Barışkes dönemi
Hükümet sınırdaki çatışmayı gerekçe göstererek baskı politikalarını devreye soktu.
Basın Özgürlüğü gününde hükümet sözcüsünün hedefinde basın vardı. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, “Bunlar suç makinesi, terör örgütü” dedi. Bu sözlerden bir kaç saat sonra ise bazı siteler erişime kapatıldı. Aralarında ANF, DİHA, Özgür Gündem internet haber sitelerinin bulunduğu 9 siteye erişim engellenirken, sosyal medya platformları twitter ve facebook da yavaşlatıldı.
Arınç, önceki gün HaberTürk TV’de katıldığı canlı yayında Evrensel ve Özgür Gündem’i hedef gösterdi. 24 Temmuz Basın Özgürlüğü Günü’nde hedefine gazeteleri koyan Arınç, “Bunlar suç makinesi. Terör örgütünü övüyorlar” dedi. Arınç şunları kaydetti, “... Benim daha sözlerim bitmedi. Elimde bir dosyayla geldim ama süre kalmadı. Bakın size göstereyim. Özgür Gündem ve Evrensel’in de içinde olduğu, diğerlerini saymayayım birçok gazete.. Bunlar suç makinesi. Bunlara dava açsak cezalara boğulurlar. Terör örgütünün eylemlerini öven ifadeler kullanıyorlar.”
Arınç’ın bu sözlerinden bir kaç saat sonra da bazı haber sitelerine erişim engellendi. Fırat Haber Ajansı (ANF), Dicle Haber Ajansı (DİHA), Hawar Haber Ajansı (ANHA) Özgür Gündem gazetesi, Yüksekova Haber, Sendika.org, RojNews, Rudaw, BasNews’ün internet sitelerine Telekomünakosyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından iletişim yasağı konulan sitelerdi.
DİHA Ankara Temsilcisi ve Özgür Gündem yazarı Kenan Kırkaya, Arınç’ın yazarı olduğu gazeteyi hedef göstermesi ve DİHA’ya karşı da erişim engeli konulmasına ilişkin Cumhuriyet’e şu açıklamayı yaptı:
‘Bu ilk değil’
“Bu tür süreçlerde basının susturulması hükümetlerin, iktidarların başvurduğu en temel yöntemlerden biridir. Özgür basının olduğu yerlerde iktidarlar at koşturamaz. Ve bu durumda da tepki gösterir. Bunula ilk defa karşılaşmıyoruz. 90’lı yıllarda aralarında 14 yaşındaki gazete satıcısının da olduğu 70’e yakın arkadaşımızı bu zihniyet katletti. 2011’de 40 arkadaşımız bir gece gözaltına alındı. Şimdi yeniden baskı altındayız. Silahlar devreden çıksın denilen ortamda özgür düşünce engellenmeye çalışıyor. Birileri bizleri hedef gösteriyor. Biz dün arkadaşlarımız katledildiğinde de cezaevinde de nasıl vagzeçmediysek bugün de vageçmeyeceğiz. Bizim şiddeti desteklediğimiz yanlıştır. Bu tür suçlamalara biz ancak güleriz. 2011’de diğer medyalar bizi yalnız bıraktı bugün umarım basın destek gösterir.”
‘Özgürlük sorunu’
Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat da Evrensel’in yayın hayatına başladığı günden beri gerçekleri bedeli ne olursa olsun yazmış olmanın gururunu ve sorumluluğunu taşıdığını belirterek şu açıklamayı yaptı, “Evrensel AKP iktidarını, politikalarını açık bir dille eleştiren bir gazetedir. Dış politikada Türkiye’yi savaşa sürükleyen uygulamalar, 17-25 Aralık büyük yolsuzluk olayı, bu olayın iktadarla bağlantı ve örtbas etme çabaları, cihadçı örgütlere desteği, Cumhuriyet Gazetesi’nin manşetten duyurduğu tırlarla silah göndermesi gibi olayları takip eden, sorgulayan bir yayıncılık yapıyoruz. Bugüne kadar IŞİD terörüne karşı iktidarın verdiği açık desteğin dünya basınında da teşhir olduğu günlerde IŞİD’e karşı yayıncılığıyla mücadele etmiş bir gazeteyiz. Arınç’ın hedef almasının bunların bir devamı olduğunu düşünüyoruz. Bu gözdağının 24 Temmuz’a gelmesi bir özgürlük sorunudur. Evrensel Gazetesi Arınç’ın, Erdoğan’ın hocası olan Erbakan’ın karşısında ter döktüğü 28 Şubat generallerine karşı iktidarın yandaşı medya alkış tutarken, dimdik durmuş gazete de yine Evrensel’dir.”
