Gitarist / besteci Murat Usanmaz: ‘Müziğin gücünü paylaşmak paha biçilemez’
Pandemi günlerinin seyircisiz konserlerinde gitarist / besteci Murat Usanmaz’ı dinledik.
İspanya ve Almanya arasında yaşamaya devam eden, kendini Türkiye asıllı bir dünya vatandaşı olarak tanımlayan gitarist/besteci Murat Usanmaz ile Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda 4 Şubat’ta verdiği “Baroktan Flamenko’ya” konseri sonrası pandemi sürecini, seyircisiz çalma deneyimini ve projelerini konuştuk.
- Müzisyenleri derinden etkileyen pandemi günleri nasıl geçiyor?
Yeni eserler, yeni projeler, Almanca ve İtalyanca öğrenmek, yaklaşık 20 yıl sonra tekrar şan çalışmalarına başlamak ve spor ile ilgili kendime koyduğum hedeflerden dolayı hayat her zamanki gibi dolu dolu geçiyor açıkçası. Profesyonel hayatımı tabii ki tüm müzisyenler gibi derinden etkileyen pandemi koşullarını elimden geldiğince kişisel olarak en olumlu şekilde geçirmeye gayret ediyorum. Biliyorum ki her şey gibi bu süreç de geçecek ve güneşe çıkacak bir yol mutlaka var. Ve bunların hepsinin üstünde ve ötesinde pandemi sürecinde hayatımıza giren bebeğimiz Can León ile babalık duygusunu yaşamak kelimenin tam anlamıyla harika!
- Klasik ve flamenko gitar için beste ve düzenlemeleri de olan geniş repertuvarlı bir sanatçısınız. Konser programınızı nasıl belirlersiniz?
Hem CRR’deki konserimde hem de genel olarak tüm konserlerimde önceliğim farklı dönem eser ve bestecilerine yer vermek. Ancak en önemlisi repertuvarımı her zaman çalmaktan çok zevk aldığım eserlerden oluşturuyorum. Bizleri, özellikle enstrümantal müzik icra eden sanatçıları birer hikâye anlatıcısı olarak görüyorum. Her eser sessizlikle başlayıp, sessizlikle biten yeni ve farklı bir hikâye. Öncelikle ben hoşlanmalıyım ki hikâyeden dinleyenler de hoşlansın. CRR konserim için de Barok dönemden flamenkoya ulaşan ve gitarın farklı renk ve tatlarını aynı konserde dinleme imkânı sağlayan Bach, Tarrega ve Barrios gibi benim favori bestecilerimin eserlerinden oluşan bir repertuvar seslendirdim. Paco de Lucía’ya ithaf ettiğim “Adiós Maestro!” isimli bestemi de çaldım. Dünya prömiyerini Uluslarası Sevilla Gitar Festivali’nde Paco de Lucía anısına yapılan konserde gerçekleşen bu eser kişisel olarak benim için önemli olmakla beraber Türk müziğinden öğelerin flamenko üslubu ile doğal olarak harmanlanması açısından hem Türkiye’de hem de yurtdışında ilgiyle karşılandı.
‘TV PROGRAMI HİSSİ’
- Sanaldaki seyirciye sahneden çalmak nasıl bir duygu?
Öncelikle CRR’yi başta Cem Mansur olarak bu zorlu dönemde iyi müziği teknolojinin verdiği olanaklarla izleyiciyle buluşturmaya devam etmesi için gösterdikleri iradeden dolayı alkışlamak isterim. Görüntü ve ses kalitesinin yeterli olduğunu düşünmekle beraber biz sanatçılar için harika bir sahne olan CRR’nin tamamen boş koltuklarına karşı bir konser vermek ve seyircilerle hiçbir şekilde bir etkileşim olamaması açıkçası sanki seyircisiz bir televizyon programında konser veriyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Ancak daha önce aynı sahnede defalar konser vermiş olmaktan ve bu köklü sahnenin sanatçıya yansıyan ruhundan dolayı yine de içsel olarak bir konser atmosferi yaratılabiliyor. Eser aralarında alkış duymamak da gerçekten ilginç bir deneyim. Ancak müziğin gücünü ve derinliğini kalpten kurulan bağ ile internet ortamında bile olsa tüm dünya ile paylaşmak paha biçilmez.
DİJİTALİN ARTILARI...
- Geri dönüşler mutlu etti mi? Kayıt dinlemenin de artısı var mı?
Her şeyden önce yaklaşık bir yıl aradan sonra ekranda dahi olsa beni bir konser salonunda gördükleri için beni takip eden dinleyicilerimin ve yakın çevremin mutluluklarını benimle paylaşmaları çok hoş. Repertuvar seçimi ve performans konusunda çok mutlu eden ve heyecan verici geri dönüşler aldım ve alıyorum. Aynı kaydı defalarca dilekleri bölümden itibaren diledikleri kadar izlemeleri, ses seviyesini artırıp azaltmaları ve diledikleri zaman ara verip tekrardan başlayabilmelerini bazı avantajlar olarak sayabiliriz. Sanatçı seyirci etkileşimi, bir konser salonunda bulunup, havasını solumak ve geleneksel konser alışkınlıkları gibi faktörler ne yazık ki ekrandan seyirciye geçememekte. Ve canlı konser dediğimiz şeyin sahne üzerindeki performansın seyircinin enerjisiyle iç içe geçmesinden oluştuğunu hesaba katarsak bir an önce gerekli koşullar sağlanarak canlı konserlerin tüm dünyada verilmesinin sağlanması en içten dileğimdir.
- Yeni projeler var mı?
İstanbul’da doğup, ilk gitarımı İstanbul’da alıp, ilk konserimi İstanbul’da verip, konservatuvardan İstanbul’da mezun olduktan, hayalini kurduğum uluslararası kariyere İstanbul’dan yola çıkarak yürümemden dolayı İstanbuluma gönül borcumu ve şükranlarımı sunduğum bazı özel projelerimi de hayata geçirmek için gerekli çalışmaları yapmaktayım. Yıllar içerisinde biriktirdiklerimi büyük bir heyecan ile güzel ülkem Türkiye ile paylaşmak için yeni projeler üretiyorum.
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Kılıçdaroğlu'na 'Meral Akşener' yanıtı
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- 'Hadi gelin kapatın!'
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Yeni dönem başlıyor: Taksi, otobüs, dolmuş...
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Al Nassr'dan Talisca açıklaması!
- Bir sonraki ve en büyük ekonomik patlama...
- Yetki kısıtlayan teklif komisyondan geçti