Cakarta’da tarihe yolculuk

Endonezya, 17 Ağustos’taki 75. bağımsızlık günü kutlamalarını bu yıl Covid-19 pandemi önlemleri çerçevesinde sanal ortama taşıdı. Başkanlık sarayı her yıl bayrak töreni için dolup taşarken bu yıl yalnızca 20 kişi ile sınırlandırılmıştı.

Yayınlanma: 23.08.2020 - 06:00
Cakarta’da tarihe yolculuk
Abone Ol google-news

Geleneksel kıyafeti içinde Başkan Jokowi ve hükümetin önde gelenlerinin hazır bulunduğu tören TV kanallarından canlı yayımlanırken birçok resmi görevli ve yabancı misyon şefleri de video konferansla kutlamada yer aldı. 75 .Yıldönümü anısına çıkarılan banknot Endonezya’nın geleceği için iyimserliğini yansıtıyor.

Epeydir Cakarta’yı çok yazdım ama tarihi yerlerine pek değinmedim. Turist olarak şehirde ne yapılır anlatmadım diyerek Bağımsızlık Günü şerefine ben de sizleri bu pazar bu günlerde hem zorunluluk hem de moda olan haliyle Cakarta’da sanal bir geziye çıkarmaya karar verdim! Çok katlı modern binaları, iş merkezleri ve kötü trafiği ile ünlenmiş Cakarta’ya çoğunlukla gezecek, görecek fazla bir şey yok diye haksızlık edilir ve es geçilir.

Oysa o gökdelenlerin arasına gizlenmiş bir tarih vardır ki tam anlamıyla gezecek olsanız bir kaç gün ayırmak gerekir. Gezimize şehrin tam ortasındaki, en ünlü simgesel mekan Milli Anıt Monas’dan başlayalım. Anıt, 1945’teki Bağımsızlık Bildirgesi ilanını ve halkın özgürlüğe giden yoldaki kararlılığını simgeler ve o çabaları taçlandırmak için yapılmıştır.

ALTIN HEYKEL

İlk Devlet Başkanı Sukarno zamanında 1961’de yapımına başlanan anıt ancak 32 yıl iktidarda kalan Suharto döneminde 1975’te bitirilmiştir. 137 metre uzunluğunda mermer dikilitaşın en tepesindeki alev heykeli 35. kg altınla kaplıdır.

En üstündeki bölüm özgürlük meydanıdır. Sis ve kalabalığa maruz kalmamak, asansör önünde saatlerce kuyrukta beklememek için erken gitmek ve en üst kata çıkarak şehri gözlem platformundan kuşbakışı izlemek mümkündür.

Anıt, alt katta birkaç müzeyi de barındırmakta. Bunlardan özgürlük salonunda Endonezya’nın bağımsızlık mücadelesinin sergilendiği diorama ve bağımsızlık bildirgesi metninin aslını görmek ve sesli kaydını dinlemek mümkün. Park hafta sonları çeşitli gösteri ve törenlere de evsahipliği yapar. Bir sonraki durak Monas Anıtı’nın tam karşındaki Güneydoğu Asya’nın en eski müzesi Ulusal Müze olmalı.

Bu tarihi binada gönüllü rehber olarak keyifli zamanlar geçirdim. Bina Tayland Kralı 5. Rama’nın hediyesi olan önündeki fil heykeliyle anılmasından dolayı halk arasında Gedung Gajah-Filli Müze olarak bilinir...

Eski ve yeni olmak üzere iki binadan oluşan müze, dünyanın baharat ihtiyacını karşılayan Baharat Adaları’ndaki ticareti tekele dönüştüren Hollandalı VOC firması tarafından özel ve küçük bir koleksiyon olarak başlamış. 1788’de Batavia Sanat ve Bilim Kurumu’na dönüşen müze, 1868 yılında eski binası ile resmen müze olarak açılmış. Koleksiyonun giderek büyümesi sonucu 2007’de yeni bina eklenmiş.

Ne yazık ki ender eserlerden oluşan Hazine Koleksiyonu’ndan 6 yıl önce 10.yüzyıla ait çok değerli 4 altın parça çalındı ve o bölüm bir daha hiç açılmadı. Bununla birlikte yine zengin bir koleksiyondan oluşan Yeni Bina ve 4. kattaki Hazine Bölümü’nü görmeden geçmeyelim. Müzeden çıkınca aynı güzergâhta yer alan iki dini mekanı görmek gerek. İstiklal Camisi ve onun tam karşısındaki katedral.

