'Yılın ilk 6 ayında 100 milyon YTL işlem hacmini aştık'
Çanakkkale Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Üzen: "2008 yılının ilk 6 ayında 100 milyon YTL işlem hacmini aştık. Mantardan deniz ürünlerine, süt ve süt ürünlerinden tarımsal diğer ürünlere kadar geniş bir yelpazede işlem hacmine sahibiz" diyerek köy bazlı yatırım projeleriyle 5 bin kişiye iş ve aş olanağı sağladıklarını söylüyor.
cumhuriyet.com.trÇanakkale Ticaret Borsası (ÇTB), yıllık 250 milyon YTL'yi bulan işlem hacminin yanı sıra, geliştirdiği tarımsal master planları ve Dünya Bankası destekli projelerle hedefini “sürekli yenileşme ve değişim” olarak belirledi. ÇTB Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Üzen, gece gündüz demeden ortaya koydukları çalışma performansının ürünlerini toplamaya başladıklarını belirterek köy bazlı yatırım projeleriyle 5 bin kişiye iş ve aş olanağı sağladıklarını söylüyor.
Üç yıl önce seans salonları, son teknolojiyle kurulan ürün analiz laboratuarları ve konferans salonları ile hizmete soktukları borsa hizmet binasında üretici- tüccar-sanayici üçgenini oluşturulup daha etkin hizmet verdiklerini belirten Üzen “Üretiminden tüketime kadar her alanda, herkesin önünü açma çabası içersindeyiz” dedi.
Çanakkale’de Yahudi asıllı bir tüccar tarafından 1991 yılında kurulan Çanakkale Ticaret Borsası (ÇTB), bugün TOBB’un en etkin üye kuruluşlarından biri durumuna geldi. 1996 yılında babasına ait Kale Gıda A.Ş’nin yönetim kurulu üyesi olarak ÇTB Meclis üyeliğine seçilen Kaya Üzen, 1997 yılında bazı yönetim kurulu üyelerinin istifasıyla önce yedek listeden ÇTB yönetim kurulu üyeliğine, bir yıl sonra da yönetim kurulu başkanlığına getirildi. 2000 yılında yapılan ÇTB seçimleriyle Yönetim Kurulu Başkanlığına seçilmiş başkan olan gelen Üzen, iki dönemdir başarıyla yürüttüğü ÇTB Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Çanakkale Ticaret Borsası’nın işleyişini gazetemize değerlendirdi.
Göreve 28 yaşında genç bir yönetici olarak geldiğini ve o dönemlerde ÇTB’nin içine kapanık bir kuruluş olduğunu anlatan Kaya Üzen, sadece tescil borsacılığı yapan ÇTB’nin bugün kurumsal kimliği ile bölge düzeyinde en etkin borsalar arasına girmeyi başardığını söyledi. Çanakkale’nin, hem tarımsal ürün çeşitliliği hem de toprak ve doğa zenginliği bakımından Türkiye’nin şanslı illerinden biri olduğuna işaret eden Üzen, borsanın ayağa kalkmasında öncelikli çalışmanın “Borsayı borsa gibi yönetme” anlayışıyla hareket etmeleri olduğunu söyledi. Kolları sıvayıp işe başladıklarında ilk iş olarak üyelerin ayağına her ay düzenli olarak gidip onlarla işyerlerinde ve tarlada görüşmeler yaptıklarını, kurulan iletişim köprüsünü aradan 10 yıl geçmesine rağmen hala aksatmadan devam ettirdiklerini söyleyen Üzen “İletişimi hizmet alt yapısıyla da birleştirince ortaya bugünkü ÇTB çıktı” dedi. Üzen'in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
- Borsayı içe kapanıklıktan kurtardınız, üyelerle diyalog geliştirdiniz, daha sonra da borsa hizmet binasını bir apartman köşesinde kiracı olmaktan çıkarıp, dev bir tesise dönüştürdünüz. Hizmet binası kurmaya yönelmenizde embriyolu buğday tartışmalarının etkisi oldu mu?
- Belki küçük de olsa etkisi olmuştur ama bizim esas hedefimiz, Çanakkale’ye yakışır ve ihtiyaç duyulan bir bina kazandırmaktı.Bir yanda şeffaf olmayı savunuyoruz öbür tarafa şeffaflığı ortaya koyacak çalışma alanımız yok. Binanın projesinin çizimi başladığında mimarımıza dedik ki; seans salonları kurarken biz, üretici-tüccar ve sanayiciyi bir araya getirmek istiyoruz. Bu üçlüyü diğer insanlar da görüp denetlemeli. Projenizi buna göre hazırlayın dedik. Kuracağımız laboratuarın 5-10 yıllık ihtiyaçların karşılanacağı yer değil de daha uzun vadede gelişecek teknolojinin monte edileceği bir alan üzerine projelendirilsin istedik. Konferans salonumuzun sadece üyelerimiz değil kentin temel ihtiyacına göre tasarlansın dedik ve ortaya da bugün, bilgisayarı donanımı dahil tüm iletişim olanaklarının sağlandığı çağdaş ve modern bir bina çıktı. Analiz laboratuarımız sayesinde üretici malının kalitesini ölçme şansı buluyor, tüccar aldığı malın kalitesinden emin oluyor. AB sürecine uygun işleyiş tarzı sağlayan laboratuarımızda kadrolu teknik personel çalıştırarak ayrıca istihdam da sağlıyoruz.
