Yolcular kurtarıldı

Rize Ovit Dağı'nda mahsur kalan 18 kişi yaklaşık 39 saat sonra kurtarıldı. Çığ altında mahsur kalan yurttaşlar yaşadıklarını anlattı.

cumhuriyet.com.tr

Ovit Dağı'nda çığ düşmesi nedeniyle mahsur kalan midibüsteki sürücü ile 17 yolcu, 2 kilometre uzaklıktaki kar ve iş makinelerinin bulunduğu alana yürüyerek gitti.

Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı, mahsur kalan yolculara profesyonel dağcılardan oluşan 12 kişilik ekibin eşlik ettiğini söyledi.

 

Yolcular kriz merkezine ulaştı

Ovit Dağı'nda çığ düşmesi nedeniyle mahsur kalan midibüsteki sürücü ile 17 yolcu, kriz merkezine ulaştı.

Profesyonel dağcılar eşliğinde yürüyerek aracın bulunduğu yerden ayrılan 18 kişi, kar ve iş makinelerinin bulunduğu alana ulaşmalarının ardından, ambulanslar ve iş makineleriyle, Karayolları 103. Şube Şefliğine bağlı Çamlık Bakımevi'ndeki kriz merkezine getirildi.

Yaklaşık 39 saat mahsur kalan yurttaşlar, aileleriyle hasret giderirken, bazılarına ise ambulansta sağlık ekiplerince müdahale edildi.

 

Kriz merkezine ulaşan yurttaşlar aileleriyle hasret giderdi

Ovit Dağı'nda çığ düşmesi nedeniyle mahsur kalan midibüsteki 18 kişi, ulaştıkları kriz merkezinde aileleriyle hasret giderdi.

Kriz merkezinde aileleriyle buluşan yurttaşlardan bazıları gözyaşlarını tutamadı. Yurttaşlar mahsur kaldıkları süre içerisindeki duygularını gazetecilere anlattı.

Annesi Emine Kapısız ile hasret gideren Yavuz Kapısız, annesinin Ordu'nun Ünye ilçesinden geldiğini belirterek, ''Kavuşmak çok güzel bir şey. 2-3 gündür arıyorlardı, ancak kimse bize ulaşamıyordu. Kimse bizi kurtaramayacak gibi düşünüyorduk, artık dünyadan vazgeçmiştik'' dedi.

Bir umut için kendilerini kurtarmaya gelecek birilerini görmek istediklerini ifade eden Kapısız, ''Tam o anda Kaçkar Dağcılık Kulübü yardıma geldi. Daha önce de helikopter gelmiş, ama hava şartları nedeniyle iniş yapamamıştı'' diye konuştu.

Yol kısa olduğu için yolculukta yanlarına gereğinden fazla yiyecek almadıklarını anlatan Kapısız, şunları anlattı:
''2 gün boyunca açtık diyebilirim. Aracın yakıtı dün gece saatlerinde bitti. Dünden beri arabada hep birbirimizle yakınlaştık, ısınmaya başladık. Aracın sağı solu karla doluydu. Giysilerimizi alamadık. Midibüs kara gömülü vaziyetteydi.''

Kapısız, düne kadar çok umutlu olduklarını, ancak yakıt da bitince ve kendilerine ''2-3 saat sonra size ulaşırız'' denilip de gelinmeyince umutsuzluğa kapıldıklarını dile getirerek, ''Dağcıları görünce çok sevindik. Gelenlerin bizi kurtaracağını anladık. Umut için insan görmemiz lazımdı, görünce umudumuz arttı'' şeklinde konuştu.


"Bu yolu Allah bir daha göstermesin"

Midibüste bulunan kişilerden metanetini koruyan tek kişi olduğunu söyleyen Kapısız, ''Diğerleri baygın durumda da oldular, sinir krizi geçiren de oldu. Şoför rahatsızdı. Dış dünyayla telefon bağlantılarını ben yapıyordum. Artık kurtulduk. Herkese teşekkür ediyorum. Bu yolu Allah bir daha göstermesin'' dedi.

Yavuz'un annesi Emine Kapısız ise oğluna kavuştuğu için çok mutlu olduğunu, mahsur kalanların kurtarılmasında emeği geçenlere teşekkür etti.

Midibüste mahsur kalan yolculardan Saliha Kaşıkçı ise duygularını gazetecilere şöyle anlattı:
''Bizi kurtaran ağabeylerden Allah razı olsun. Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmadık. Dua ettik. Yiyeceğimiz yoktu, az bir şeyler almıştık. Onlarla idare etmeye çalıştık. Çok açtık. Korkanlar oldu, hepimiz beraber olup üstesinden geldik. Dağ başında sevdiklerimize kavuştuk, mutluyuz.''

Kaşıkçı, araç şoförünü kar yağışı nedeniyle yolun kapalı olduğu konusunda uyardıklarını, ancak ''yolu açarlar'' yanıtı verince devam ettiklerini belirterek, ''Ama ortada kaldık. Tabi bir tepki oldu, normal bir şeydi. Çünkü uyarılmıştı şoför'' dedi.

Kızıyla hasret gideren Saliha Kaşıkçı'nın babası da, ''Başta Valimiz olmak üzere Bakanlarımız, Belediye Başkanımız, Genelkurmay Başkanımız, herkese teşekkür ederiz. Allah'tan ümit kesilmez, ama sonlara doğru ümidimizi yitirmeye başlamıştık. Hamd olsun. Kızıma, Trabzon veya Artvin üzerinden gelirsin, bu yoldan gelme diye söylemiştim. Bir yanlışlık oldu, şoförler kısa yoldan geleyim diye buradan geldiler'' diye konuştu.


"Sonumuzun Muhsin Yazıcıoğlu gibi olacağını düşündük"

Deniz Hacıfazlıoğlu ise mahsur kaldıklarında umutsuzluğa kapıldıklarını belirterek, sonlarının, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu gibi olacağını düşündüklerini kaydetti.

Deniz Yıldız da çok zor saatler geçirdiklerini belirterek, ''Araç çok soğuk oldu. Zaman zaman aracı çalıştırıp kaloriferle ısınıyorduk. Yanımızda getirdiğimiz bazı bisküvileri yedik. Umutsuzluğa çok düştük. Saatlerce bize gelen olmayınca büyük umutsuzluk yaşadık. Sonra ilk olarak bizi ekipler geldi aldı. Çok mutluyuz'' dedi.

Yurttaşlardan biri de psikolojik olarak çöküntü yaşadıklarını, ancak birbirlerine destek vererek yardımcı olduklarını anlatarak, ''Herkes birbirini destekledi. Güzel bir şekilde idare ettik ve hayatta kaldık. Otobüsten dün hiç çıkamadık 24 saat boyunca'' diye konuştu.

Öte yandan, mahsur kalan yurttaşlar, sağlık kontrollerinin ardından kriz merkezinden ayrılmaya başladı.