Kadın isterse yapar

İstanbul’dan Konya’ya sanayi sektöründe işveren olan kadınlar, iş dünyasında değişime hâlâ büyük ihtiyaç olduğunu düşünüyor.

Kadın isterse yapar
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.06.2019 - 22:57

İş dünyasında, özellikle erkek egemen sanayi sektöründe; ‘erkekleşme’den, anne ve eş olma rolüne hapsolmayıp üretim ve ihracattaki başarılarıyla ülke sınırlarını aşan çok sayıda kadın var. İşte, ülkenin sosyal ve ekonomik koşullarıyla mücadele eden bu kadınların 21’ini, Tezmaksan Akademi “Kadın Sanayici Olmaz mı Dediniz” başlığı altında kitaplaştırdı.
Kitabın tanıtımı için biraraya geldiğimiz kadınlar, yoktan var ettikleri hikâyelerini dile getirirken, “Atölyeye giderken dışarıdan dolanıp gir, ön tarafta işçiler var” gericiliğinden, yaşça küçük bir erkeğe ‘abi’ demek zorunda kalmaya kadar pek çok sorunlu durumla karşılaştıklarını anlattılar.

CERN’e üretim
Bunlardan biri, Kayseri’de 120 metrekarede üretimine başlayıp, bugün otomotivden savunmaya faaliyet gösteren Zuhal Gözüküçük. 1997’de eşini kaybettikten sonra, mesleği ziraat mühendisliğinin yanına makine mühendisliğini de ekleyen Gözüküçük, “Zamanla Kayseri dar geldi ve Avrupa’ya açıldık. 2016’da CERN’ün tedarikçisi olduk. Ölünceye dek bu işi yapacağım, ayaklarım nereye kadar götürürse” dedi.

Kadın sanayici olmanın en önemli zorluklarından birinin, erkek egemen bakış açısı altında iş yapmak olduğunu anlatan Piraye Ölçer ise şu vurguyu yaptı: “Karşındakini cinsiyet değil insan olarak görürsen iş yapabiliyorsun. Başka bir çıkarı yok.”
Ancak Anadolu’da yaşadığı için, bunca yıl hiçbir erkekle iş yemeğine çıkmayıp, bir erkeğin arabasına binmeyen ya da bir fuar için yurtdışından gelen misafirlerini götürdüğü restoranda, şef garson tarafından kaygıyla karşılanan da var. Restoran olayını anlatan Şafak Çivici, olayın sonunu şöyle anlattı: “Şef garson, o grup içinde eşimin de olduğunu görünce derin bir oh çekti.” Gözüküçük’ün şu hatırası da dikkat çekici: “Üretim için ana hammaddemiz sac. Yeni sipariş için sac üretimi yapan bir firmayı aradım. ‘Hanımefendi burası kuaför değil’ dediler. Arabaya atlayıp gittim o firmaya. Özür dilediler.”

Erkek yok muydu?
1986’da Suteks’i kurduktan sonra 50 kiloluk valizlerle müşterilerine giden Nur Ger ise, Ankara’daki siyasilerin yaklaşımını 1995’te yaşadığı bir olayla anlattı: “Bir yasa nedeniyle ilaç sanayicileriyle karşı karşıya geldik. İki kadın Ankara’da tek tek siyasi partilerin meclisteki grup başkan vekillerini dolaştık. Konuştuğumuz kişi, ‘Derneğinizde erkek yok muydu, iki kadın gönderdiler‘ dedi. Derneğin başkanı olduğumu söyleyince sadece ’iyi, iyi’ dedi.” Konya’da kadın sanayici olmanın tüm zorluklarını yaşadığını, başarı için büyük emek verdiğini anlatan Sevda Kayhan Yılmaz’ın şu sözleri ise gerçekten yol gösterici: “Biz kadınlar yeterince istemiyoruz. İstersek, yaparız.” Tezmaksan Yönetim Kurulu Üyesi Fatma Aydoğdu da “Bence mücadeleyi seçen ve seçmeyen kadınlar var, o kadar. Ben yıllarca haklarımdan vazgeçmedim” dedi.

Zorluklar içinde

Sanayide faaliyet gösteren kadınlar sektörlerinin önemli örgütlerinde de görev yapıyorlar. Örneğin bugün İstanbul Sanayi Odası ve İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği yönetim kurullarında görev yapan Sultan Tepe bunlardan biri. Niğde’de doğduğu köyde kendisinden ve ablasından başka hiç kimsenin okumadığını anlatan Tepe, zorluklar içinde Çamlıca Kız Lisesi ve ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliğini bitirdiğin söyledi. Tepe, halen eşiyle birlikte Türkiye’de üretilmeyen tekstil ürünlerini üretip, ihracat ettiklerini gururla vurguladı.

 

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler