‘Hak temelli bir kamusal ortam ve yönetim zorunludur’

Türkiye Psikiyatri Derneği, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Temel insan haklarına erişemeyen ve güvensiz bir ortamda yaşamaya mahkûm bırakılmış bireyler için sağlıklı bir ruhsal gelişim ve ruhsal işlev mümkün değildir. Ruhsal açıdan sağlıklı olma hakkı, sadece ruhsal zorluk ya da hastalığı olan bireylerin tedavi ve tam sağlık hakkını değil, aynı zamanda toplumların ve bireylerin ruhsal açıdan korunmasını, ruhsal etkilenmeye neden olacak koşulların düzeltilmesini, güvenlik, sağlık, eğitim, gelecek gibi temel insan haklarına sahip olarak yaşamalarını, çocukların korunmasını ve gelişimini içermekte; ruhsal sağlığı koruyucu, ruhsal sorunları önleyici ve ruhsal sağlığı geliştirici hak temelli bir kamusal ortamı ve yönetimi zorunlu kılmaktadır” denildi.

ANKARA / Cumhuriyet

Türkiye Psikiyatri Derneği, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında yazılı açıklama yaptı. Günün anlam ve önemine değinilen açıklamada, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin “Bütün insanlar özgür, onur ve hakları yönünden eşit doğarlar” yazılı ilk maddesi anımsatıldı.

Bildirgeyle birlikte insan haklarında ilerleme kaydedilmiş olsa bile dünya genelinde hak kayıplarının yaşandığına dikkat çekilen açıklamada, “Dünya genelinde savaşlar, yıkımlar, göçler, katliamlar, anti-demokratik yönetimler, ekonomik ve insani krizler ile başta en temel ve vazgeçilmez yaşam ve özgürlük hakkı olmak üzere, güven içinde yaşama hakkı, ulaşılabilir sağlık ve eğitim hakkı, eşitlik hakkı gibi hakların temelden sarsıldığı ve ihlal edildiğine şahit oluyoruz.

Düşünce, vicdan ve din özgürlüğünden, kanaat ve ifade özgürlüğüne; çalışan herkesin, kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlayacak düzeyde, adil ve elverişli ücretlendirilme hakkından, sağlık ve iyi yaşaması için yeterli standartlara sahip olma hakkına kadar her alanda ihlallerin ve kuralsızlıkların giderek artıyor olması bizleri endişelendirmektedir” denildi. 

'HAK TEMELLİ KAMUSAL ORTAM'

Açıklamada, “Temel insan haklarına erişemeyen ve güvensiz bir ortamda yaşamaya mahkûm bırakılmış bireyler için sağlıklı bir ruhsal gelişim ve ruhsal işlev mümkün değildir. Ruhsal açıdan sağlıklı olma hakkı, sadece ruhsal zorluk ya da hastalığı olan bireylerin tedavi ve tam sağlık hakkını değil, aynı zamanda toplumların ve bireylerin ruhsal açıdan korunmasını, ruhsal etkilenmeye neden olacak koşulların düzeltilmesini, güvenlik, sağlık, eğitim, gelecek gibi temel insan haklarına sahip olarak yaşamalarını, çocukların korunmasını ve gelişimini içermekte; ruhsal sağlığı koruyucu, ruhsal sorunları önleyici ve ruhsal sağlığı geliştirici hak temelli bir kamusal ortamı ve yönetimi zorunlu kılmaktadır” ifadelerine de yer verildi.