Yunus avına son verildi

Japonya'da Amerikalı, Kanadalı ve Avustralyalı doğa militanı, hayvan hakları savunucularının yunus avına son verilmesini istemesi, avın yapıldığı koyda sonuç vermiş gözüküyor.

cumhuriyet.com.tr

Japonya'nın başkenti Tokyo'daki ABD Büyükelçiliğinin önünde perşembe günü toplanan doğa koruma militanlarının, ABD Başkanı Barack Obama'dan yunus balığı avına son verilmesi için Japon hükümeti üzerinde baskı yapmasını talep etmelerinin ardından, ülkenin orta bölgedeki en büyük adası Honşu'nun güneybatı Vakayama ilinde bulunan Taiji koyundaki yıllık yunus avı yapılmadı.
Sadece birkaç yunus balığı dünyanın çeşitli parklarına satılmak üzere Taiji koyuna toplandı.

Grubun başında bulunan ve yunus katliamını konu alan "Koy" (The Cove) filmi ile 2010'da belgesel dalında Oscar ödülü alan yönetmen Richard O'Barry, "sonuç alındı gibi" gözükmesi üzerine "Bu mesele, artık Japon hükümeti ve halkının değerlendirmesine bırakılabilir" dedi.

O'Barry, daha önce yaptığı bir açıklamada ABD'nin Tokyo Büyükelçiliği'ne verilen dilekçenin 150 ülkeden 1,5 milyon imza içerdiğini söylemişti.

1960'ların Amerikan televizyon dizisi "Flipper" için yunus yetiştirmiş olan eski terbiyeci, 70 yaşındaki O'Barry, "Obama'nın bu yunus katliamı konusunu ele alması ve Japon hükümetinin yunus avına son vermesini sağlamak için Tokyo'ya toplandık" demişti.

O'Barry, "Yunus avının ve yunusları hapseden gösteri rezaletinin sona ermesi için ümitliyim" de diyordu.

Her yıl, Taiji kasabası açıklarındaki Japon balıkçılar, hükümetin izniyle 20 bin yunus balığı avlama ruhsatına sahip.

Japonya'da 250 yıldır, yakalanan yunuslardan bir bölümü gösteri merkezlerine satılıyor, diğer bölümü ise eti kasaplara gönderilmek üzere zıpkınlanıyor.


Balina koruyucusu Sea Shepherd (Deniz Çobanı)

Doğa korumada ödünsüz savaş veren Sea Shepherd (Deniz Çobanı) örgütünden Michael Dalton da Taiji koyunda sonuç alındığına ilişkin işaretler olduğunu, bu koyda beş gündür yunus öldürülmediğini bildirdi.

Kuruluşu 1977'ye dayanan Deniz Çobanı örgütünün önderi, Kanadalı Kaptan Paul Watson ile onun doğa koruma savaşçılarından Yeni Zelandalı Kaptan Peter Bethune, memeliler sınıfından, akciğerlerine hava alarak yaşayan balinaları, yunusları korumak için denizde çeşitli mücadele yöntemleri uyguluyor.

59 yaşındaki Kaptan Watson, "Korunmaları çok önemli simge olan balina ve yunuslarla dünyayı korumak için insanda aile planlamasının en etkili biçimde uygulanmasını" istiyor.

Greenpeace (Yeşilbarış) örgütünün kurucusu Kanadalı David McTaggart'la (1932-2001) birlikte çalışan, ancak Greenpeace'i etkisiz bularak Deniz Çobanı örgütünü kuran Watson, "Dünya nüfusu tedricen 1 milyarın altına indirilmedikçe tabiatın kurtuluşu yok" diyor.

Watson, dünyanın kurtulabilmesi için en köktenci şekilde şu görüşü savunuyor:
"Karbondioksit salımıyla atmosferi mahveden, iklimi bozan benzin yakan tüm motorlar, otomobiller ebediyen terk edilmeli. Trenler gibi gemiler de temiz enerji, yelken kullanmalı. Uçaklar benzinsiz olmalı, zeplinlere, balon taşıtlarına dönüştürülmeli. Fosil yakıta son vererek temiz enerji kaynağı güneşe, rüzgara, suya yönelmek şart. Tüm dünyada kentler 20 bin nüfusu aşmamalı."

Watson'un yardımcısı Kaptan Peter Bethune, ocak ayında Japon balina gemisine gizlice çıkmıştı. Japon kaptana "teslim ol" bildirisi okuyan ve "yurttaşın suçlu yurttaşı tutuklama hakkını" uygulamaya kalkan Bethue, Tokyo'da hapse mahkum olmuş, tecilli hapisle sınırdışı edilmişti.