Anadolu Efes'te Vasilije Micic'ten NBA açıklaması

Turkish Airlines EuroLeague şampiyonu Anadolu Efes'te sezonun en değerli oyuncusu seçilen Vasilije Micic, güzel bir his içinde olduğunu söyledi.

Anadolu Efes'te Vasilije Micic'ten NBA açıklaması
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.06.2021 - 22:46

Turkish Airlines EuroLeague'de sezonu şampiyonlukla tamamlayan Anadolu Efes'te yıldız isim Vasilije Micic, beIN Sports'a açıklamalarda bulundu. 

EuroLeague'de sezonun ve Final-Four'un en değerli oyuncusu seçilen Micic, şampiyonluğa dair hislerini şöyle açıkladı:

“Çok uzun bir serüvendi. Ama bu açıdan bakınca sanki çok hızlı geçti gibi gözüküyor. Her şeyden ötürü, takımımızın tüm üyeleri için çok mutluyum. Bu şekilde kazanmak, son 10 yılda sürekli Final Four’da olmuş Barcelona, Real Madrid veya CSKA gibi takımlarla kazanmaktan çok daha güzel. Güzel bir his.”

"ÇOK ŞAŞIRDIM, KAZANMAYI BEKLEMİYORDUM"

27 yaşındaki oyuncu, "sezonun en değerli oyuncusu" seçilmesini ise şu şekilde değerlendirdi:

"Çok şaşırdım. Hak ettiğimi düşünüyorum ama kazanmayı beklemiyordum. Muhtemelen ödülle ilgili kazandığım en büyük şey, takım arkadaşlarımın mutluluğu oldu. Onlara yalan söyleyemezsiniz. Üç yıl boyunca her gün berabersiniz. Bir şey saklayamazsınız. Herkese olabildiğince dürüst olmaya çalıştım ki saha içi ve dışında benden neler bekleyebileceklerini bilsinler. Bu gerçekleştiğinde herkesin mutlu olduğunu hissettim. Bu benim için çok güzel bir histi çünkü yakınlarımdan, ailemden, takım arkadaşlarımdan bunu hissediyorsam bana yeter. Bununla mutlu olmaları bana yeter."

"LARKIN'İ PEK TANIMIYORDUM"

Micic, takımın bir diğer yıldızı Shane Larkin ile aralarındaki uyumu şu sözlerle açıkladı:

"Ben buraya geldiğim zaman rotasyonda benim önümde birinin olacağını biliyordum. Koç bunu zaten söylemişti. Zalgiris‘te 1 ve 2 numara pozisyonlarında oynuyordum. 2 numarada da önümde birinin olacağını biliyordum ama orada bir şans da gördüm, çünkü Larkin’in çalışmalara geç geleceğini biliyordum. Aynı zamanda belki biraz beklemesinin gerekeceğini de biliyordum çünkü imzaladığı zaman kesinlikle takımın en büyük yıldızıydı ve Anadolu Efes, bir anlamda o yeniden yapılanma sürecine girdiğinde takımda en büyük krediye sahip tek isimdi belki de. Belki Kruno, bir sezon önce de Ataman ile birlikteydi ama yeni gelenler arasında bir tek Shane, o krediye sahipti.

Ben de onun neler verebileceğini görmek istiyordum. Çünkü onu pek tanımıyordum. Sonra Bormio’da bir antrenman yaptık. Hiç hareket etmiyordu. Üçlük idmanımız vardı. Ben her zaman çok iştahlıydım. Antrenmanlarda çok çalışıyordum, elimden geleni yapıyordum ama son şuta geldiğimizde o hep isabet buluyordu. Daha öncekileri atamasa da en önemli şutu hep atıyordu. Sonra Rodrigue Beaubois’ya ‘Bu adam bu kadar büyük kontratı almak için ne yapıyor? Hareket etmek bile istemiyor, sahada sadece yürüyor. Çok hızlı dedin ama duruyor ya da istemiyor’ dedim. O da zaman vermemi söyledi.

Tabii ben de kendi şansımı kovalıyordum. Herkes mücadele ediyor, ben de ilk beşte yer almak için çabalıyordum. Normalde orada Shane olacaktı. Ama aynı zamanda onun ilk beşte olacağı ve birlikte oynayacağımız bir düzene de her zaman hazırdım, bunu görmek istiyordum. Sonra çok komik bir şey oldu.

Türkiye Ligi’nin ilk maçında onu oynattılar ve ezdi geçti. Sonra beni geri koydular. Galiba EuroLeague’in ilk maçında Bayern Münih ile oynuyorduk. Bunları anlatıyorum çünkü onun için normal bir şey. Birçok şeye hakim kendi tarafından ama benim için de çok uzun bir hikaye. Çünkü onunla oynamak için kendimi ve egomu mağlup ettiğim için çok mutluydum. Çünkü ben buraya geldiğimde o benim rakibimdi. İkimiz de oyun kurucuyuz sonuçta.

