‘Küçük Kadınlar’ büyürken Dönem filmi olmasa çekilmez!

Bir anlamda ilk feminist öykülerden, kadın bakış açısıyla çekilmiş, kotarılmış bir film, baştan sona bir kadın filmi. Beş kadının ayakta kalma mücadelesini anlatan filmin yönetmeni de kadın: Greta Gerwig; üstelik senaryo da onun elinden çıkmış. Kitabı okumuş olanlar için biraz daha kolay olsa gerek ama diğerleri için geri gidişleri ve zaman içindeki atlayıp zıplayışları ile akışı izlemesi hayli zor olmuş. Meg, Jo, Beth ve Amy, birbirlerinden karakter olarak çok farklı dört kız kardeş. Anneleri ise tipik bir Amerikan rol model kadını. Çocukları için çırpınan, ailesini her şeyin üstünde tutan, herkese anlayışlı, herkese kol kanat geren. Bu öykünün içinde bir kadın daha var ki o da  her yaşında şahane Merly Streep tarafından canlandırılan hala! O bir romantik değil, hiç evlenmemiş, realist ve sert bir kadın, ama ailenin de en zengini ve kızları rahat etmeleri için sevdikleriyle değil, zenginlerle evlenmeleri için dürtükleyen o! Film, kız kardeşlerin birbirlerine olan bağlılığının yanısıra, yoksullara yardım, birlikte aile yemeklerinin verdiği mutluluk gibi öğelerle zaman zaman Noel zamanı çıkan “iyi Hıristiyan nasıl olunur” filmlerini hatırlatsa da özellikle kızların büyüdüğü ve işin içine imkânsız aşkların girdiği ikinci bölümde daha keyifle izleniyor. Kızların farklı karakterleri, onları farklı eş ve iş arayışına da sürüklerken dönem filmi olması, o dönemin kostümleri, dansları, yaşam koşullarını özenli sergilemesi açısından da farklı bir nostaljiye sahip. 22 yaşında Oscar adayı olmuş ve daha önce “NewYork’ta yağmurlu bir gün” de izlemiş olduğumuz Fransız Timothee Chalamet’nin varlığı ve kızlar tarafından paylaşılamaması da filmin hoşluklarından biri. Filmin oyuncu kadrosu da Emma Stone, Saoirse Ronan ile hayli zengin.