CHP'li Yücel'den TÜGVA tepkisi: Hükümet 15 Temmuz'dan ders almamış
CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Menemen'de uzun yıllar vergi dairesi olarak kullanılan binanın TÜGVA'ya tahsis edilmesine tepki gösterdi. Yücel, "Bu tahsiste kamu ve halk yararı yok. Sadece yandaş vakfın yararı var. Hükümet, 15 Temmuz'dan halen ders almamış" dedi.
ANKAİzmir'in Menemen ilçesinde geçen yıl boşaltılan, içerisinde lojmanların da bulunduğu eski vergi dairesi binasının Türkiye Gençlik Vakfı'na (TÜGVA) tahsis edilmesinin yankıları sürüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın kurucusu olduğu TÜGVA'nın temsilcilik olarak kullandığı binada, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nca desteklenen 'Gençliğin Geleceği Ol' adlı projenin yürütüldüğü belirtildi. Eğitim- İş İzmir 3 No'lu Şube Başkanı Sevda Ketenci'nin tahsis protokolü iptal edilerek öğrenci yurduna dönüştürülmesini istediği bina ile ilgili bir tepki de CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel'den geldi.
"GİZLİ KAPAKLI İŞLER İÇİN KULLANIYORLAR"
Yücel, öğrencilerin yurt ve barınma sorunu yaşadığı bir dönemde yapılan tahsisin, AKP iktidarının sorunları çözme konusundaki basiretsizliğini ortaya koyduğunu söyledi. Binanın iktidara yakın bir vakfa tahsisinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Yücel, şöyle konuştu:
"Vergi dairesi olarak kullanılan bir binayı öğrencilere tahsis etmek mümkünken bunu yapmıyorlar. Binayı iktidara yakın bir vakfa tahsis ediyorlar. Hadi yurt yapmadınız, pandemi nedeniyle bulaşın arttığı bir dönemde bu binayı Milli Eğitim'e ya da okullara da verebilirdiniz. Sınıfların daha seyrek bir hale gelmesi, öğrencilerin korunması için bunu yapabilirdiniz. Bu tahsiste, nereden bakarsanız bakın bir kamu ve halk yararı yok. Yandaş bir vakfın yararı var. İstanbul Adalar İskelesi'nin belli bölümü yine bu yandaş vakfa tahsis edilmişti. Burada da aynı mantık var. Devletin kurumlarına kendi yandaşlarını yerleştirmek için kullandıkları bir vakıf. Hükümet, 15 Temmuz'dan hala ders almamış. Belli kişilerin, grupların, vakıfların yararı değil, toplumun ve kamunun yararının gözetilmesi gerekiyor. Bu yönetim anlayışı sürdürülebilir değil. Yandaşların ve AKP iktidarının artık bu düzeni sürdüremeyeceğini görüyoruz. Toplumun tüm kesimlerinden tepkiler yükseliyor. Kapalı kapılar ardındaki gizli kapaklı birtakım işler için bu vakıflar kullanılıyor."
"PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ"
CHP Menemen İlçe Başkanlığı'nın Milli Emlak Müdürlüğü'ne tahsisi yapılan bina ile ilgili başvuru yaptığını belirten Yücel, şöyle devam etti:
"Menemen İlçe Başkanlığı’mız ile birlikte İzmir İl Başkanlığı olarak bu süreci takip ediyoruz. Peşini bırakmıyoruz. Yazılı olarak Milli Emlak Müdürlüğü'ne hangi konularda ne şekilde bu tahsisin yapıldığını yazılı olarak sorduk. Kamuoyunda bedelsiz yapıldığı gündeme geldi. Yetkili mercilerden resmi bir şekilde yazılı olarak bu bilgileri almak istiyoruz. Bedelsizse durum daha vahim. Bedelli yapılmıştır, sembolik bir ücret alınmıştır. Bunların hepsi ihtimal dahilinde. Gerek hukuki gerekse siyasi olarak bu işin peşini bırakmayacağız. Kimse 'Bu vakıfta kurs veriliyor' demesin. Devlet bu kursları halk eğitim vasıtasıyla birçok yerde veriyor. Siz bu görevi devletin kurumlarından alıp da neye hizmet ettiği bilinmeyen, ki biliyoruz kime hizmet ettiklerini, bu tip vakıflara verdiğiniz zaman oradan her türlü musibeti yaşamanız ihtimal dahilinde. Geçmişte yaşandı, 15 Temmuz örneğini verdik. Devletin bu konuda belli kişilere ve gruplara ayrıcalık tanımaması gerekiyor. Siyasi iktidarlar değişir. Kaynakların eşit ve adaletli dağıtılması, eğitim-öğretim gibi konularda devletin milli bir politikası olur. 15 Temmuzları tekrar yaşamak istemiyorsak bu konuda iktidarın derhal adım atması gerekir"
"CUMHURBAŞKANI'NIN OĞLUNUN TEPESİNDE OLDUĞU VAKFA KAPILAR AÇILIYOR"
İzmir'de daha önce tartışma yaratan Buca ve Bayraklı ilçelerinde TÜGVA tarafından 150 noktaya izinsiz şekilde giysi kumbaraları yerleştirildiği iddialarına da değinen Yücel, sözlerini şöyle tamamladı:
"Cumhurbaşkanı'nın oğlunun ve çocuklarının görev aldığı, tepesinde olduğu bir vakfa Türkiye'deki mevcut düzende bütün kapılar açılıyor, bunu görüyoruz. Kendi gençlerimize sırt çevrilirken sadece Cumhurbaşkanlığı ile yakınlığı nedeniyle yandaşları koruma, kollama ve belli imkanlar sağlama misyonu olanlara imkanlar sunuluyor. Devletin birçok kurumunda bu kapılar açılıyor. Bu düzen bitecek. Sonsuza dek böyle gitmeyecek. Toplumun tüm kesimleri bunları görüyor. Herkes bunlardan rahatsız. İnsanlar iş, aş bulamazken hayatta kalma mücadelesi verirken şanslı bir azınlığa devletin tüm imkanları oluk oluk akıtılıyor. Bu haksız düzenin devam etmesi mümkün değil. Giysi kumbaraları ile ilgili yasal izin alınmadan ve protokol yapılmadan kaçamak bir şekilde bunu yapanlarla ilgili gerekli hukuki idari yaptırımların uygulanması için belediye başkanlarımızla görüştük. Bildiğimiz kadarıyla İzmir'de kalmadı. Takibini yapıyoruz. Tespit edilirse gerekli adımlar atılır."