Göçebe orkestramız nereye gidiyor?

Konser öncesi bir veda töreninin düşündürdükleri…

Göçebe orkestramız nereye gidiyor?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.02.2015 - 13:19

İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın (İDSO) son yıllardaki konserlerini sürekli, sürekli olmasa da sık sık izleyenlerin Haydn’ın ünlü “Veda” senfonisini anımsamaması olanaksız. Çünkü sık sık orkestradan emekli olan sanatçılar için yapılan küçük veda törenlerine tanık oluyoruz. (Aklıma Yücel Berrak, Emin Özistek, Ali İhsan Ünal, Alp ve Suzan Altıner’ler geliyor.) Lütfi Kırdar’daki 30 Şubat Cuma akşamı konseri de bunlardan biriydi. Konserden önce, flüt sanatçısı Aydın Büke’nin emekli olduğu ve bu akşam orkestrayla birlikte son konserine çıkacağı duyuruldu ve kendisine bir plaket sunuldu. Büke, tüm müzikseverlerin bildiği gibi bir müzik yazarıydı aynı zamanda, sanırım altıncı kitabı “Beethoven” birkaç ay önce yayınlanmıştı ve kuşkusuz müzik yazarlığını sürdürecek, bize yeni yapıtlar kazandıracaktı. P eki, kadrosu gittikçe eksilen orkestra ne olacaktı? Büke, yaptığı kısacık “veda” konuşmasında bu önemli soruna değindi.

“Bugün burada son defa çalacağım çok sevdiğim orkestramla birlikte. Başlayalı 32 yılı geçti” diye başlayan Büke sözlerini “Kalabalık konserlerde, bugün de olduğu gibi, genç arkadaşlarımızı çağırıyoruz. Ben girdiğim yıllarda bu boyuttaki yapıtları kendi başımıza çalabiliyorduk. Artık kadromuz eksildi ve çok iyi gençler geliyorlar, o bakımdan içim rahat, benim yerime çalacak olanlar benden çok çok daha iyiler, onun için bayrağı onlara gönül rahatlığıyla devrediyorum. Tek istediğim gençlerin bu orkestrada kalıcı, kadrolu olmaları” diyerek bitirdikten sonra da konser başladı.

İlk bölümde 20. Yüzyılın en önemli orkestra şeflerinden biri olan Leonard Bernstein’ın Candide operasının neşeli ve canlı bir yapıt olan uvertüründe, ardından da yaşayan en önemli orkestra şeflerinden biri olan Andre Previn’in Keman ve Kontrbas için İkili Konçertosu’nda iki solist, kemanda Pelin Halkacı Akın ve kontrbasta Onur Özkaya ile İngiliz şef James Judd yönetimindeki İDSO birlikte incelikli bir yorum sundular. İkinci bölümde Gökçen Koray ile Seval Irmak’ın çalıştırdığı İDSO Korosu’nun kadın koristlerinin de katılımıyla seslendirilen, 20. Yüzyıl başlarının önemli bestecilerinden, İngiliz Gustav Holst’un Gezegenler Süiti de etkileyiciydi.

Türkiye’de çok az seslendirilen bu ilginç yapıtları dinlerken, sanırım çok müziksever benimle aynı şeyi düşünüyordu: “Bir yandan orkestralarımızın kadrosu eksiliyor, kadro verilmiyor. Öbür yandan konservatuvarlardan yetişen gençler açıkta kalıyor. İki sorunla karşı karşıyayız ve bu iki sorunun çözümü tek. Kültür Bakanlığı orkestralara kadro verecek, ayrıca yeni orkestralar kurulacak, çünkü buna hem ülkenin gereksinimi var, hem de genç sanatçıların. Yoksa, orkestralar eriyip bitecek, gençlerin büyük bölümü de piyasaya düşecek. Hem de TÜSAK’a gerek bile kalmadan.

Konser sonrası edindiğim şu bilgiyi de paylaşmak istiyorum: İDSO’nun 120 kişi olması gereken kadrosu 82’ye düşmüş durumda. İzlediğim konserde ise, kadro dışından 22 genç sanatçı çalmış.




Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon