Alice’in dijital dünyasına yolculuk

Serdar Biliş’in yönetmenliği ve Beyhan Murphy’nin koreografisi ile çağdaş müzikal uyarlaması ‘Alice Müzikali’ yeniden sahnede.

Öznur Oğraş Çolak

Lewis Carroll tarafından yazılan ve bugüne kadar 174 dile çevrilerek edebiyatın eşsiz eserlerinden biri olma özelliğine sahip “Alice Harikalar Diyarında”. Alice, bir göl kenarında ağacın altında uykuya dalar ve rüyasında kendini bir ormanda bulur. Bu harikalar diyarında Alice'in başından çeşitli maceralar geçer, bu büyülü olayları anlatır roman. Orijinal adıyla "Alice in Wonderland" 1865 yılında yayımlanmış fantastik bir kurgu.

Oysa Alice, yediği mantarlar ve içtiği iksirler nedeniyle hayal görmekte, bir büyüyüp bir küçülmekte, hayvanların konuştuğunu, iskambil kartlarının canlı olduğunu görmektedir ve bu öykü de bir müzikal için çok güzel bir konudur. Önceki akşam Zorlu PSM'de sahnelenen müzikalde, Alice, bu defa daha modern: Tavşan deliğinden düşmüyor da cep mobil bir uygulamayla sanal âleme dalıyor. Bu yeni versiyon müzikal tarzında canlı seyrettiğimiz "Alice" romandaki tadı verecek mi? Bu soruyu soruyorsanız vazgeçin derim. Oysa oyun kadrosuyla çok zengin: 

Serdar Biliş’in yönetmenliği ve Beyhan Murphy’nin koreografisi ile çağdaş müzikal uyarlamasında kimler yok ki: Serenay Sarıkaya “Alice”, Ezgi Mola “Kraliçe”, Enis Arıkan “Tavşan”, Şükrü Özyıldız “Şapkacı”, İbrahim Selim “Kral”, Merve Dizdar ise “Kedi” rolünde çıkıyor karşımıza.

Her dansta, tiyatro oyununda, hatta müzikalde bir mesaj vardır mutlaka. Almasını bilene! Burada da Alice'in var olan otoriteye karşı çıkışını görüyoruz aslında. Kraliçeye ve krala karşı gelebilen tek kişi de Alice!  

Sürekli emirler yağdıran, bağıran ve alırım kelleni tehditleri savurarak bir korku dünyası yaratmış olan kraliçeyi yenen tek kişi de yine Alice'tir. Günümüze de bir Alice gerekli aslında.

Tavşan rolündeki Enis Arıkan'ın sahne üzerindeki başarısı alkışı hak ediyor. Aynı zamanda tırtılı da canlandıran Arıkan çok başarılı bir oyunculuk sergiliyor ve finalde de en büyük alkışı o aldı. 

Selamda ikinci büyük alkış ise Kediye gitti. Kedi'yi oynayan Merve Dizdar'ın oyunculuğuna söz yok, her zaman her rolün altından başarıyla kalkıyor ama şarkı söyleme kısmında, hele ki söz konusu bir müzikal ise biraz daha çalışmalı.

Kraliçe Ezgi Mola'ya kocaman bir alkış. Serenay Sarıkaya, biraz kaprisli bir Alice yaratmış gibi. Sesini ve şarkı söylediği bölümleri çok beğendim.

Sahne geçişleri, dekor tasarımı, kullanılan dijital ekran oyunları, müzikler başarılıydı. Bir müzikal için ne uzun ne kısa, tek perde tam tadında. 

Danslar çok daha iyi ve çarpıcı olabilirdi. 

Bizi alıp Alice'in diyarına götüren müzikalde, en hoşuma giden tepkilerden biri de Alice'in kediye "Ama ben delilerin arasına düşmek istemiyorum ki!” dediği kesim oldu ki bu da günümüze ne çok yakışıyor. Kedi 

“Başka şansın yok” dedi ve devam etti: “Burada hepimiz deliyiz. Ben deliyim. Sen de delisin.” Alice, “Benim deli olduğumu da nereden çıkardınız?”

“Öyle olman gerek” dedi kedi, “yoksa burada olamazdın.”

Her günün dünü arattığı ülkemizde pahalılığın tavan yaptığı bugünlerde hepimiz aklımızı nasıl koruyoruz. Bazen de deliliğe vurarak. 

"Alice Müzikali" 12 ve 13 Şubat’ta Zorlu PSM'de.