Dediğim gibi neler yapabileceğini görmek için hep o anı bekliyordum. Antrenmanlarda çoğu zaman sahada takımlarımız ayrı ayrıydı ama Barcelona maçından bir süre önce bir ara birlikte oynama şansımız oldu. Bir keresinde koç antrenmanda bizi aynı takıma koydu. Birden bire çok rahat hissettim, sanki yeniden nefes alıyor gibiydim. Bazen vücut dili hiç oynamak istemiyor gibiydi ama tabii artık herkes birbirini anlıyor. O antrenmanda onunla ilk kez birlikte oynayınca sahada o rahatlamayı hissettim. Sonra yavaş yavaş sahada ona her şeyi vermeye hazırdım. Çünkü sezonun ilk yarısında ben zaten biraz takdir toplamıştım ve ona mümkün olduğunca bütün kredisini geri almak için her fırsatı sunmaya hazırdım. Elbette inanılmaz bir oyuncu.

Benim açımdan süreç böyle işledi. Onunla yan yana nasıl oynayabileceğimizi görmeyi gerçekten çok istiyordum. Dışarıdan nasıl gözükeceğini merak ediyordum çünkü onda görmeyi beklediğim özel bir şey var. Barcelona maçı öyleydi. Sonrası da öyle oldu.”

"ÖNEMLİ OLAN NBA'DE MUTLU OLMAK"

Micic, Sloven yıldız Luka Doncic'in Avrupa'da kendisi gibi bir sezonda iki MVP ödülü kazandıktan sonra NBA'e gitmesinin hatırlatılmasına şöyle cevap verdi:

“Öncelikle ben Luka Doncic’ten daha iyiyim bence (gülüyor). Ben insanların baktığı gibi bakmıyorum bu konuya. Biz müthiş bir şey başardık. Bu insanlar benim için çok özel. Benim için tüm bu başarılar, beni oraya götürmek isteyen insanlara sunabileceğim şeyler. Fakat geçen yaz da aynı şeyi söyledim: Ben hiç orada bulunmadım ve oradaki organizasyondaki insanların beni nasıl gördüğüne dair hiçbir fikrim yok. Tabii ki maçlarımı izliyorlar, menajerimle daha fazla temas kuruyorlar ama onların bana dair bildikleriyle benim onlara verebileceğim şeyler arasında yine de bir fark olduğunu düşünüyorum. Ben bu şekilde oraya gitmek istemem.

Topu yere vurabileceğimi, şut atabileceğimi, pas verebileceğimi göstermek için oraya gitmem. Eğer beni beğenmiyorlarsa anlarım, belki de onların istediği tarzda bir oyuncu değilimdir. Belki beni o role uygun görmüyorlardır. Kendimle ilgili gerçekçiyim. Çok beklentim yok ama Avrupa’da bu seviye hiç kolay değil. Her yıl daha büyük hedeflere ulaşmak için çalışmaya devam ediyorum. Bu seviyede kalmak kolay değil. Eğer benden emin olmadıklarını gösterirlerse benim için oraya gitmemek sorun değil. Benim için en önemli şey orada mutlu olmak. Eğer mutlu olabileceğimi düşünürsem, bu kararı %100 emin olarak alırım. Ne olacağını göreceğiz. Hâlâ buradayım, hâlâ Efes‘in oyuncuyusum.”

"BİR BASKETBOL ÜLKESİNDEN GELİYORUM"

Sırp yıldız, vatandaşı Bogdan Bogdanovic'in Fenerbahçe formasıyla 2017'de kazandığı EuroLeague şampiyonluğu sırasında tribünde olduğunu söyledi:

“Ben, birçok iyi Avrupalı oyuncu çıkarmış, EuroLeague’de birçok büyük oyuncuya sahip bir basketbol ülkesinden geliyorum. Tüm yıllar boyunca ben EuroLeague Final Four’larını izliyordum. Bu Final-Four’lara dair birçok detay ve durum hatırlıyorum. Tüm bu oyuncuların şampiyonlukları… Diamantidis, Spanoulis, Teodosic… Benim için o an çok uzaktı. Tüm bu anılar öyle bir noktaya geldi ki artık ben de o şampiyonluğu kazanmış oyunculardan biriyim.

Ayrıca Bogdan şampiyonluğu kazandığında ben Tofaş’ta oynuyordum. Sinan Erdem’de maçı izliyordum. En arka sıralarda arkadaşlarımla maçı izliyordum. İyi bir biletim bile yoktu. Hatta final için biletim yoktu, sadece yarı final biletim vardı. Sonra üç yıl sonra ben takımımla kupayı kazanan kişi oldum.

En önemlisi de buranın kapısından girdiğimiz günden sonra üç yılın sonunda bunu Anadolu Efes taraftarı için kazanmış olmamız. Fenerbahçe veya Galatasaray gibi çok yüksek sayıda değiller. Bizim kendi taraftarımız, kendi tarihimiz var. Bu bizim için inanılmaz… Konuşurken bile titriyorum."


İlgili Haberler