali Ekber Kayış’ın demecinde de duyurduğu yeni albümünün reklam çalışması ve benim sanatsal ve siyasal kişiliğimi küçültmek için yaratılan sistemli bir saldırı ve itibarsızlaştırma projesidir.

 Olay sonrası bir kafeye sığındığım iddiası tamamen yaşadığı psikolojik ve fiziksel travmanın sonucu diye düşünüyorum. Zira kendisi o kadar çirkin küfürler etmiştir ki taksi durağı ve kafe çalışanları dahi yaşam alanlarında sarf edilen bu hakaretlere dayanamayarak kendisi ve yanındakileri uzaklaştırmıştır. Beni öldürmekle, yaşatmamakla tehdit etmiştir. Ben ise tartışma sonrası otelin önünde dakikalarca bekledim, belirttiği gibi herhangi bir yere sığınmadım, o süreçte de kendisi otelde saklanmaktaydı. Kamera kayıtlarında görülecektir.

 Abdal ismi üzerinden bir dava süreci devam etmektedir. Henüz yargıtaya dahi intikal etmemiş ve kesinleşmemiş bir karar üzerinden beni engellemeye dönük çabalar hukuk dışıdır. Kendilerine ait tüm sosyal medya kanalları yayındadır, bilakis Kayış tarafından benim sosyal medya kanallarım kapatılmıştır. Dava süreci başladıktan sonra adımı değiştirdiğim ve farklı bir grup ismi önerdiğim Ali Ekber Kayış’ın hayal dünyasının bir yanılsaması ve iftirasıdır. Zira Abdal’ın ilk albümünün yayınlanmasının ardından, popüler hale gelen ve büyük ilgi gören eserlerden sonra dinleyiciler bana bu şekilde hitap etmeye başladı, ben de ismimin önüne bu ismi eklettim ve bu gerçekleştiğinde dava gibi bir süreç yoktu. Kendi adımı kullanmak için de Ali Ekber Kayış’tan izin almayacağım gibi, “Abdal” adı Ali Ekber Kayış’ın zimmetli bir eşyasıdır da haberimiz mi yoktur?

 Geldiğimiz noktada, tüm konser verdiğim kurumların, organizatörlerin de bildiği üzere hiçbir zaman “Grup Abdal” ismi ile konsere çıkmadım, Ali Ekber Kayış ile benim kurduğum grup ikiye ayrılınca isim davasının başlaması için marka başvurusu zorunlu bir süreçti, nitekim kendisi de grup üyeleri diye göstermeye çalıştığı kişilerle ortak değil, yalnızca kendi adına markaya başvurmuştur.

 Son olarak, iyi bir okuyucu ve dinleyici görecektir ki Ali Ekber Kayış, haber kanalları ve gazetelerde yalnızca benim hakkımdaki iftira ve şikayetleri ile yer alabilmiştir. Kendisine aynı benim gibi, albümleri, çalışmaları, siyasal duruşu ve kimliği ile ön plana çıkarak, topluma bir faydası olabilecek ve sanatsal faaliyetlerinin haber değeri taşıyacağı bir yaşam felsefesini öneriyorum.

 Bugüne kadar Ali Ekber Kayış tüm çağrılarıma rağmen hiçbir zaman karşıma çıkamamıştır, benden neredeyse 20 yaş küçük olan, menajerim diye yönlendirdiği Erhan isimli genç bir insanı bu olayların içine sürüklemiştir. Gençlik heyecanı ile kendisinden kaç yaş büyük bir sanatçıya hakaret ve küfür etmenin ne kadar kötü sonuçlar doğuracağını umarım kendisi de öğrenmiştir.

 Ali Ekber Kayış ve Erhan Taş’a karşı, çalışma koşullarımı engelledikleri, tehditleri, hakaretleri için her türlü hukuki hakkımı kullanacağımı belirtmek isterim."

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler