Ziraat Bankası'ndan Demirören'e kredi açıklaması: Paramız vardı, verdik
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, ülke tarihinin en büyük medya sahipliği değişimini ifade eden Doğan Medya Grubu’nun iktidara yakın Demirören Grubu’na satışında kullanılan Ziraat Bankası kredisiyle ilgili olarak, "Paramız vardı, verdik” dedi.
AAAydın, bir toplantı salonunda, Balkan Rumeli Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (BALKANTÜRKSİAD) tarafından düzenlenen "20. Sinerji Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin artık küresel bir ülke olduğunu, çevrede ne olursa Türkiye'nin bunlardan pozitif, negatif ya da nötr olarak etkilenebildiğini söyledi.
Son yıllarda hiç olmadığı kadar iç ve dış şoklarla karşı karşıya kalındığını belirten Aydın, "Bu şokları yöneten bir ekonomide, her şeyi bir öncekine nispetle daha iyi şekilde sürdürebilmek, çok ciddi istikrarı gerekli kılıyor. Jeopolitik risklerimizi herkes biliyor. En büyük komşumuz ile Amerika arasındaki sorunlar, bizim ekonomik gidişatımızı yakından ilgilendiriyor." diye konuştu.
Aydın, Türkiye'deki bankacılık sisteminin milli gelirin üstünde olduğunu ve Türkiye'nin ekonomik zorlukları aşacak güce sahip olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Küresel piyasalar ve gelişmeler, son dönemde bizi bu konuda destekliyor. Yaşaya yaşaya iç ve dış şoklara son derece dirençli hale geldik. Panik yapmıyoruz. Bu, bizim için olumlu gelişmedir ve eylül ayında yeni ekonomik programı açıklıyoruz. Ekim, kasım, aralık... Üç ayda kurda, devletin borçlanmasında, uluslararası arenada, CDS'lerde, rezervlerde son derece olumlu gelişmeler görüyoruz. Bu kadar hızlı tepki veren başka bir ekonomi yok. Bizde var. Bugün artık düne nispetle çok net önümüzü görüyoruz. Beklentilerde fevkalade olumlu iyileşmeler görüyoruz. Siyasi irade, ekonomi yönetiminin bir tek hedefi var, büyüme odaklı bütün şartları zorluyor. Bu uygulamaların hayata geçmesi için elinden gelen bütün gayreti gösteriyor. Demek ki bütün bunlar, bizim güçlü ve sağlıklı kalmamıza vesile oluyor. Bütün bunlar yapılacak iş olunca bunu destekleyecek bir bankacılık sistemini de sağlıyor."
"Artık kredilerdeki negatif gidişat bitmiştir"
Total kredi miktarının artıya geçtiğine dikkati çeken Aydın, şöyle devam etti:
"Bugün, Allah'a hamdolsun son 1-1,5 aydır fevkalade bir bolluğa, rahat bir likiditeye sahibiz. Türk bankacılık sisteminde öz kaynağımızda, likitte problemlerimiz vardı ama dengelenme ve disiplinle, yeni ekonomi programıyla şu anda likitte de ciddi bir artışa sahibiz. Türkiye'ye tekrar sermaye akımı başlamıştır. Alınan önlemlerle devletin edimlerini yerine getirmesi, daha az borçlanıyor olması, Türk bankacılık sistemini rahatlatmıştır. Likiditemiz olunca üstüne oturacak halimiz yok. Onu bireylere ve firmalara kullandırmamız gerekiyor. Bu, hemen kredilerde bir toparlanmaya vesile oldu. Artık kredilerdeki negatif gidişat bitmiştir. Son 10 gündür krediler, pozitif gidiyor. Hem de temel altyapı yatırımlarda geriye dönük yatırımlar olduğu halde."
Aydın, "Ziraat Bankası, 31 Aralık 2018 itibarıyla karı 8 milyar liradır. Ziraat Bankası, öz kaynakları Türkiye'de en yüksek bankadır. Ziraat'te zarar para yok. En çok para kazanan bankayız, en verimli ve karlı bankayız." dedi.
