İşkenceye 'sıfır' ceza
Ne 12 Eylül, ne Hopa, ne de Gezi işkenceleri... Savcılığın bu olaylara ilişkin yürüttüğü soruşturmalarında bir türlü sorumlu asker ve polislere dava açılamadı.
Hükümet, işkenceye karşı “sıfır tolerans” politikası izlediğini savunurken adalet sistemi buna karşılık vermedi. Ankara’da yürütülen 12 Eylül dönemi işkenceleri, Hopa protestosu ile Gezi Direnişi sırasındaki polis şiddetine ilişkin soruşturmalar bir türlü tamamlanamadı. Üç ayrı soruşturma yürüten Ankara Başsavcılığı, şu ana kadar tek bir kişi hakkında bile dava açmadı. Güvenlik güçlerinin halka yönelik işlediği suçlara karşı yargı sisteminde “cezasızlık politikası” izlendiği görülüyor.
Güvenlik görevlilerinin yurttaşlara karşı işlediği işkence ve kötü muamele olayları adaletin önüne çıkartılamıyor. Bunun en somut örneği Ankara’da yaşanıyor. Ankara Adliyesi’nde bilinen üç ayrı işkence ve polis şiddeti dosyası bulunuyor. Bunların başında 12 Eylül darbesi döneminde cezaevi ve karakollarda yapılan işkencelere yönelik soruşturma geliyor. 2010’daki referandum sonrasında başlatılan bu soruşturmada aradan 4 yıl geçmesine karşın bir sonuç alınamadı. Savcı Kemal Çetin’le başlayan soruşturma dosyası daha sonra Murat Demir’e devredildi. Savcı Demir, Sincan’a atanınca dosyayı Abdullah Bulgen aldı. Bulgen’in de görev yeri değişince 12 Eylül işkence soruşturması uzun bir beklemeden sonra Şaban Yavuz’a verildi. Ancak savcı Yavuz, yaklaşık bir yıldır elinde bulundurduğu soruşturmaya ilişkin bir iddianame düzenlemedi. Darbe döneminde Mamak Askeri Cezaevi ile Ankara Emniyeti’nde yapılan işkenceleri konu alan soruşturmanın şüphelileri arasında Cezaevi Müdürü Raci Tetik, dönemin Emniyet Müdürü Ünal Erkan, DAL grubunu yöneten Kemal Yazıcıoğlu gibi isimler bulunuyor.
Hopa dosyası
Dava açılmayı bekleyen bir diğer işkence dosyası ise Hopa olaylarına ilişkin. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın miting için gittiği Hopa’da emekli Metin Lokumcu’nun ölümüyle sonuçlanan polis müdahalesi 31 Mayıs 2011 tarihinde AKP Ankara İl Başkanlığı önünde protesto edilmişti. Polis, bu eyleme çok sert müdahale etmiş, çok sayıda gözaltına alınan genç olmuştu. Gözaltına alınan 50’nin üzerindeki kişiler, uzun saat elleri arkadan kelepçelenmiş şekilde polis otobüslerinde bekletilmiş, bu sırada içeri giren polisler eylemcilere şiddet uygulamıştı. Bazı kadın eylemciler sözlü ve fiziksel tacize uğramış, tecavüzle tehdit edilmiş, bazı eylemcilerin de adliyeye çıkartılırken yüzlerinin, gözlerinin mor olduğu görülmüştü. Kamuoyunda tepki oluşması üzerine Ankara Başsavcılığı, gözaltında işkence yapan polisler hakkında soruşturma başlatmıştı. Ankara Emniyeti, teşhis için polislerin göreve başladıkları resimleri göndermiş, müdahale anına ilişkin görüntüleri ise uzun süre yollamamıştı. Bu soruşturma da 2011’den bu yana devam ediyor. Ancak şu ana kadar bir dava açılmış değil.
Gezi’de polis şiddeti
Yakın dönemde yaşanan Gezi eylemlerinde yaşanan polis şiddetine ilişkin de Ankara Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmadan sonuç alınamadı. Memur Suçları Soruşturma Bürosu’nun yürüttüğü soruşturmada, polisin orantısız müdahalesi ile atılan biber gazı fişeklerinden yaralanan eylemcilerin şikâyetleri ele alınıyor. Ancak şu ana kadar tek bir polise dahi dava açılmadı. En somut örnek Ethem Sarısülük’ün cenaze töreninin yapıldığı gün Kurtuluş Parkı’nda başının arkasından biber gazı fişeği ile vurularak ağır yaralanan Dilan Dursun olayında yaşandı. Dilan’ı vuran Akrep aracının görüntüsü olmasına karşın savcılık, bir türlü şüpheli polisi tespit edemedi. Yine Ankara’daki eylemlerde başından, gözünden ve vücudunun çeşitli yerlerinden biber gazı fişeğiyle yaralananların dosyaları da adalet bekliyor.
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Kılıçdaroğlu'na 'Meral Akşener' yanıtı
- Elazığspor'dan maça çıkmama kararı!
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!
- Al Nassr'dan Talisca açıklaması!
- Yetki kısıtlayan teklif komisyondan geçti