Gazi Katliamı’nda yaşamını yitirenler 25’inci yılında anıldı
İstanbul’da çoğunlukla Alevi yurttaşların yaşadığı Gazi Mahallesi ile Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’nde 25 yıl önce yaşanan katliamda yaşamını yitiren 22 kişi, Gazi Mahallesi’nde yapılan yürüyüşle anıldı. Eski PTT önünden Gazi Mezarlığı’na yapılan yürüyüşte, katliamda yaşamını yitirenler için adalet talebi bir kez daha yinelendi ve “Katliamdan dönemin Başbakanı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Emniyet Genel Müdürü İstihbarat Daire Başkanı Hanefi Avcı, İstanbul Valisi ile İstanbul Emniyet Müdürü sorumludur ve cezalandırılmalılar” denildi.
Mehmet Kızmaz
‘NASIL OLUYOR DA ORTADAN KAYBOLDU?'
Katliamda yaşamını yitirenlerin aileler adına burada basın açıklamasını okuyan Engin Engin, katliamın amacının halkı birbirine kırdırmak, Alevi-Sünni çatışması yaratmak olduğunu söyledi. Engin, “Amaç Gazi'de devrimci muhalefeti sindirmek ve demokrat halkı gözdağı vermekti. Katiller nasıl oluyor da, polis devriyelerinin yoğun olduğu bir yerde, ellerini kollarını sallayarak ortadan kayboldu? Gazi halkı, katliamı yapanları bildiği için Gazi Karakolu’na gitti. Katillerin yakalanması ve cezalandırılmasını isteyen Gazi halkına, bu kez de, halkın can ve malını korumakla görevli olması gereken devlet güçleri tarafından, dünya basınının gözü önünde, hedef gözetilerek otomatik silahlarla ateş edilmiş, karanfillerimizi bıraktığımız bu yerde onlarca kişinin ölümüne yüzlerce kişinin yaralanmasına neden olunmuştur” diye konuştu.
‘ÇİLLER, AĞAR, AVCI SORUMLUDUR'
Engin, açıklamada, vuranların kim olduğu belli olmasına rağmen, açılan göstermelik davada katillerin cezalandırılmadığı ve sadece iki polisin sorumlu tutulduğunu vurgulayarak, “Katliamdan; dönemin Başbakanı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Emniyet Genel Müdürü İstihbarat Daire Başkanı Hanefi Avcı, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, İstanbul Emniyet Müdürü Nejdet Menzir sorumludur ve cezalandırılmalılar. Yeni canların öldürülmemesi için aramızda gezinen katillerin, Gazi olaylarını planlayan, organize eden sorumluların bulunarak cezalandırılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘ADALET AÇLIĞIMIZ BÜYÜYOR"
Ülkenin şu an bir tecrit altında olduğunu söyleyen Engin, “Basın cendereye alınmış, hukuk iktidarın denetiminde, tiyatroya dönüştürülmüştür. Ülkeni Suriye'de bir savaşa sürükleniyor. İnsanlar sınırlarda şantaj aracı olarak görülüyor. Ekonomi, örtülü ödeneklere teslim edilmiş, ülke ekonomisi ailelere peşkeş çekilir hale gelmiştir. Türkiye intihara sürüklenmektedir. Bir cinnet ittifakına dönüşen beka sorunu şizofrenisi yeni katliamların kapısını aralamakta. Adalete açlığımız gittikçe büyüyor. ÇHD’li tutsak avukatlar 3 Şubat'tan bu yana açlık grevinde. Adil yargılanma talebi ile Mustafa Koçak ölüm orucu direnişinin 254. gününde” dedi.
‘MORGA DAHİ GİRİLDİ"
Ölüm orucunda bulunan Grup Yorum üyelerine de değinilen açıklamada, “Grup Yorum üyesi Helin Bölek ölüm orucunun 266, İbrahim Gökçek ise 269. gününde. Dün, Armutlu Cemevi ve Grup Yorum direnişçilerinin bulunduğu direniş evi polis tarafından basıldı. Gece 3’te yapılan baskında morga dahi girilmiş ve morgda bulunan cenazeye bile bakılmıştır. Helin Bölek ve İbrahim Gökçek zorla müdahale için Ümraniye Hastanesi’ne götürülmüştür. Çok sayıda kişi gözaltına alınmıştır” denildi. Açıklamanın ardından Gazi mezarlığına yürüyen kitle, katliamda yaşamını yitirenlerin mezarlarına da karanfil bıraktıktan sonra saygı duruşuna geçti. İki saat süren anmanın ardından grup, Gazi Cemevi’ne geçerek lokma dağıttı.
Fotoğraflar: Vedat ARIK