Müze önünden saat başı şehir turu otobüslerine binebilirsiniz. Adını Endonezya’nın bağımsızlığı anısına alan İstiklal Cami, Güneydoğu Asya’nın en büyük camisi olup 1978’de açılmıştır. Dünyanın en büyük Müslüman nüfusuna sahip ülkede birçok dinin uyum ve hoşgörü içinde yaşadığını simgelesin diye Sukarno’nun isteği üzerine Cakarta Katedrali’nin tam karşısına inşa edilmiş.

Her biri Allah’ın adını taşıyan yedi girişi, Allah’ın birliğini simgeleyen bir tane minaresi vardır. Ana binadaki merkezi küresel kubbenin içi 45 m.’dir. 1945 bağımsızlık ilanını simgeler. Sonra caddenin karşısına geçin ve katedrale uğrayın. Roma Katolik Kilisesi 1810 yılında açılmış, kısa bir süre sonra yangın sebebiyle tadilat görmüştür. 19- 20 yy Avrupa neo-gotik mimari özelliklerini taşır.

Hollanda sömürgesinin ikinci dönemi sonlarından kalan tarihi bir kilisedir. Yapı üzerinde ok gibi yükselen 60 m. yükseliğinde iki ince kulesi mevcuttur. Ruhani turdan sonra artık şehrin eski tarafı ve mutlaka görülmesi gereken bölümü Kota Tua’ya gitmek zamanıdır.

Cakarta’nın eski adıyla Batavia City Square yani Fatahillah Meydanı’na vardığınızda kendinizi büyülü bir atmosferin içinde bulur, adeta zamanda yolculuğa çıkmış gibi hissedersiniz. Tarih Müzesi, Wayang Müzesi, Güzel Sanatlar-Seramik Müzesi, Kota Postanesi ile çevrelenmiş meydan, adını Endonezyalı Milli Kahraman Fatahillah’tan almıştır. Kuzeybatısında şehir merkezinin en eski ikinci binası Batavia Cafe bulunur. Hollanda’nın sömürge olduğu yıllardan kalan, 19 yy mimarisinden izler taşır.

YÜZLERCE YILLIK ESERLER

Batavia Cafe’den çıktıktan sonra istikamet sağ tarafta yer alan Wayang Müzesi. Müze 1640’ta yapılmış Old Dutch Churh adlı kilise binasında hizmet verir. Hatta bahçesinde Hollandalı General Jan Pieteszoon Coen’in mezarı vardır.

Adını Java Kukla Tiyatrosu Wayang Kulit’ten alır ve her bölgeye özgü hatta dünyadan birçok kuklayı barındırır. Hint destanları Mahabarata ve Ramayana’dan gelen konu ve kahramanları ile Cava orkestrası Gamelan’ın dinlendirici müziği eşliğinde akşam başlayıp sabahlara kadar süren kukla oyununun kahramanları ile tanışmak için eşsiz bir mekân. Şanslıysak kısa bir gösteriye de rastlarız.

Görülecek diğer müze Hollanda sömürgesi zamanında Cakarta Batavia iken, Belediye Binası olarak 1707’de yapılmış Tarih Müzesi olmalı. Koleksiyonda 1500 yıllık eserler dahi vardır.

Mekânın en alt katında sergilenen duvar boyamaları ve insanın içini acıtan bodrum kattaki su hapishaneleri bu müze içindedir. Onun sağ tarafına düşen Sanat ve Seramik müzesi ile tarihte yolculuğu bitirelim.

1870’te yapılan bina başlangıçta Hollanda Adalet Sarayı olarak kullanılırken ülkenin Japon işgali sırasında askeri yurt, sonra belediye başkanı ofisi olmuş. 1975’ten bu yana müze olarak işlevine devam etmekte.

400’den fazla sanat eseri ve çok ünlü Endonezyalı ressamların tablolarını, tahta oyma eserleri görmek için iyi bir fırsat. Bütün bu tarih ve sanat dolu geziden sonra benim tavsiyem yorgunluk atmak için şehirde adım başı bulunan masaj salonlarından birine uğramak olur.

Ancak tarihi bir mekân ve atmosferde unutulmaz bir Cava masajı yaptırmak için gidilecek en iyi mekân Taman Sari masaj ve spa salonudur. Onun için şehrin tarihi kısmından kısa bir yolculukla belki de her adım başı rastladığınız motosiklet taksi Go-jek’e atlayıp masaj salonuna gitmek mümkün.

Tarihi tura noktayı Thamrin Meydanı’ndaki modern BCA Binasının 56. katındaki Skybar da koymayı tavsiye ederim. Yemek eşliğinde 21 Haziran’da 493. yaş gününü kutlayan aziz Cakarta’ya bir de tepeden, ışıklar altında bakmanın keyfini yaşar ve belki tekrar dönmeyi dilersiniz kim bilir...

[email protected]


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler