Spor yazarı Hasan Al, Trabzonspor'un şampiyonluk şansını değerlendirdi

Spor yazarı Hasan Al, Trabzonspor’un şampiyonluk şansını Cumhuriyet için değerlendirdi.

cumhuriyet.com.tr

Spor Toto Süper Lig'in 22. hafta karşılaşmasında evinde GZT Giresunspor ile karşılaşan Trabzonspor, mücadeleden 1-1'lik beraberlik ile ayrılarak puan kaybetti.

Spor yazarı Hasan Al, Trabzonspor'un şampiyonluk şansını Cumhuriyet'e değerlendirerek dikkat edilmesi gereken noktaları vurguladı.

Hasan Al'ın değerlendirmesinin tamamı şu şekilde:

"Cuma günü demir yolu işçileri paydosa hazırlanmaktadır. Birkaç eşyasını almak için vagona giren işçinin üzerine kapı kapanır. Sesini duyurmaya çalışır ama başaramaz. Arkadaşları erken çıktığını düşünür. Vagon trenin buzdolabıdır. Pazartesi mesai başladığında kapı açılır, işçinin vagonun ortasında cansız bir şekilde yattığı görülür. Ölen işçi üşümemek için üzerini gazete kağıtlarıyla örtmeye çalışmıştır. Yapılan otopsi sonucunda işçinin donarak öldüğü tespit edilir... Oysa buzdolabının motoru bozuktur. Ve çalışmamaktadır. Vagonun ısısı da vücut sıcaklığı düzeyindedir. Normalde işçinin donarak ölmesine neden olacak fiziki ortam yoktur."

Ne zaman umutsuzluk ve endişe üzerine eleştiriler dinlemeye başlasam bu trajik hikaye gelir aklıma.

İnsanların bilinçsizce kendine yaptığı kötülüğü kimse yapamaz.

Şampiyonla küme düşme arasında ince bir çizgi vardır. Bu çizgide psikolojidir.

Yaşam çöplüğü, ağaca bakıp ormanı gözden kaçıranlarla doludur.

En güzel kadının kendini çirkin hissetmesi. Çok zeki insanın kendini aptal zannetmesi. Çok yetenekli insanın kendini yeteneksiz görmesi...

Düşünme yeteneksizliği ile ilgilidir.

Daha birçok örnek verebiliriz gücün güçsüzlüğüne...

"Keşke"lerle ruhunu yıpratırsın.

"İyi ki yaptımla" şampiyon olursun.

"Endişe" ekersen endişe, "cesaret" ekersen cesaret biçersin.

Her şey yetişmeye bağlıdır... Her şeyin bir kültürü vardır. Şampiyonluk da bir kültürdür.

Aslında Trabzonspor camiasının ve taraftarının şampiyonluk kültürü vardır. Büyük takım refleksine sahiptir.

Ancak sürekli bir engele takılıp şampiyonluğu kaybetmek, umut tazelemekten yorgun düşürmüştür Trabzonspor'u. Bu kültürü tahrip etmiştir.

Geldiğimiz noktada Karadeniz ekibinin tek rakibi kendi psikolojisidir.

Benjamin Disraeli'nin tarifi mükemmeldir; "Zihninizi büyük düşüncelerle besleyin, çünkü asla düşüncelerinizin ötesine geçemeyeceksiniz."

Sivas ve Giresun beraberliklerinden sonra eleştirilerin dozajı yükseldi.

Oysa bu takım Konya'dan 9, ezeli rakipleri FB'den 15, BJK'dan 16, GS'den 24 puan öndedir. Yani Trabzonspor arkasından gelenleri dağıtmış, emin adımlarla hedefe koşmaktadır.

Şampiyonluğa giden hiçbir yol düz değildir. Elbette engeller olacaktır. Beklenmedik takımlara karşı puan kaybedilecektir. Bu yeni bir şey değildir. Her takımın başına gelmiştir, gelecektir.

Peki öyleyse "şampiyonluğa giden yol düz olmalıdır" gibi yorum yapanlara ne diyeceğiz?

Şampiyonluğa yaklaşıldığı her defasında hep bir engele takılmış olmak böylesine bir sezonda bile endişenin dozajında fark yaratmıyor.

Olası bir Galatasaray mağlubiyetinin endişeyi daha da büyütecek olması trajikomik bir durumdur.

Rakipsiz olduğu ligde rakibi kendi psikolojisidir Trabzonspor'un.

Oysa Bordo Mavili takım yapılan takviyelerle çok daha güçlenmiştir. İlk yarıya oranla kadro kalitesi daha çok artmıştır. İki ciddi eksiği sol bek ve sağ ön çok iyi transferlerle giderilmiştir. Puchacz çok iyi bir sol bek, Visca gibi Türkiye'nin en iyi sağ önü alınmıştır. Bu iki isme ilave bir başka isim daha katılmış takıma. Uzun süre yedek kulübesinde oturan Denswill'in kumaşı çok iyi çıkmıştır. Topu oyuna sokuşu harika. Edgar'ın eksikliğini kesinlikle hissettirmeyecek kalitede. Hatta çok daha verimli olacak sinyali vermiştir.

Artık Trabzonspor için birbirini tamamlayan çok dengeli bir takım diyebiliriz. Eksikler kadroya katıldığında ilk yarıdaki Trabzonspor'dan çok daha iyi bir Trabzonspor izleme imkanımız vardır.

Tabi insan sormadan edemiyor. Hal böyleyken "Bu kadar gerginlik ve endişe hastalıklı bir yapının işareti değil mi?"

Son söz Robin Sharma'dan: "Yaşamda sizi engelleyen ne olduğunuz değildir. Sizi durduran ne olmadığınız düşüncesidir."