Zorbalığa göz yumma!

Gazeteciler, aydınlar, siyasetçilerin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi, kötü hava koşullarına aldırış etmeden, CHP İzmir Milletvekili ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Ahmet Şık, Nedim Şener ve tüm tutuklu gazeteciler için yürüdüler.

cumhuriyet.com.tr

Kötü hava koşullarına aldırış etmeyen yüzlerce kişi bugün Taksim'de düzenlenen iki ayrı yürüyüşte buluştu.

İlk olarak, Ahmet ve Nedim’in Gazeteci Arkadaşları (ANGA) tarafından organize edilen yürüyüşe katılanlar Taksim Tramvay Durağı’nda biraraya geldi. “Yansak da dokunacağız” pankartının arkasında yürüyen grup “Ahmet Nedim onurumuzdur”, “Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılsın”, “İmamın kalemi olmayacağız”, “Halkın haber alma hakkı var” yazılı pankart ve dövizler taşıyarak “Ahmet’i özgür bırak”, “Nedim’i özgür bırak”, “Yumurtadan, kitaptan bomba olmaz” sloganları attı.

Yürüyüşe, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, milletvekilleri Mahmut Tanal, Bihlun Tamaylıgil, Kadir Gökmen Öğüt, Süleyman Çelebi, Oktay Ekşi, Melda Onur, CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’nın yanı sıra Atilla Özsever, Ercan Karakaş, Nail Güreli, Banu Güven’in de aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci ve akademisyen de katıldı. 

Galatarasay Meydanı’nda sona eren eylemde ANGA adına ortak açıklamayı gazeteci Ayça Söylemez okudu. Açıklamada, Şık ve Şener’in tutuklanmalarının üzerinde geçen bir yıllık sürede devlete ve cemaate dokunduğu için hapse atılan gazeteci sayısının üçe katlandığı şu anda 104 gazetecinin cezaevinde olduğu belirtildi. Susturma operasyonunun gazetecileri işten attırarak devam ettiğine dikkat çekildi. Açıklamada, “Devleti ele geçiren yeni egemenler, eski taktikleri cilalayarak Uğur Mumcu’dan Musa Anter’e, İzzet Kezer’den Hrant Dink’e kadar öldürerek yapamadıklarını, bu kez hapse atarak yapmak istiyor. Gerçekleri böyle perdelemek istiyorlar. Bu yüzden, dünyada en çok gazeteci hapsedilen ülke ne yazık ki Türkiye” denildi. 600 öğrencinin haksızca hapse atıldığına, köyüne ve deresine sahip çıkan köylülere işkence ve biber gazının reva görüldüğüne,  çocukların cinsel tacize uğradığı cezaevlerinin müdürünün terfi ettirildiğine, nefret mitingine dönüşen gösterilere devletin bakanlarının koruma kalkanı olabildiğine vurgu yapılarak “Bütün bunlar bilin ki bunları ifade edecek gazetecilerin çoğu ya cezaevlerinde olduğu ya da görev başında olmadığı içindir” değerlendirmesi yapıldı.

Grup açıklamanın ardından Cumartesi Anneleri’nin oturma eylemine destek verdi. Eylemciler daha sonra Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan için gerçekleştirilen yürüyüşe de katıldılar.

“Zorbalığa göz yumma, Mustafa Balbay Tuncay Özkan bir yıldır tecritte”

Tuncay Özkan ve Mustafa Baybay Gönüllüleri’nin çağrısıyla Galatasaray Meydanı’nda toplanan kalabalık, “Zorbalığa göz yumma, Mustafa Balbay Tuncay Özkan bir yıldır tecritte” yazılı pankart ile, “Meydanlar, zindanları yenecek”, “Aydınların ışığı karanlığı yenecek” yazılı dövizleri taşıdı. Taksim Meydanı’na doğru yürüyüşe geçen kalabalık, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Silivri yakında müze olacak”, “Mustafa Kemal’in askerleri yürüyor” sloganları, ıslıklar ve alkışlar eşliğinde “tecrit” uygulamasını protesto etti.

Taksim Meydanı’nda son bulan yürüyüşün ardından kalabalık adına basın açıklaması yapan Tuncay Özkan ve Mustafa Baybay Gönüllüleri’nden Sevgi Pekaydın, Balbay ve Özkan’ın tecrit koşullarının kısmi olarak değiştirilmesi konusuna değindi. “Özkan ve Balbay kitaplarını yazdıkları zaman diliminde ayrıldılar” ifadelerini kullanan Pekaydın, “Tıpkı Barış Pehlivan ve Soner Yalçın’ın, Barış’ın kitabından sonra koğuşlarının ayrılması gibi. Bu mu bağımsız yargı? Bu nasıl sogumayan kin? Kimin öcü kimden alınmak isteniyor? Kininiz, öfkeniz, zulmünüz ne zaman soğuyacak?” dedi. “Balbay ve Özkan’ın tecrit haline kısmen ara vererek, şu an burada toplanmış insanlara sus payı verebileceğinizi mi sanıyorsunuz?” sorusunu soran Pekaydın, “Yıllardan beri cezaevinde, tecritte, zulümde olan her kim varsa hepsini sahipleniyoruz. Lütuf ve tevazu değil, insanlık ve özgürlük istiyoruz” diye konuştu.

Yürüyüşe destek veren isimler arasında yer alan sanatçı Levent Kırca da “Özgürlük mücadelesi için, cezaevindeki arkadaşlarımız için, devrim için, yasaklamalar için buradayız. Hep de burada olacağız” dedi. Cumhuriyet gazetesi yazarı Ali Sermen ise “Balbay ile aynı cezaevinde çalışan arkadaşları, bundan 30 yıl önce, askeri yönetimler tarfından aynı yöntemle içerde tutuluyorlardı. Bugün sıra onlara gelmiştir, nöbet onlardadır” diye konuştu. CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi de “Bu içinde bulunduğumuz durum utanç verici. İnsanlar burada isyanlarını gösteriyor. Ben de bunun bir parçası olarak buradayım” dedi.

CHP Denizli Milletvekili ve eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ise “Umarım kulağı sağır olanlar bu kitlesel eylemin seslerini duyuyordur” diye konuştu.

Konuşmaların ardından Balbay’ın gönderdiği mektup okundu. “Tek işilik hücreyi şöyle tarif edebilirim; ben ve siz, hepimiz” ifadeleri ile başlayan mektupta, “Hücrenin demiri irademizi, betonu da savunduğumuz değerlere ve size olan inancımızı simgelemektedir. Bugünler geçecek, asıl olan özgürlüğe hazır olmak. O güzel günde buluşmak dileğiyle” denildi.

Yürüyüşe, CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kağan Salıcı, CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylığil, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP milletvekileri Mahmut Tanal, Çetin Soysal, sanatçılar Rutkay Aziz, Edip Akbayram’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda önemli isim de destek verdi.