Köşk’te zırhlanacak

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, aday olduğu Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması halinde 5 yıllığına yeni “zırha” kavuşacak. Erdoğan’ın, İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde işlediği iddia edilen “zimmet”, “kalpazanlık” “cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak” suçlarından Meclis’te bekleyen dosyaları da bu sayede raftan inmeyecek. Hatta Erdoğan, 17 ve 25 Aralık soruşturmaları kapsamında olası Meclis soruşturmasından da kurtulabilecek. Farklı yorumla Erdoğan hakkındaki fezleke hazırlanması ihtimalinin önü de Köşk’e çıktığında yargıya yönelik yapacağı atamalarla kapanacak. Öte yandan Erdoğan’ın Köşk’e çıktığında dokunulmazlık zırhı kalınlaşırken, bu koltuğu bırakan ve görev süresi 28 Ağustos’ta bitecek olan Abdullah Gül’ün ise Kayıp Trilyon davasından yargılanması gündeme gelecek.

Başbakan Tayyip Erdoğan, ağustos ayında yapılacak seçimler sonucunda Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı seçilirse “anayasal zırha” kavuşacak. Anayasanın 105. maddesi, “Cumhurbaşkanının, anayasa ve diğer kanunlarda başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan başbakan ve ilgili bakan sorumludur. Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz. Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır” hükmünü düzenliyor. Yani Erdoğan, Köşk’e çıkarsa sadece “vatana ihanet” suçundan TBMM’nin vereceği kararla yargılanabilir.

Eski dosyalar rafta

Erdoğan, Cumhurbaşkanı olunca dokunulmazlığı devam edecek. Eski dosyaları dokunulmazlık zırhı nedeniyle açılamayacak. Erdoğan hakkında İstanbul Belediye Başkanlığı dönemindeki suçlamalar nedeniyle Meclis’te 3 fezleke bulunuyor. Bu fezlekelerde, “Görevi ihmal”, “zimmet”, “Kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık”, “Resmi evrak ve kayıtlarda sahtecilik”, “Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak”, “Suçu ve suçluyu övmek”, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlarından Erdoğan hakkında yargılama yapılması isteniyor.

17 Aralık’tan kurtuldu

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı sayesinde 17 ve 25 Aralık soruşturmalarında olası fezleke tehditlerinden de kurtulacak. Örneğin 17 Aralık dosyası kapsamında bakanlar Muammer Güler, Erdoğan Bayraktar, Egemen Bağış ve Zafer Çağlayan hakkında Meclis soruşturması açılmasına karar verilmişti. Bu amaçla TBMM’de Soruşturma Komisyonu kurulmuştu. Ancak Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa 17 Aralık dosyası kapsamında kendisi hakkında Meclis soruşturması yapılmasının önü kapanacak.

Yüksek yargıyı o atayacak

Başbakan Erdoğan, Köşk koltuğuna oturduğunda geride kontrol altına alınmış bir yargı da bırakacak. 17 Aralık sonrası HSYK tarafından yargı ve emniyet içinde ciddi bir pasifize operasyonu gerçekleştirilmişti. Diğer yandan Erdoğan, seçilirse Cumhurbaşkanı olarak yargıda önemli atamaları yapma yetkisi yakalayacak. Anayasaya göre cumhurbaşkanı; Anayasa Mahkemesi’nin 17 üyesinden 14’ünü kendisi seçiyor. Yine cumhurbaşkanı, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Askerî Yargıtay üyelerini, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini ve HSYK’nin 4 üyesini atıyor.

Gül’ün davası

Öte yandan Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı görev süresi 28 Ağustos’ta sona erecek. Bu tarihten itibaren Abdullah Gül’ün dokunulmazlığı sona eriyor ve bütün zırhları kalkıyor. Gül, dokunulmazlığı kalkınca Kayıp Trilyon davasından yargılanacak. Bu dava, kapatılan RP’nin yöneticileri hakkında, 1997’de Hazine yardımını devlete iade etmemek için yaklaşık 1 trilyon lirayı sahte faturalarla harcanmış gibi gösterdikleri iddiasıyla açılmıştı. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan ve 78 parti yöneticisinin “özel evrakta sahtecilik” suçlamasıyla yargılandığı davada Erbakan, iki yıl dört ay hapse mahkûm olmuştu. 68 RP yöneticisi de 1 yıl 2 aya kadar hapis almıştı. Gül hakkında, milletvekilliği nedeniyle devamlı dokunulmazlık altında oldukları için ceza davası açılmadı. Hatta Gül, Kayıp Trilyon davasından ev hapsine alınan Erbakan’ı sağlık sorunları ve ileri yaş gerekçesiyle 2008 yılında Cumhurbaşkanı olarak affetmişti.