Ulusal sağlık turizminin karnesi: Stratejilerin temelinde medya yatıyor
Yüksek kalite standartlarındaki sağlık hizmetleriyle her yıl dünyanın dört bir yanından milyonlarca kişiyi ağırlayan Türkiye, sağlık turizminde vites yükseltiyor. Sektöre dair gerçekleştirilen araştırmalar ise bu başarının görünmez mimarının medya olduğunu ortaya koyuyor.
cumhuriyet.com.trTürkiye, sağlık turizminde adeta fenomen olmaya devam ediyor. Yüksek kalite standartlarındaki sağlık hizmetleriyle her yıl dünyanın dört bir yanından milyonlarca kişiyi ağırlarken, hem ekonomiye katkıda bulunuyor hem de sağlık turizmine değer katıyor. Ülkemizin yaklaşık 1 milyar insana ve 57 ülkeye hitap eden coğrafi konumunu ortaya koyan Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş., sağlık turizminden 2023’te 3 milyon dolar gelir elde eden Türkiye’nin bu rakama 2024’ün henüz ikinci çeyreğinde ulaştığına işaret ediyor. Türkiye, sağlık turizmine önemli ölçüde katkıda bulunan uluslararası akreditasyona sahip 40 sağlık kuruluşu ile bu alanda tüm ülkeler arasında 7. sırada konumlanıyor. Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere Almanya, Birleşik Krallık, Rusya, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Afganistan gibi farklı coğrafyalardan binlerce kişiye ev sahipliği yapıyor. Veriler, 2023 yılında 1,4 milyon kişinin sağlık hizmeti almak için Türkiye’yi ziyaret ettiğini gösterirken, yalnızca 2024’ün ikinci çeyreğinde bile yaklaşık 900 bin kişinin ülkemize geldiğini ortaya koyuyor. Bunun perde arkasında ise Türkiye’nin, sağlık turistlerinin pek çok parametreye dayanan beklentilerini tamamıyla karşılaması bulunuyor.
Sağlık turistleri önce “güven” diyor
Tıbbi Turizm Derneği ve Uluslararası Sağlık Araştırma Merkezi ile işbirliğiyle gerçekleştirilen anket çalışması, sağlık turistlerinin seyahat ettikleri ülkelerden beklentilerine ışık tutuyor. Buna göre sağlık turistlerinin karar verme sürecinde yüksek hizmet standartlarının yanı sıra birçok unsur etkin rol oynuyor. Örneğin, sağlık turistlerinin %97,2’si güven faktörünün belirleyici bir etken olduğunu öne sürerken %63,3’ü de akreditasyonun kararlarını doğrudan etkilediğini söylüyor. %57,7’si ise sağlık turizminde maliyet şeffaflığının ve güvenli ödeme seçeneklerinin rolünün önemine dikkat çekiyor. Ülkemizin sağlık turistleri için barındırdığı fırsatların uluslararası arenada doğru bir şekilde tanıtılmasının kritik olduğunu vurgulayan Egopro Medya Kurucusu ve Yapımcı Birnaz Yılmaz Gülnahar, konuyu şu sözlerle değerlendiriyor:
“Medya ve prodüksiyon hizmetleri, sağlık turizmindeki olanaklarımızın global çapta tanıtılmasında hayati bir rol oynuyor. Çünkü, özellikle yurt dışında yaşayan hastalar, tedavi süreçlerini ve buna uygun doktorları araştırmak amacıyla bilgi alabilecekleri güvenilir yayınları takip ediyor. Bu noktada medya sektörü, yalnız vatandaşlarımıza değil, farklı ülkelerden sağlık turistlerine de hitap ediyor.”
Söz konusu rapora göre, sağlık turizminin gelişiminde hastaların beklentilerini anlamak kadar, gerek medya gerekse teknoloji odağında stratejiler geliştirmek ve uygulamak da büyük bir basamağı oluşturuyor. Ticaret Bakanlığı da sağlık seyahatlerinin hızla yaygınlaştığı günümüz dünyasında ülkemizin sağlık turizminden aldığı payın ve katma değerin artırılması için farklı sektörlerden paydaşlar ile koordineli bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor.
