Dikkat! Burada olta ile balık tutarken ölebilirsiniz

Trabzon'un Çaykara ilçesindeki dünyaca ünlü turizm merkezi Uzungöl'de olta balıkçılığına izin verilen noktalarda elektrik nakil hatları olta ile balık tutanların ölümlerine ve yaralanmalarına sebep oluyor. Uzungöl'de son 8 yılda 3 kişi olta ile balık tutarken elektrik akımına kapılarak hayatını kaybederken, 3'ü ağır 10'a yakın kişi ise hafif şekilde yaralandı. Yöre halkı bugün ölüm ve yaralanma olaylarının yaşandığı bölgede bir eylem düzenleyerek ihmalin sona erdirilmesi ve gereken tedbirlerin alınması için yetkilileri göreve çağırdı.

cumhuriyet.com.tr


Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin uğrak yerlerinden biri olan Uzungöl son 8 yılda inanılmaz bir şekilde olta ile balık tutanların elektrik akımına kapılarak ölümlerine ve yaralanmalarına sahne oluyor. Özellikle Uzungöl ve Demirkapı mevkii arasında olta balıkçılığı için izin verilen belirli noktalarda derede balık avlamak isteyen belgeli avcılar elektrik tellerinin yere yakın olması nedeniyle ölüm ile burun buruna geliyor.

Bölgede bugüne kadar olta ile balık tutarken oltanın elektrik nakil hatlarına değmesi sonucu geçtiğimiz yıllarda Zahit Öztürk ve Selim Saral hayatını kaybederken, Nuri Dinç, İhsan Sancar ve Mehmet Var ise ciddi şekilde ağır yaralandı.
Olta ile balık tutarken elektrik telleri nedeniyle akıma kapılan son kurbanı ise 7 Haziran'da oğlu ile birlikte bölgeye gelerek derede balık avlamak isteyen Cafer Yıldız oldu. Demirkapı deresi Haros mevkiindeki derede balık avlayan Yıldız’ın oltası elektrik tellerine takıldı, Yıldız yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılmadı. Yola alçak bir seviyede bulunan elektrik tellerine asılı kalan mısina ağları ise tehlikeyi gözler önüne seriyor.

'Turizm Vadisi ölüm vadisi olmasın"
Çaykara ilçesindeki Uzungöl mahallesinde insanların hayatını kaybettiği bölgede tedbir alınmamasına tepki gösteren yöre halkı, bugün ölüm ve yaralama olaylarının yaşandığı bölgede bir eylem düzenledi ve bölgede elektrik dağıtımını sağlayan AKSA şirketi yetkililerini göreve çağırdı.
"Yüksek gerilim alçaktan vurdu", "İnsan hayatı bu kadar ucuz mu?", "Aksa can alma, önlem al", "Turizm vadisi ölüm vadisi olmasın" yazılı pankart açarak yetkilileri göreve davet etti. 7 Haziran'da Cafer Yıldız'ın, 2015 yılında Selim Saral, 2011 yılında ise Mehmet Zait Öztürk'ün hayatını kaybettiği bölgede herhangi bir çalışma yapılmadığını belirten yöre halkı, turizm bölgesindeki bu ihmalin giderilmesini istiyor.
Cafer Yıldız'ın kardeşi Remzi Yıldız, "Yeni Cafer'ler ölmesin" diye toplandıklarını belirterek, "Birkaç gün önce buraya çocuklarının gözü önünde elinde balık oltasıyla gelen rahmetli kardeşim Cafer Yıldız, hemen arka taraftaki dereye oltasını atıyor ve çekincede üst taraftan geçen enerji hatlarına dokunan oltanın etkisiyle anında can veriyor. Yüreğimiz yanıyor. Bu olay bu gidişle ne ilkdir ne de son olacak bu gidişle. Yıllardır bu sorun böyle bir turizm bölgesinde onlarca kez yaşandı. Yol boyunca gelirken balıkçı misinalarının tellere takılı olduğu görülmektedir. Bizim burada toplanmamız kardeşimi geri getirmez. 'Ancak yeni Cafer’ler ölmesin' diye burada toplandık. Ben buradan sorumlu bütün kurum ve kuruluşlara sesleniyorum. Lütfen duyarlı olsunlar ve bu turizm vadisinden geçen elektrik hatlarının ıslahı için ne gerekiyorsa yapılmasını istiyorum. Başka analar ağlaması yeni öksüzler ortaya çıkmasın" dedi.
Kardeşinin cenazesinin buradan kaldırılmasından 10 dakika sonra başkalarının yine aynı şekilde olta ile balık tutmaya bölgeye geldiğini belirten Yıldız "10 dakika sonra balıkçı geldi ve aynı yere girdi. Çünkü burası turizm cenneti olan bir yer. Buradan kimin geçeceğini, kimin balık avlamaya geleceğini önleyemeyiz. Bu yasaklarla, levhalarla önlenmez. Gece de gelen oluyor, Türkçe bilmeyen de, Arap turisti de geliyor. Bizim derdimiz ve önerimiz, bu hatların insan sağlığına zarar vermeyecek seviyeye yukarı çekilmesidir. Yetkililerden bir anca çözüm bularak bu ölümlerin durdurulmasını talep ediyoruz" diye konuştu.

"Oltanın tellere değmesi sonucu ölüm yaşanıyorsa burada bir ihmal vardır"
"Bu hatların bu şekilde olmasında bir ihmal yok demek akla ziyandır" diyen Remzi Yıldız, "Yanan insanlar balık oltasının elektrik tellerine takılması sonucu yanıyor. Bize yetkililerin söylediği duyduğumuz 'Tellerin yüksekliği standartlara uygun' ifadesi. Ama ben buna inanmıyorum. Bir insan elindeki oltanın telleri değmesi sonucu ölüyorsa burada bir ihmal vardır. Burası standartlara uygun demek yerine yükseltilmesi veya kapalı kablo yapılması daha önemli değil mi ? insan canı tellerin maliyetinden daha mı önemsiz veya ucuz" şeklinde konuştu.
Cafer Yıldız'ın kız kardeşi Hanife Şahinsoy ise perişan olduklarını kaydederek, "Ağabeyim eşi bulunmaz bir insandır. Çocukları yetim kaldı. Bu duruma bir çare bulsunlar başka analar yanmasın. Başka çocuklar yetim kalmasın. Bu duruma yürek dayanmıyor. Biz perişan olduk. Başkaları olmasın" ifadelerini kullandı.

Cafer Yıldız'ın yeğeni Semiha Şahinsoy ise bölgede defalarca insanların canının yandığını ifade ederek, "Bir insan için bundan daha masum bir istek olamaz. Lisanslı balık avcısı bir insan. Balık avının yasak olmadığı, 500 metre ileride tabelasının bulunduğu, avlanmaya izin verilen bir alan. Bu bölgede hatlar çok alçak. Buradaki aktivite balık tutma eylemi. Üst üstte tekrarlanan can kayıpları. Bunlar kaza değil. Kaza görünmeyen, önlenemeyen bir olaydır ama bu şekilde değil. Burada defalarca insanların canı yandı. Bizim bu konuda çok canımız yandı. Bu büyük bir ihmaldir. Bizim burada toplanma amacımız buna bir önlem alınmasıdır. Başka kimsenin canı yanmasın. Turizmin göbeği olan bu bölge can kayıplarıyla anılmasın" açıklamasında bulundu.

Yoldan karşıya geçerken elektrik akımına kapıldı
Uzungöl'de olta ile balık avlanan bölgede 3 ölüm olayı yaşandığı kadar çok sayıda da yaralanma olayı yaşandı. Bölgede yoldan karşıdan karşıya geçmek isteyen Mehmet Var ise elektrik akımına kapılarak ucuz kurtulanlardan biri oldu. Vücudunun belirli noktalarında yanıklar meydana gelen Mehmet Var, 40 gün yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdi. 1 yıl geçmesine rağmen tedavisi devam eden Var, elektrik şirketinin mahkemeye verdiğini ancak davayı kaybettiğini dile getirerek, "Geçen sene balık avına çıktık. Avlanmadan geri dönerken elektrik hattının altından geçiyordum ve o anda çarpıldım. Hatta hiç değmediğim halde altından geçerken çarpıldım. 40 gün yoğun bakımda kaldım. Sonra taburcu oldum ama hala tedavim devam ediyor. Acılarım hala devam ediyor. Elektrik kurumunu mahkemeye verdim ve davayı kaybettim. Gerekçesi ise oraya gitmemem gerekiyormuş. Tarım İl Müdürlüğü'nden aldığım sertifika var. Kitapçıkta orada avlanabileceğim yazıyor. Madem öyle neden bu sertifikayı bize verdiler? Burası turizm bölgesi o kadar alçak olur mu? Bu tellere bir önlem alınması lazım" ifadelerini kullandı.

Çarpılmaktan son anda kurtuldu
Derede balık avlamak isterken son anda ölümden kurtulan Fatih Alkan ise "Geçen sene burada balık tutarken misina bu tellere dolandı. Ölüm beni teğet geçti diyebilirim. Allah'a şükür son anda atlattım. Bu bölgedeki teller yere çok yakın. Oltayı atınca vurmaması imkansız. Bir uyarı da görmedim ben buralarda. Bizim beceriksizliğimizle ilgili değil yani çok yakın. Yerde yüksek, derede yüksek olunca aşağı inemiyorsun. Yukarıdan atınca da tam tele denk geliyor. Cafer abi öldükten sonra burada avlanmayı bıraktım. Bu tellerin yukarı kalkması lazım yoksa insanlar ölmeye devam edecek" diye konuştu.