Zeytinli'de rock
Söz konusu olan rock’sa, canlı müzikse; yüksek sesler çıkacaktır. Sabaha karşı dörtlere dek süren konserler, akşam güneşin batmaya yüz tuttuğu saatlerde başlıyor. Binlerce seyirci de hepsine aynı coşkuyla katılıyor. Dört gün süren festival, sağladığı ortam ve konserlerle 68 bin müziksevere unutulmaz anlar yaşattı.
cumhuriyet.com.trKumsaldaki sahneleri, yan yana kurulmuş binlerce çadırı, Türkiye’nin dört köşesinden gelmiş, dünyaya bakışlarını ve dinledikleri müziği dış görünümleriyle de yansıtan binlerce izleyicisiyle bir ‘Zeytinli Rock Fest’ daha geçti. Çoğunluğu İstanbul, İzmit, Balıkesir gibi görece yakın illerden -Kütahya’dan, Gaziantep’ten gelenler de vardı- yaş ortalaması yaklaşık 18 olan binlerce genç ortamın hakkını veriyordu: Sabahın ilk saatlerinde ağustos sıcağıyla dolan çadırlardan çıkılıyor, gölgelik yerlerde sohbetler ediliyor, gitarlar çalınıyor, denize bile giriliyordu. Festival ekibinin genç üyeleriyse bir aksaklık olmasın diye koşturuyorlardı. Gençlerin bu denli istekle sorumluluk alışı, binlercesi bir arada olduğu halde bir sorun yaşanmayışı dikkat çekiciydi.
Zeytinli halkının görüşü
Zeytinli’nin festival alanından merkeze uzanan anacaddesi de görülmeliydi festival zamanı: Yalnızca kahvehane ve lokantalarda değil, kaldırımlarda ve evlerin önlerindeki gençler, özgürce içkisini içiyor; yalnızca dükkânlar değil, evler de festivalciler için kah-valtılar, börekler, gözlemeler hazırlıyor ve satıyor. Bir kahvehane sahibine sorduğumuzda, ‘tabii ki böyle olacak, gençlere çılgınlık, özgürlük yakışır’ diyor. Belki başka türlü düşünen de var; ama bunu kendine saklıyor ve festivale ya da o özgürlüğe karışmıyor. Bunun ekonomik getirisi de büyük tartışmasız, bunu sorduğumuzda ‘büyük kazanç sağlıyoruz’ diyenler var. Ama genç ve güçlü bir enerjinin değerini bilenler de az değil. Bu, yaşadığımız günlerde umut verici görünüyor.
Söz konusu olan rock’sa, canlı müzikse; yüksek sesler çıkacaktır. Sabaha karşı dörtlere dek süren, 5 - 7 topluluğun çaldığı konserler, akşam güneşin batmaya yüz tuttuğu saatlerde başlıyor. Duruma göre kısa ya da uzun süren hazırlıklarla bölünse de, binlerce seyirci hepsine aynı coşkuyla eşlik ediyor. Kimi de kumsalda uzanarak dinlemeyi tercih ediyor müziği; ama ne kadar dağılmış gibi görünseler de, sahnenin önü hıncahıç dolu, alanın her yerinde hareket var ve kumsalda bambaşka bir hal.
Oraya gelenlerin tutkularının ve bunu yaşama isteklerinin peşinde olduğu belli. İlk gecenin son konuklarından Moğollar’ın ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ının ardından, aynı kalabalık ‘Bir Şey Yapmalı’ diye bağırıyor onlarla birlikte. Ya da Hayko Cepkin çıkmadan önce seyircinin heyecanı zirveye ulaşıyor. Bu yıl rock’la birlikte müziğin farklı renklerini de içeren festivalin ikinci günü ‘headbang’ gecesi oluyor; Nitro’yla başlıyor ve Pentagram’ın ‘Anatolia’sıyla açtığı konseriyle sona eriyor. Hepsine seyircinin eşlik ettiğini söylemeye gerek yok... Her günün çizgisi farklı, oldukça yoğun bir program söz konusu. Son günlerin isimleri arasında da Ogün Sanlısoy’dan Badem’e, Tibet Ağırtan’dan Kurban’a çok kişi var.
Festivalde rock’ın özgür ruhunu korumak ve uygun fiyat politikasından ödün vermemek için çalışıldığı görülüyor. Tabii bu denli büyük çapta bir düzenlemede bazı aksaklıklar da yaşanıyor. DJ’lerin çalamaması, gölgeliklerin az oluşu bunlardan ikisi; bazı güvenlik sorunlarından söz eden festivalciler de var. Ses ve ışık sisteminin de daha ileri düzeyde olması gerekiyor belki. Ve bu festivalin artık gelenekselleşerek sürmesi...
‘Anadolu’nun her yerinden geliyorlar’
Hayko Cepkin: Buraya gelen seyircinin ön yargısız, o sesi duyabilmek için burada olduğunu, sabah güneşi, akşam sahne ışığını görmek için burada olduğunu biliyoruz. Anadolu’ya daha çok gidilmesi gerektiğine inanıyoruz, gittik de en uç noktalarına kadar. Zeytinli’ye üçüncü gelişimiz, birbirimizi geliştirdiğimiz bir alışveriş söz konusu.
Umut Töre (Hayko Cepkin’in gitaristi): Çok olumlu ve güzel bir kalabalık buradaki. Anadolu konserlerinde müzik seven, bir şeyler çalan gençlerin bizimle yakın oluşu beni duygulandırıyor. Bu karşılıklı kendimizi geliştirmek için bir fırsat.
Cahit Berkay (Moğollar): Anadolu’nun her yerinden akın akın geliyorlar. Burada bu atmosferi oluşturmaları çok hoş, bizim için de büyük keyif.
Emrah Karaca (Moğollar): Seyircinin ilgisi inanılmaz, en başından beri. Gördüm ki insanlar bazı şeylere çok aç. Gerçek müziğin yapıldığının farkındalar.
Hakan Utangaç (Pentagram): Bizim için çok şey demek bu festivalde sahneye çıkmak. Bir sahil kasabasında böyle bir festival düzenlenmesi çok iyi bir fikir; aksaklıklar giderilirse, ilerisi için umutluyum. Profesyonel düşünülürse, çok çok iyi hale gelecektir.
Cenk Ünnü (Pentagram): Geçen sene de gelmiştik, bu yıl da çok mutluyuz katıldığımız için. Bu tip festivallerin çoğalması gerekli. Binlerce kişinin bizi dinlemesi muhteşemdi.
Erdem Çapa (Nitro): İlk kez geliyoruz. Bu özel etkinlikte beklemediğim bir coşkuyla karşılaştım. Belediyenin destek oluşu da önemli. Farklı türlerde müzik yapanların aynı sahneye çıkması da çok güzel.
Mustafa Özkanlı (22): Kütahya’dan geliyorum. Bu kadar gencin bir arada oluşu güzel, ancak organizasyonda ufak tefek aksaklıklar var.
Önder Çalbay (22): Gündüz yapılacak hiçbir şey yok, çadır alanlarında gölgelik yer yok. Ama tabii ki çok güzel bir etkinlik.