Ulusal sağlık turizmi stratejilerinin başında “medya pazarlaması” var
Türkiye’nin 2024’te sağlık turizminde benimsediği vizyoner stratejiyi inceleyen Uluslararası Sağlık Turizmi Enstitüsü de geleceğe dair bir tablo çiziyor. Yayımlanan inceleme doğrultusunda Türkiye’nin sağlık turizmi alanındaki başarılarını sürdürebilmesi ve daha da ileriye taşıyabilmesi için bazı stratejik çözümler öne çıkıyor. Bunların ilk sırasında uluslararası tanıtım ve pazarlama geliyor. Ülkemizin sağlık turizmi markalarının dijital platformlar ya da medya kuruluşları tarafından globale tanıtılmasının, daha geniş kitlelere ulaşılmasını ve ülkemizin bu sektördeki bilinirliğinin artırmasını desteklediği belirtiliyor.
Medya sektörü ve sağlık turizmi arasındaki ilişkiyi bütüncül bir yaklaşımla açıklayan Birnaz Yılmaz Gülnahar, şu değerlendirmede bulundu: “Medyanın sahip olduğu erişilebilirlik gücünü, sağlık sektörünün ihtiyaç duyduğu farklı konularda televizyon programları, belgeseller, reklam kampanyaları ve dijital içerikler oluşturarak fırsata dönüştürmek mümkün. Potansiyel sağlık turistleri için doktorlar ile çeşitli tedavi seçenekleri sunulabiliyor, sağlık kuruluşları tanıtılabiliyor, tedavi süreçleri ve destinasyonlar hakkında kapsamlı bilgi verilebiliyor. Sağlık turizmi kavramı daha geniş kitlelere ulaştırılabilirken, insanların bu konuya ilgisi de artırılıyor.”
Hedef pazarlara yönelik PR çalışmaları yapılacak
Gayri safi yurt içi hasılasının %3,7’sini oluşturan sağlık hizmetleri harcama bütçesini daha efektif kılmak için çalışmalarını sürdüren ilgili kurumların ise gelecek dönemde de sektöre uyarlaması gereken bir dizi strateji bulunuyor. Hedef pazarlara yönelik pazarlama çalışmaları, güçlü dijital varlık stratejileri oluşturmak ve yeni işbirliklerini teşvik etmek ilk üçte yer alıyor. Tüm bu metrikler bir araya geldiğinde, Türkiye’nin sağlık turizmindeki başarısının sürdürülebilir kılınması kaçınılmaz görünüyor. Öyle ki AB’de sağlık turizminin ele alındığı yayınlarda bile kaydettiği başarısıyla ve medya odaklı akılcı stratejileriyle anılan Türkiye’nin bu sayede kısa sürede ivmesini daha da artıracağı düşünülüyor.
Türkiye’nin sağlık turizminde vites yükseltmesi için yerli markaların yürüttüğü itibar çalışmalarına eşlik ettiklerinin altını çizen Egopro Medya Kurucusu ve Yapımcı Birnaz Yılmaz Gülnahar, faaliyetlerini şöyle açıkladı:
“Türkiye’nin en çok izlenen ulusal kanallarında yüzlerce bölüm program yaparak ve binlerce doktorla çalışarak sağlık turizminin gelişmesini destekledik. Bu süreçte yapılan tüm prodüksiyonları, sağlık turizmi kapsamında yurt dışı tanıtımlarda da yoğun olarak kullandık. Şu ana kadar 5 bin bölümü aşkın program, reklam ve tanıtım filmi yaptık. 650 başarılı proje gerçekleştirdik. Bu da hizmet verdiğimiz müşterilerimizle ortak bir yolda yürüdüğümüzün göstergesi. Öyle ki halen devam eden projelerimizle yılda bin 500 doktoru konuk ediyoruz. Böylece Türkiye’nin, 84,92 milyar dolar değerindeki küresel sağlık turizmi pazarında bir adım daha öne geçmesini sağlıyor, gelişim sürecine katkıda bulunuyoruz.”