Yine orman talanı (02.12.2012)
Ormanlık alanı tahrip eden kömür ocaklarını ağaçlandırmak yerine havalimanı yapılıyor.
cumhuriyet.com.trİstanbul’un 3. havalimanın yapılacağı Terkos Havzası’nın kaderi şu an atıl durumda olan kömür ocakları ile değişti. İlk ruhsatları 1940’lı yıllarda verilen kömür ocakları için on binlerce hektarlık orman, yasalara uygun şekilde yok edildi. Eski Orman Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Kadir Erdin, kömür işletmeciliği sonucu bölgenin Ay yüzeyine benzediğini belirterek “İlk suçumuz ocaklardı. Şimdi havalimanı yaparak bu görüntüyü örtebilirsiniz, ama proje getireceği sorunları hesaplamadan uygulanırsa kentin ekolojik koşullarını dengeleyen, su havzaları için büyük önem taşıyan İstanbul’un kuzey orman alanları yok edilecektir. Şimdiden garanti edebiliriz ki çevresi yerleşim yerleri ile dolacak” uyarısı yaptı. Erdin, kömür ocakları ile topoğrafyası değişen bölgenin, 3. havalimanından sonra da kimliğinin tamamen değişeceğini söyledi.
Yeni havalimanı, Karadeniz sahilinde Yeniköy ve Akpınar arasındaki eski kömür ocaklarının da yer aldığı 92 milyon metrekarelik alana inşa edilecek. Yüzde 85’i orman olan bölge, kömür ocakları yüzünden tahrip olmuş durumda. Bölgedeki tahribata şimdi havalimanı ve 3. köprü bağlantı yolları inşaatı da eklenecek.
Bölgede yıllarca bilirkişi olarak görev yapan İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Erdin, toprak altındaki kömürü çıkarırken bölgenin Ay yüzeyine döndüğünü, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir kömür işletmeciliği yapılmadığını belirtti. Açık alan kömür işletmeciliği ile bölgenin topoğrafyasının, toprak yapısının tamamen değiştiğini anlatan Erdin, “İlk ayıbımız budur. Buradan çıkarılan kömürler, kükürtdioksit oranı yüksek diye sonradan İstanbul’a sokulmadı, isabetli bir karardı. Ama o toprakları o hale getirinceye kadar kömür çıkarıp kullanılamaz hale getirdik” dedi.
Dünyanın birçok yerinde bu yöntemle kömür çıkarıldığını ve bu yöntemin en pahalı aşamasının da bölgeyi eski haline getirmek olduğunu anlattı.
Bölgede bilirkişilik yaptığı dönemi anlatan Erdin, “Orman idaresi ile kömür işletmeleri arasında ucu bucağı belli olmayan sorunlar vardı. Kimin nerede, ne iş yaptığı belli değildi. Maden arama iznini almış, taşerona devretmiş, taşeron işçiye devremiş, herkes beğendiği yeri kazmış. Toprağı 40-50 metre kazıp kömürü ilkel yöntemlerle çıkarıp kamyonlarla taşıdılar” diye konuştu.
Kıyı yapısı değişti
Madencilik sırasında neredeyse hiç kontrol edilmediği için kıyının döküm alanı olarak kullanıldığını ifade eden Erdin dolgularla Karadeniz kıyısı yapısının değiştiğini kaydetti. Ormanın, kömür çıkarma bahanesi ile yok edildiğine dikkat çeken Erdin şöyle devam etti:
“Buradaki alanın toprağı orman özelliği gösteriyor ancak üzerinde orman yok. Bölgede yapay göller var ki önceden tepeydiler. Ölçüm yaparken arazide tepe arıyorum göl çıkıyordu karşıma. Topoğrafya 100’lerce metre değişti. Coğrafyası değişti. Bu alanın geçmişini bilerek dikkatli yaklaşmak gerek. Havalimanı olarak değerlendirilmesi en basit yaklaşım. Bu tahribat kamusal alanların hoyratça kullanımının en tipik örneği. Bu alanlar, gelip geçici siyasi iktidarların günlük kararlarına kurban edilmemeli.”
WWF Türkiye Doğa Koruma Direktörü Sedat Kalem, ormandan kömür ocaklarına yapılan tahsislerin, daha sonra bölgenin tekrar ormana dönüştürülmesi şartı ile gerçekleştirildiğini anlattı.
Ya da orman idaresinin şirketlerden daha sonra ormanlaştırma için kullanmak üzere para alması gerektiğini ifade eden Kalem, “Tabii defakto bir durum olunca çukurlar açılıp bu hale gelince havalimanı gibi, yerleşim alanları gibi farklı amaçla kullanmak için gerekçe yaratılmış oluyor” diye konuştu.