Gelenek

San Antonio bu seride aslında onlara pek ters gelmeyen bir yapıyla karşılaştı. Memphis yapı itibariyle Spusr’ün en büyük eksiği olan atletizm özelliğini barındırmayan bir takımdı. Ancak bunlara rağmen San Antonio Spurs seride zorlandı. Memphis’te savunmanın kilit isimlerinden Tony Allen olmamasına rağmen Spurs hücumda çok zorlandı. Mike Conley’nin de harika bir seri geçirmesi ve önemli anlarda aldığı sorumluluk San Antonio Spurs’ün canını oldukça sıktı. Özellikle altıncı maçta San Antonio Spurs’ün maçı sadece 13 asistle bitirmesi koç Popovich’in canını oldukça sıkmışa benziyor. Seri boyunca hücum grafikleri yavaş yavaş düştü. Burada durumu toparlayan en önemli faktör, Kawhi Leonard’ın normal sezonda gösterdiği müthiş performansının da üstüne çıkması oldu. NBA’in en iyi oyuncularından birine sahip olmaları bu serinin kaderini belirleyen önemli etkenlerden biriydi. Son derece disiplinli, hem savunmada hem hücumda çok başarılı bir oyuncuya sahip olmaları (Kawhi Leonard), takıma çok hakim bir koç ve kazanma geleneklerinin olması gibi özellikleri barındırmasına rağmen San Antonio Spurs’ün çok ciddi sorunları var. Özellikle bu seride öne çıkan sorun, hücumdaki büyük eksiklik. Takımın anlayışı, hücumda sıkıntı yaşamalarına rağmen rakibi savunmada durdurmak ve yan parçaların özellikle Danny Green ve Patty Mills’in ekstra katkılarıyla hücumda kısır oldukları dönemleri bu şekildeki geçip sonuca ulaşmak. Nitekim bu amaçlarına da bu şekilde ulaştılar. Ancak NBA play-off’larında bu şekilde bir yere kadar gidebilirler. Çünkü her geçilen turdan sonra daha elit daha sağlam takımlarla karşılaşılır ve bu mantık bir yerde patlar. Bundan dolayı takım olarak bir adım daha atlamak zorundasınız. Çünkü ufak detaylarla NBA play-off’larında barınmak çok zor. Belki de bu seride hücumda kısır olmalarının bir diğer sebebi de takımın önemli oyuncularından olan Lamarcus Aldırıdge ve Manu Gınobılı’nin çok kötü bir seri geçirmeleriydi. Ayrıca Pau Gasol, David Lee ve Lamarcus Aldridge’in çok hareketsiz uzunlar olması ve bunun sonucunda hem hücumda hem savunmada pozisyon açısından sıkıntı yaşamalarına neden oldu. Danny Green ise bu seride resmen döküldü. En önemli özelliği dış şut olan bir oyuncunun %29 oranında şut atması San Antonio Spurs’ü zora sokan bir diğer konu oldu.

Şimdi ise rakip modern basketbolun en güzel örneklerinden bir takım olan Houston Rockets. Bu seriyi ilginç kılan birçok nokta var. Örneğin, iki takım 22 yıldır play-off’larda eşleşmiyorlar. Ancak bundan da önemlisi teknik olarak iki takımın birbirinden çok farklı olması. Houston Rockets daha çok hücuma ve yaratıcılığa dayanan bir basketbol oynarken San Antonio Spurs, disiplin ve savunmayı ön planda tutan bir basketbol anlayışıyla oynuyor. Gerçekten herkesin merakla beklediği ve play-off’larda tahmini en zor eşleşmelerden biri. Spurs’ün başarı geleneği ve Kawhi Leonard gibi bir yıldızının oluşu önemli kozlarından birkaçı. Rockets cephesinde ise bu senenin Russell Westbrook ile birlikteki en önemli MVP adayı James Harden’a sahip olmaları ve yan parçalarının takır takır işlemeleri Spurs’ün başını ağrıtacak bir mesele. Rockets için endişe verici bir diğer nokta ise James Harden’ın bileğindeki sakatlıkla beraber ne kadar verimli olacağı. Harden, bu sene adeta bir lokomotif gibi oyunun içindeydi. Oyun görüşü, skora katkısı ve takım içinde gösterdiği liderlik onu en üst seviyeye taşıyarak en büyük iki MVP adayından biri yaptı. Bu seride belki de en kilit isimlerden biri Patrick Beverley. Rakipler için tam bir baş belası olan Bevaley’nin Oklahoma City eşleşmesinde Westbrook’un başına ne işler açtığını izledik. Bu seride de Tony Parker’ın yakasına yapışacak gibi duruyor. Burada asıl nokta Spurs için en temel parçanın Parker olması. Ne kadar yaşı ilerlese de ve oyunundaki özellikler kısıtlansa da onun deliciliğinden bir şekilde yararlanmak zorundalar. Baverley’nin sinir bozucu baskı karşısında tecrübesiyle ondan sıyrılıp sıyrılamayacağını göreceğiz. Kısacası hücum ve savunmanın bu çarpışmasını merak içinde izleyeceğiz. Bakalım savunmayı ön planda tutan Popovich mi yoksa pace and space basketboluna en uygun takımı kuran Mike D’Antoni mi kazanacak?