'Arınç, 100'ü aşkın gazeteciyi tutuklatmıştı'
Basın Konseyi de Arınç’ın sözleri üzerine yaptığı açıklamada şunları paylaştı:
“Söz konusu siyasetçinin ‘Masumane soruyorum’ diye söze başlayıp, adres vererek gazetecileri hedef göstermesi çok talihsiz bir davranıştır. Kimilerinin zannettiği gibi, gazeteciler suç makinaları değildir. Zor günlerden geçtiğimiz bu süreçte, siyasi anlayışın hedefinin medya değil, her türlü ‘çete’ olması gerektiğini hatırlatıyoruz.” Türkiye Gazeteciler Sendikası da şu açıklamada bulundu:
“Geçici hükümetin sözcüsü Bülent Arınç’ın Basından Sorumlu Devlet Bakanlığı yaptığı dönemde Türkiye gazeteciler için tam bir cehenneme dönmüştü. 100’ü aşkın gazeteci tutuklanmış cezaevlerine doldurulmuştu. Toplumsal olayları izleyen gazeteciler hedef olarak seçilmiş ve bir çoğu bilinçli yapılan saldırılar sonucunda yaralanmıştı. ”
'Ateşkes bitti'
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’taki PKK mevzilerine düzenlediği hava operasyonunun ardından açıklama yapan PKK’nin askeri kanadı HPG, “Artık ateşkesin bir anlamı kalmamıştır” dedi. Hava operasyonunun, Behdinan bölgesinden başladığını ve Kandil ile Xakurkê bölgelerinde devam ettiğini belirten HPG tarafından yapılan açıklamada, “Halk Savunma Merkez Komutanlığımızca ateşkesin TC devleti ve ordusu tarafından tek taraflı bitirildiği açıklanmıştı” ifadelerine yer verildi.
Anlamı kalmadı HPG Basın-İrtibat Merkezi’nden yapılan açıklama şu şekilde:
“Halk Savunma Merkez Komutanlığımızca ateşkesin TC devleti ve ordusu tarafından tek taraflı bitirildiği açıklanmıştı. 24 Temmuz gecesi saat 23:00 sularında işgalci Türk ordusuna ait çok sayıda savaş uçağı, Medya Savunma Alanlarımızdan başta Behdinan bölgesi olmak üzere yoğun bir bombardımana başlamıştır. Yapılan yoğun bombardıman aralıksız bir şekilde devam ederken, 25 Temmuz gece yarısı 01.00’den itibaren de Kandil ve Xakurkê alanlarına da yoğun bir bombardıman başlamıştır. Yapılan bu yoğun hava bombardımanlarıyla da ateşkesin bir anlamı kalmamıştır. Gerçekleşen yoğun bombardımanların sonuçları ve bu saldırının detayları en kısa zamanda halkımız ve kamuoyuna açıklanacaktır.”
Kürtlerden intikam alınıyor
KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar da, PKK çizgisinde yayın yapan bir televizyona telefonla bağlanarak yaptığı açıklamada, 7 Haziran seçimlerinde AKP’ye oy vermeyen Kürtlerden intikam almak için bu operasyonların yapıldığını söyledi. Aydar, “Bunun sorumlusu Erdoğan’dır. Sorumlusu Tayyip Erdoğan ve iktidarıdır. Seçimi kaybettiler. İntikamını Kürt halkından almak için bunu yapıyorlar. Kürtler nasıl bize oy vermez diyorlar? Bu halk senin kölen değil, senin oy depon değildir. Bu halk kendi toprakları üzerinde özgür bir yaşam istiyor ve bu yaşamı gerçekleştirecektir. Nasıl ve ne şekilde cevap verilmesi gerekiyorsa verilecek buna. Herkesin birlik olup buna cevap vermesi gerekiyor” dedi.
Seçim sonucunu kabullenemedi
Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek de yine PKK çizgisindeki televizyona yaptığı son gelişmelerle ilgili değerlendirmesinde, topyekün bir savaş konseptiyle karşı karşıya olduklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan sonucu kabullenemediğini söyleyen Yüksek, “Savaş üzerinden kan üzerinden iktidar kurma peşindedir. Seçim öncesi istediği savaş ortamı istediği yere gelmedi. Ancak Erdoğan ısrarla Türkiye’yi bir savaş koşuluna hazırlamaya çalıştı. Geldiğimiz nokta itibariyle bugün gerçekten de çözüm sürecini, tümden ateşkesi fiilen de değil, resmen ortadan kaldıran bir durum oluşmuş durumdadır” diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Yıkılması gerekiyor!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Trabzonspor'da ayrılık!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!