"Nakit akışlarında bozukluk var, teminatta sıkıntı yok"
Konuşmasının ardından salondakilerin sorularını cevaplandıran Aydın, futbol kulüplerinin idari ve mali yapılarının güçlendirilmesi için TBB ile TFF arasında yapılan anlaşmada son durumun sorulması üzerine, şu ifadeleri kullandı:
"Biz zaten spor kulüpleriyle çalışıyoruz. Bir tek ben çalışmıyorum. Spor kulüpleriyle çalışan bir sürü banka var. Ne vermişsek vermişiz, hepsini piyasa koşullarında vermişiz. Spor, bir ekonomidir. Bein Sports'un Türkiye'deki yayına verdiği miktar, 500 milyon dolar. Futbol, bir ekonomidir, endüstridir. Biz, bu ekonominin ayakta kalmasını ve bu değerin sürmesini istiyoruz. Üç büyük kulübün yıllık ortalama geliri 600 milyon lira civarındadır. Şampiyon olacak bir takımı 250-300 milyon liraya kurabilirsiniz. Nakit akışlarında bozukluk var, teminatta sıkıntı yok. Biz, nakit akışlarını düzenlemek istiyoruz. Sadece biz değil, TFF, UEFA, kreditör olarak biz de müşteri de istiyor. Yüzde 8 ile bir kredi yapılandırması, kimseyi de ülkenin kaynaklarını çarçur falan etmedik. Biz ticaret yapıyoruz."
Aydın, "Ben iki medya finanse ettim. Biri Halkbank'ta, biri de Ziraat Bankası'ndayken. Medya, ticari bir iş değil mi? Türkiye'de 500 milyon doları IMF'den borç alıp dört sene iktidarda kalınıyordu. Ben 700 milyon dolarla kredi yapıyorsam bu, ülkenin ve Ziraat Bankasının gücüdür. Ben kimseden kısmadım ki." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye'nin IMF ile hiçbir işi yoktur"
Aydın, Ziraat Bankasının Türkiye dış ticaretinin yüzde 14'lük bölümünü tek başına karşıladığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Paramız vardı, verdik. Teminatlarımızı da aldık. Adam bir tek medya işi yapmıyor. Petrol var, gaz var, bir sürü şey var. Teminatlarından hepsini de alıyor olacağız. Kimsenin bir sıkıntısı olmasın. İlgili medya grubu, Türkiye'nin çok saygın özel bankalarıyla da çalışıyor. Türkiye'de ticaret yapıyorsanız biriyle de birkaçıyla da çalışmanız gerekiyor. Türkiye'nin IMF ile hiçbir işi yoktur. Sadece Halkbank'ın ilk üç ayda esnafa dağıttığı kredi miktarı 10 milyar liradır. Yani IMF'ye gidecek halimiz yok, paramız pulumuz var."
"Daha kıt kaynağın daha ekonomik kullanımı olacak"
"Bugün 'Ekonomiye cemre düştü' başlıklı bir haber yapıldı. Ben böyle bir hal göremedim. Resmi rakamlarda bu yönde. Sizin fikriniz nedir?" sorusu üzerine Aydın, şunları kaydetti:
"Biz, öncü göstergeleri görebiliriz. Ne kadar önümüzü görüyorsak ayağımızı ona göre gaza yüklüyoruz. Şu anda öncü göstergeler, havanın açılmakta olduğu, verilen tepkilerden de olumlu seyir gösterdiği yönünde. Çok değil, son 15 günde. Bu, sizin kapıya henüz gelmemiş olabilir ama buna emin olun, samimi olarak söylüyorum. Biz, burada olacağız, bu işleri yapmaya devam edeceğiz. Dolayısıyla olmamış bir şeyi olacak gibi söylemek, bizim kredibilitemize de zarar verir. Yönettiğimiz kuruma da zarar verir. Gerçekten Türkiye hem siyasi hem ekonomik istikrarla dün neyi başardıysa bundan sonra onu başaracak."
Aydın, farklı sektörlerde, katma değeri yüksek üretim yapmanın gerektiğini dile getirerek, "Üretim modelimizi değiştirmemiz lazım. Zorlanacağız, bundan sonra daha kıt kaynağın daha ekonomik kullanımı olacak. Belki 2010-2012'deki gibi olmayacak ama önümüzü mutlaka görüyor olacağız. Bundan en ufak bir şüpheniz olmasın." dedi.
Toplantıya TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur, BALKANTÜRKSİAD Başkanı Berat Tunakan, AK Parti Bursa milletvekilleri de katıldı.