Zülal Kalkandelen: 'Bu, kapitalizmin varabileceği en alçakça seviye'
Gazetemiz yazarı Zülal Kalkandelen, hayvanların yangınlardan ne şekilde etkilendiklerini açıkladı. Ve Kalkandelen bu yangınların nasıl politik araç olarak kullanıldığını Cumhuriyet.com.tr'ye anlattı.
cumhuriyet.com.trTürkiye günlerdir kıy şeridinde başlayan yangınlarla mücadele ediyor. Birçok şehir yangından etkilenirken, hayvanlar da bu felaketlerin sonuçlarını yaşamak zorunda kaldı. Gazetemiz yazarı Zülal Kalkandelen hayvanların bu yangın felaketinden nasıl etkilendiklerini açıkladı. Kalkandelen devamında bu yangınların politik araç olarak kullanıldığını Cumhuriyet.com.tr'den Sinem Nazlı Demir'e anlattı.
'DOĞA RESMEN İSYAN EDİYOR'
Son 6 gündür Türkiye'nin birçok bölgesinde yangın felaketi yaşanmakta ve bu durumun doğal yaşamın, ormanların, dünyanın tahribatı ile nasıl bir ilgili olduğunu anlatır mısınız? Bu felaketler göz göre göre mi gerçekleşiyor?
'Yangının nereden çıktığı ile ilgili ihtimaller var ve sabotaj ihtimali de olabilir. Onun dışında küresel ısınma dediğimiz, iklim krizinin etkilerini bilim insanları uzun zamandır anlatıyorlar. Çeşitli felaketlere maruz kalınacağını söylüyorlar. Gerekenler bir türlü yapılmadığı için bilim insanlarının söyledikleri teker teker ortaya çıkıyor. Artık insan türü, altıncı yok oluşu başlatmış durumda. Bitkilerin yok oluşu, türlerin yok olması, ormansızlaşma, yağmur ormanlarının yok oluşu, okyanuslardaki ölü bölgeler neden oluyor? Çünkü doğa resmen isyan ediyor. Bunun gerekleri yerine getirilmiyor. Birçok ülke üzerine düşeni yapmıyor. Hayvan katliamlarının son bulması gerekiyor, bu sürdürülebilir bir sistem değil. Üzerinde yaşadığımız gezegeni el birliği ile yok etmeye başladık. Bir taraftan yangınlar görülürken diğer tarafta korkunç bir sel var. Geçmişte yaşamadığımız boyutlarda doğa olayları var. Sıcaklığın giderek artacağı söyleniyor. İnsanlık doğal dengeyi bozdu, ekosistem olması gerektiğinden çok daha farklı bir hal almış durumda. İçinde yaşadığımız kapitalist toplumda her şeyden rant sağlamaya çalışan bir insan merkezci yaklaşım tüm bunları sonuçları.'
Yangınlarda binlerce hayvan yaşamını yitirdi ancak pek üzerinde durulmuyor. Neden can kaybı konusunda hayvanlar görünmez bir noktada bırakılıyor?
'İnsan algısındaki türcülükten bahsediyoruz. İnsan kendi canını, diğer türlerin yaşam hakkından öncelikli gördüğü için bunlar oluyor. Yangınların gerçekleştiği ilk aşamalarda yetkililer 'neyse ki can kaybı yok' dedi. Ama o zamanlarda bile birçok hayvanın yaşamını yitirdiği biliniyordu. Özellikle yavruların ve daha genç olanların kaçamadığını biliyoruz. Ne yazık ki hayvanlar mal olarak görüldükleri için... Düşününce şunları da görüyorsunuz ki bu hayvanlar öldürülmek için beslenen hayvanlar. Bazı hayvanlar kurtarılsa bile bir şekilde öldürülecek olan hayvanlar. İnsanlar bununla yüzleşmek istemedikleri için bazı ölümleri normal görüp bazılarını anormal görüyorlar. Ayrımlar yapılıyor. Hayvanın yaşam hakkı açısından bir farkı olmuyor. İnsanın kendi yaşamında bir düzenleme yapması gerekiyor. Alışkanlıkların, geleneklerin ciddi şekilde sorgulanması gereken bir yüzyıldayız.'
'BU, KAPİTALİZMİN VARABİLECEĞİ EN ALÇAKÇA SEVİYE'
Felaketler ve insanların acıları siyasi bir araç olarak kullanılıyor mu? Bizim ülkemiz bu konuda hangi noktada?
'Felaket kapitalizmi denen bir şey var. Birdenbire devlet ve özel sektör iş birliğinde birtakım projeler gündeme geliyor. Türkiye'de de benzerleri tekrarlandı. Mesela daha yangın devam ederken TOKİ, yangın yaralarını sarmak için harekete geçtik, köy evleri yapacağız, teslim edeceğiz' diye yaptıkları planı paylaştı. Ayrıca cumhurbaşkanı köyleri ziyaret etti ve 'size ev yapılacak, örneğin 500.000 lira ise evin maliyeti, siz 200.000 lirasını kredi gibi ödeyebilirsiniz'. Bu inanılmaz bir şey! Her şeyini kaybetmiş insanlara kredi teklifi yapabiliyor devlet. Gidip kafalarına çay fırlatabiliyorlar. Çevresinde kimse 'bu nasıl bir şey?' diye sormuyor. Bu, kapitalizmin varabileceği en alçakça seviye. O durumdaki insanların kafasına çay fırlatmak nasıl açıklanabilir? Bu durum bir siyasi çekişme aracı da olabiliyor. Pet şişelerle itfaiye aracının deposuna su doldurmaya çalışan insanlar var. Türkiye çok kötü yönetiliyor. Bütün bedeli halk ödüyor. Doğa da ödüyor. Bu kötü yönetimin bedeli çok ağır olacak. Dünyanın her yerinde felaketler oluyor ama yangın çıktıktan sonra onu büyümeden söndürebilmek gerekiyor. Ama Türkiye gibi hazırlığın olmadığı, rant yüzünden olmaması gereken şekilde binaların yükseldiği yerlerde zarar çok fazla oluyor. Türkiye son 20 yıldır çok kötü yönetiliyor.'