- Borsa olarak Çanakkale’nin marka olmuş ürünlerine katkınız nedir, ne tür hizmetler veriyorsunuz?
- Borsamızın yıllık ortalama işlem hacmi 250 milyon YTL’nin üzerinde. Sadece geçen yıl bu rakam 262 milyon 898 bin TL olarak gerçekleşti. 2008 yılının ilk 6 ayında 100 milyon YTL işlem hacmini aşmış durumdayız. Mantardan deniz ürünlerine, süt ve süt ürünlerinden tarımsal diğer ürünlere kadar geniş bir yelpazede işlem hacmine sahibiz. Çanakkale’nin marka olmuş birçok ürünü var. Örneğin zeytinyağı, Ezine peyniri. Bu ürünlerin işlem hacmi kadar pazarlama ve bölgesel coğrafi marka tescili almaları konusunda da katkılarımız oluyor. Yani bir yanda üretici-tüccar arasındaki ürün pazarlamayı, diğer tarafta da bu ürünlerin Türkiye geneli hatta yurtdışına pazarlanması konusunda da borsamızın temel çalışmaları bulunmakta.
- Borsadaki işlemler sonucu Çanakkale olarak hangi ülkelere ihracat yapılıyor?
- ABD bunların başında geliyor. Daha sonra komşumuz Yunanistan, İtalya gibi Avrupa’daki birçok ülkeye ihracat yapabiliyoruz.
- Çalışmalarınızda TOBB’dan ne gibi destekler alıyorsunuz, Çanakkale Ticaret Borsası’nın TOBB nezdindeki konumu nedir?
- TOBB’un her türlü aktivitesine katılıyoruz. Ciddi anlamda TOBB çalışmalarına zaman ayırıyoruz. Katılımla birlikte çok ciddi projeler sunuyoruz, önerilerde bulunuyoruz ve bağlı kuruluşumuz olarak ciddi destek veriyoruz. Tabi karşılığını da alıyoruz. Özellikle TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun Çanakkale’ye yakın ilgili duyduğunu biliyoruz, birçok kez kendisinin özel desteğini aldık. Borsalar Konseyinde Hayvancılık Sektör Meclisinde yer alıyoruz. TOBB’un iştirakçisi olduğu UMAT yani İpsala Gümrük Kapısı Umumi Mağazacılık Gümrük ve Turizm Tic. AŞ iştirakçisiyiz. EGEV Geliştirme Vakfının üyesiyiz. Birleşmiş Milletler (UNDP) nezdinde “Yüzü Gülen Operatörler” projesini hayata geçirdik. Tüm finansı UNDP tarafından karşılanan bu projeyle aynı zamanda sektörel bazda ara elaman açığını kapatmayı hedefliyoruz. Yine Avustralya’nın şehrimizde bulunan Avustralya Konsolosluğunun iki ülke tarımsal gelişim projesini oluşturduk. Çünkü Avustralya, dünya ülkeleri içersinde toprağı teknolojiyi kullanarak tarımsal anlamda en ciddi şekilde işleyen ülke.
- TOBB bünyesinde temsil ettiğiniz koltuktan bakarsak Türkiye’nin hem havancılığı hem de tarımsal karnesi nedir?
- Söyleyeceklerim Çanakkale’yi yaygın olarak kapsamıyor çünkü Çanakkale Türkiye’nin doğal zenginliği ve toprak yapısıyla en şanslı ili. Ancak Türkiye geneline yaydığımızda planlama eksikliği ve teşviklerin yetersiz olduğunu görüyoruz. Avrupa ülkeleri daha planlı çalışıyor. Üretici ürünü daha toprağa ektiği andan itibaren hasat zamanı eline ne kadar para geçeceğini, ne kadar ürün alacağını biliyor. Teşvikler bizim gibi değil zamanında ödeniyor. Avrupa ülkelerinde olan belirlilik bizde olmadığı için üretici her anlamda bunun sıkıntılarını yaşıyor.
- TOBB bünyesinde görev alan başkan olarak en çok arzu edip de bugüne kadar başaramadığınız bir proje var mı?
- İçimdeki uhde kara yollarının durumu. Başbakanımıza ve bakanlarımıza defalarca dile getirmemize rağmen içler acısı bir halde bulunan karayollarımızı çağdaş bir konuma getiremedik. Üretici ürününü tarladan çıkarıyor ancak 3 büyük kentin yani İzmir-Ankara-İstanbul’un ortasında bir il olmamıza rağmen ürünleri bu kentlere gecikmeli ulaştırıyoruz ve dolayısıyla da üründe fiyat kaybı oluyor. Yaş sebze ve meyvede zaman, sürat çok önemli.
- Sektörler bazında Çanakkale’nin bir yol haritası var mı?
- Biz göreve gelir gelmez buna başladık ve bugün Çanakkale’nin tarımsal anlamda master planı hazır ve uygulanıyor. Şarapçılık anlamında Bozcaada, hayvancılık yani et besiciliği anlamında Biga yöresi, süt ve süt ürünlerinde Ezine yöresi, balıkçılık anlamında Gelibolu, tarımsal ürünleri işleme anlamında Çanakkale merkez. Ancak tarımsal ürün işleyişinde bazı sıkıntılarımız var çünkü OSB’ne yatırımcı çekemiyoruz. Bu da yolların kötü durumda olmasından kaynaklanıyor. Kente dışarıdan yatırımcı gelmiyor.