İlişkilere enerji gaz verecek
Türkiye’nin eski İsrail Büyükelçisi Çelikkol’a göre ilişkilerin iyileşmesinde doğalgaz rol oynayabilir.
Türkiye’nin eski İsrail Büyükelçisi Dr. Oğuz Çelikkol, Mavi Marmara baskınının ardından gelinen sürece bakıldığında iki ülke arasında geçmişteki gibi ilişkilerin odağında askeri işbirliğinin olamayacağını düşünenler arasında. Çelikkol, Türkiye-İsrail arasındaki ekonomik işbirliğinin kriz döneminden pek etkilenmediğine işaret ederken Doğu Akdeniz’deki doğalgazın ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlayacağı görüşünde.
Türkiye-İsrail arasında ipleri koparan süreçte “alçak koltuk” krizi ve kanlı Mavi Marmara baskınları sırasında Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi görevinde bulunan Çelikkol ile İstanbul Kültür Üniversitesi’ne bağlı Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi’nde (GPoT) gerçekleşen “One Minute’ten Mavi
Marmara’ya Türkiye İsrail Çatışması” isimli kitabının tanıtımı toplantısı çerçevesinde bir araya geldik. Son dönemde Türkiye-İsrail arasında ilişkilerin normalleşmesine yönelik anlaşmaya varılmasının eli kulağında olduğu yorumları yapılırken hafta başında Türkiye’deki mahkemenin saldırı sırasında görevde olan İsrailli 4 komutan hakkında tutuklama kararının ilişkilere nasıl bir yansıması olacağını soruyoruz Çelikkol’a. Mavi Marmara baskınının yıldönümünün öncesinde kitabı yayımlanan Çelikkol mahkeme kararının İsrail’de endişeler yarattığına dikkat çekerken şu görüşlerini dile getiriyor:
“Mutabakat zaptının ya da anlaşmanın meclislerden geçirilmesi yönünde bir karar olduğu ortaya çıkıyor gelen haberlerden. Bunun sorunu çözebileceği anlaşılıyor. Her şekilde iki tarafta da ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda bir kararlılık varsa, bu iki süreci (hukuki-siyasi) birbirinden ayırmak da daha doğru olur diye düşünüyorum.”
Ortadoğu’daki bu zor dönemde, Türkiye ile İsrail ilişkilerinin normalleşmesi gerektiğini kaydeden Çelikkol, iki tarafta da istek olduğunu, ancak iki ülkenin cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlandığı bir dönemde iki tarafta da iç siyaset hesaplarının yapıldığı görüşlerini dışlamıyor, Netanyahu’nun Türkiye’nin özür talebini yanıtlamasının İsrail’deki genel seçimler sonrasında geldiğini hatırlatıyor.
Son dönemde Doğu Akdeniz’deki enerji pastasının Kıbrıs sorununun çözümünün yanı sıra İsrail-Türkiye ilişkilerine de katkı sağlayabileceği yorumları dikkat çekiyor. Bu konuya ilişkin Çelikkol, artık askeri işbirliğinin İsrail-Türkiye ilişkilerinde odak noktası olamayacağını belirterek şunları söylüyor: “Krizde de iki hükümetin ekonomik ilişkileri engellemek gibi girişimi olmadı. Doğalgaz ve bunun Avrupa’ya nakli gibi, Ukrayna krizinin etkileri de göz önüne alınarak bazı işbirliği alanları ortaya çıkarsa, tabii ki ekonomik işbirliği yeni ilişkilerin odak noktasında önemli olacaktır. Bugün dünyada ekonomik işbirliği giderek daha önem kazanıyor. Rusya ile ilişkilerin temelinde de ekonomik işbirliği var. İsrail ile de bu olabilir.”
Suriye’de değerlendirme hatası
Çelikkol, Arap halklarının demokratik, daha fazla özgürlükçü, çoğulcu toplum taleplerinin kabul edilmesi gerekliliğine vurgu yapıyor. 2000-2004’te Şam Büyükelçiliği yapan Çelikkol’a Suriye konusunu da soruyoruz. Emekli büyükelçiye göre, krizin başından bu yana en büyük hatalardan biri Rusya ile İran’ın Esad rejimini iktidarda tutma yönündeki kararlılığının başlangıçta çok iyi değerlendirilememesi. Çelikkol, “Bu hatayı Batı da yaptı, belki Türkiye de. Ama şimdi ortaya çıkan tablo şu ki Libya, Tunus’tan farklı olarak Suriye’de Rusya ve İran mevcut rejimi ayakta tutabilmekte büyük bir kararlılık gösteriyor. Rusya ile İran’ın da ikna edilerek bir çözüm bulunmasının zorunluluğu görülüyor” diyor ve ekliyor: “Esad’ın devlet başkanı olarak devam edip etmeyeceğine, onunla çözüm olup olmayacağına da karar verecek olan Suriye halkı sonuçta.”
MEZHEBE DAYALI FAY HATLARI TEHLİKELİ
“Ortadoğu’da tekrar geçmişteki mezhep ayrılıklarına dayanan fay hatlarının harekete geçirilmemesi gerekiyor” görüşünü dile getiren Çelikkol, “Mısır’la da ilişkilerin rayına oturtulması gerektiğine inananlardanım” diyor.
MISIR ŞÜPHESİ
Çelikkol’un kitabında Mavi Marmara baskınına ilişkin Mısır şüphesi dikkat çeken bölümlerden. Gemideki
bir kişinin baskın sonrasında Türkiye’ye tahliyesinde son anda uçaktan inerek, Mısır Büyükelçiliği yetkililerince havaalanından götürüldüğünü aktaran Çelikkol, daha sonra bu kişinin Mısır istihbaratına çalıştığına dair duyumlar aldıklarını belirtiyor. Kahire yönetiminin o dönemde Gazze’ye yönelik ambargo konusunda İsrail’le işbirliği yaptığı, Türkiye’nin bölgede artan rolüne ilişkin rahatsız olduğu görüşünü dile getirerek kitabında Mısır İstihbarat Şefi Ömer Süleyman’ın baskından bir hafta önce İsrail’e geldiğini hatırlatıyor. Kitapta şu ifadeler yer alıyor:
“Süleyman’ın bu ziyaret sırasında Mavi Marmara konusunu ele alması, gemide Mısırlı istihbaratçının bulunması, Mübarek yönetimi istihbarat örgütünün İsrail’e gemi ve hatta gemide silah ve silahlı milisler bulunduğu yönünde abartılı ve yanlış bilgi aktarmış olabileceği ihtimalini de ortaya çıkartmaktadır. İsrail askerlerinin gemiye saldırı düzenlerken gemide silah ve silahlı kişiler bulunduğu düşüncesinde olabileceği ve gemide silah arandığı, silah bulunmamasının şaşkınlık yarattığı anlaşılmaktadır.” Çelikkol “kumpas” dediği “Alçak koltuk” krizinin arkasında dönemin Dışişleri Bakanı Lieberman’ın Evimiz İsrail Partisi’nin olduğu görüşünde. Çelikkol, “Ayrılık” ve “Kurtlar Vadisi” dizilerindeki İsrail karşıtı bölümlerin krize yol açtığına dikkat çekiyor.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt