Sandras Dağı maden uğruna yok olmasın!
KONUK YAZAR | Anıl Talat Eryontuk, Cumhuriyet Ege için yazdı...
cumhuriyet.com.trMuğla’nın Köyceğiz ilçesinde 80 tür endemik bitkiye ev sahipliği yapan Sandras Dağı’nda yaşananlardan bahsedeceğim bugün.
Sit bölgesi olmasına rağmen 12 maden ruhsatı verilen Sandras Dağı'ndaki yaklaşık 33 bin ağaç kesilme tehlikesiyle karşı karşıya.
Ne kadar üzücü değil mi?
Ne mutlu ki güzel ülkemizde çevreye duyarlı, taşına, toprağına, ağacına sahip çıkan yurtdaşlarımız, kurumlarımız da var.
Bu kurumlardan bir tanesi de Sandras’ı Koruma Platformu…
Platform change.org üzerinden imza kampanyası başlattı.
Bölgede verilen maden ruhsatları, kesilecek ağaçların sayısı ve vereceği zararlar aşikar iken yurttaşlar olarak beraber hareket etmek zorundayız. Bu sebeple organize edilen kampanya çok önemli.
1995 yılında 1. Derece doğal ve arkeolojik sit alanı ilan edilmiş ve tamamı önemli doğa alanı olarak rapor edilmiş bu alanın madencilik nedeniyle yok olmasına izin vermemek lazım.
TEMA'nın raporuna göre, Sandras Dağı’nın yüzde 94’üne maden ruhsatı verilmiş durumda.
İşin en acı tarafı Türkiye'nin en yaşlı karaçam ormanı olan ve eşsiz yaban hayatı ile mutlak koruma statüsüne sahip Kartal Gölü Tabiatı Koruma Alanı'nın ise tamamı madenler için ruhsatlandırılmış durumda.
Bakın!
Maden şirketlerinden sadece birinin faaliyete geçmesiyle, bölgede binlerce ağaç kesilecek ve 11 ton patlayıcı kullanılacak.
Yaşanacak çevre katliamını düşünebiliyor musunuz?
Akıl alır gibi değil.
Lütfen!
Sandras Dağı ve eteğindeki yaylalar, nehirler, kısacası koca bir ekosistem kapitalizmin avcuna girmiş ve nefes almak istiyor.
Gelin Sandras Dağı’na hep birlikte sahip çıkalım.
Bu güzelim bölgenin maden şirketlerinin kepçeleri ile delik deşik edilmesine izin vermeyelim!
Nadide bir yer olan Sandras Dağı’nı birileri rant sağlayacak diye heba etmeyin!
Ülkesinin bir karış toprağına zarar verilmemesini isteyen yurttaşlar olarak Sandras Dağı başta olmak üzere ülkenin her yerinde bu ranta karşı dik durmalıyız.
Ülkenin göz bebeği bu toprakları koruma konusunda devlet mücadele vermiyorsa bizler vermeliyiz.
Hiçbir proje yahut elde edilecek rant bu ülkeden önemli değildir.
Unutmamalıyız ki geleceğimiz için doğayı ve çevreyi sözde değil özde korumalıyız!