Devegeçidi Baraj Gölü'ndeki su, göçmen kuşları ağırlayabilecek seviyeye yükseldi

Diyarbakır'da kuraklıktan etkilenen Devegeçidi Baraj Gölü'ndeki su miktarı yağışlarla artarak göçmen kuşları ağırlayabilecek seviyeye ulaştı.

AA

Devegeçidi Çayı üzerinde sulama amacıyla 1972'de kurulan ve 3 milyon metreküpü aşkın su toplama hacmine sahip baraj gölündeki su seviyesinde, yağış azlığı, iklim değişikliği, buharlaşma gibi nedenlerle geçen yıl normalin üzerinde düşüş yaşandı.

Sulama amaçlı kullanımının yanı sıra göçmen kuşlar için önemli besin ve yumurtlama alanı olan, tatlı su balıkçılığı yapılan baraj gölündeki su çekilmesi, canlıları da olumsuz etkiledi.

Bu yıl yağmur ve kar yağışının beklenilenin üzerinde gerçekleşmesi, susuzluktan çoraklaşan ve su çekilmesinden çatlayan toprağa can suyu oldu.

Barajın geçen yıl kuraklıktan etkilenen hali ile bu sene kar sularıyla artan rezervi havadan görüntülendi.

"Son yağışlar umut verici"

Yaklaşık 40 yıldır bölgede biyolojik çeşitlilik ve göçmen kuşlara yönelik çalışmalar yürüten Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç,  Güneydoğu Anadolu'nun kuraklıktan en çok etkilenen bölgelerden biri olduğunu söyledi.

Kılıç, Türkiye genelinde bazı bölgelerin neredeyse yüzde 60 civarında yağış aldığını dile getirerek, "Bu bizi sevindirdi. Bu durumda suyu çok dikkatli kullanmamız lazım. Tarımda, sanayide ve evlerimizde suyu tasarruflu kullanarak bu sorunun üstesinden gelebiliriz." dedi.

Yağışların bir önceki yıla göre fazla olmasının göçmen kuşlar için de sevindirici olduğuna işaret eden Kılıç, "Türlerin buraya gelmesi içgüdüsel bir olay. Geldiklerinde kurak bir ortamla karşılaşacak olsalardı büyük bir kayıp olacaktı, buradaki çeşitlilik, zenginlik ciddi zarar görecekti. Ya burada bulunmayacaklardı ya da üremeden vazgeçeceklerdi. Yağışın olması bizi sevindirdi. Türler artık burada üremelerini gerçekleştirecek." diye konuştu.

"Yağış uygunsa bitki örtüsünde canlanma oluyor"

Prof. Dr. Kılıç, Dicle Vadisi'nin özellikle leylekler açısından Türkiye'nin en büyük ve en çok nüfuslu alanlarından olduğuna dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

"Yağışlar uygunsa buna bağlı olarak tabiatta, bitki örtüsünde canlanma oluyor. Bitki artışı olduğunda diğer canlılarda da artış oluyor. Leylek de besin zincirinin tepesinde olduğu için daha fazla yavru yetiştiriyor. Bölgemizde yuva başına düşen yavru sayısı Türkiye ortalamasının üzerinde. Bu yıl daha iyi olacağını umuyoruz. Bahar yağmurları el verdiği ölçüde muhakkak leyleklerde de üreme başarısı artacaktır. Bu da demektir ki diğer türlerde de artış olacak."

Küresel kuraklıktan en az zararla çıkmak ve türlerin korunması için ulusal ve küresel anlamda önlemler alınması gerektiğini vurgulayan Kılıç, fosil yakıtlar yerine güneş ve rüzgar enerjisinin kullanımının yaygınlaşması, suyun tasarruflu ve temiz kullanılması, tarımsal ilaç ve sanayi atıklarının akarsulara karıştırılmaması gerektiğini kaydetti.