Yeryüzünün yedi renk toprağı bu küçük adada
Mauritus, Hint Okyanusu'nda, Güney Afrika'ya iki bin km uzaklıkta minicik bir Afrika ülkesi. Ada, tüm dünyada "Tatil Cenneti" olarak biliniyor. Özellikle de "Balayı Turizmi" çok gelişmiş. Bir toplantı için gittiğim Mauritus hakkında, bu özellikleri dışında hiçbir fikrim yoktu. Ancak, altı çok güzel günün sonunda kalbimin bir parçasını bu adada bırakarak döndüm.
cumhuriyet.com.trİstanbul’dan Mauritus’a uçuş mesafesi tam 7 bin 408 km. En uygun gidiş de Dubai aktarmalı. Aramızdaki saat farkı 3. Mauritus bizden 3 saat ilerde. Aralık ayı Mauritus’un “en yüksek” sezonu.. Yani yaz. 12 saatte soğuk, yağmurlu bir kış akşamından, güneşli, sıcacık bir yaz sabahına geçivermek zaten başlı başına büyük bir mutluluk.
Yağmurluklar, botlar, kalın pantolonlar yerlerini hemen incecik giysilere, sandaletlere bırakıyor. Ada’yla ilgili ilk izlenimlerim, turkuaz renkli muhteşem bir deniz, bembeyaz, yumuşacık kumlar, palmiye ağaçları, başkent Port Louis’in çok canlı sokakları, deniz kenarındaki meydanlar, cafeler, çok lezzetli tropik meyveler, insanın kanını kaynatan bir müzik ve en önemlisi de hep gülümseyen, sıcakkanlı Mauritus’lular… Böyle bir ülke nasıl sevilmez?
Kış ortasından yaza gitmişiz ve denize giriyoruz. Denize girmek her zaman güzel de, böylesi bir başka. Lüks otellerin önünden değil, halk plajlarından girdik denize. En güzeli de Kuzey’deki plajdı. Ülke öyle küçük ki, yollarda, “Kuzey”, “Güney” diye tabelalar var, 1 saatte ülkenin kuzeyinde buluveriyorsunuz kendinizi.
Ada’nın mutlaka görülmesi gereken en ilginç yerlerinden biri, “yeryüzünün yedi rengi”ni barındıran bölge. Bu bölgenin özellikleri nedeniyle gezegenimizin tüm katmanlarındaki toprak türlerinin yanyana yer aldığı söyleniyor. Yedi renkteki toprak, dünyada yalnızca Mauritus’da görülebilirmiş.
Çok yaşlı ve dev kaplumbağalarla, timsahların yaşadığı “Timsah ve Kaplumbağa Parkı”, 140 değişik türde kuşun görülebileceği “Kuş Parkı”, geyiklerin, harikulade güzellikteki kuşların, maymunların ve dev kaplumbağaların bulunduğu “Doğa Parkı”, rengarenk tropik bitki örtüsünün seyredilebileceği Botanik Bahçeleri, şelaleler ve “Ulusal Müze”, adanın görülmesi gereken öteki yerleri.
Bir günde gezilen ülke
Ülkenin büyüklüğü 1865 kilometre. “eni” 45 km, “boyu” ise 65 km. Ülkenin bir ucundan diğer ucuna 2 saatte gitmek mümkün. Bütün ülkeyi bir günde bile gezebilirsiniz. Durum böyle olunca bana sanki insanlar böyle küçücük bir ülkede yaşamaktan sıkılırlarmış gibi geldi. Ne bileyim, kendi ülkemizde çoğumuzun gidip görmek istediği ama bir türlü fırsat bulamadığı ne çok yer vardır ama bu kadar küçük bir ülkede mümkün değil görülmedik kara parçası bırakmak. Ben de Mauritus’daki 6 günlük gezimizi renklendiren, hayatımızı kolaylaştıran ve güzelleştiren Hint felsefesi öğretmeni Baligadoo Priya Darshini’ye, “Bu kadar küçük bir ülkede yaşamak nasıl bir şey?” diye sordum. Priya, önce, “Bu yüzden sürekli seyahat ediyoruz” diye espri yaptı sonra da gerçek duygularını söyledi:
“Kendimizi hiç yalnız hissetmiyoruz. Batı’da insanlar komşularını bile tanımıyorlar. Biz ise burada birbirimize çok yakınız. Çok doğal bir ortam var, yapay hiçbir şey yok bizim ülkemizde. Stres yok, çatışma yok. Herkes barış ve huzur içinde yaşıyor, çocuklar bu ruhla büyüyorlar. Barış ülkemizdeki en önemli şey. Son yıllarda gençlerde disiplin sorunları yaşanmaya başlandı ama şiddet olayları yok denecek kadar az. Ülkemizde o kadar az insan yaşıyor ki, herkesin bir şekilde birbiriyle bağlantısı var.”
Priya’ya Mauritus’lu gençlerin nasıl zaman geçirdiklerini de sordum. En çok yaptıkları cep telefonlarıyla konuşmak, sms göndermek, internette surf ve msn’de sohbetmiş.
Çok kültürlü yapı
Sadece 1 milyon 200 bin nüfusu olan adada, Hindular, Müslümanlar, Creole (Fransa dışında doğmuş ya da Afrikalılarla karışmış Fransızlar) Çinliler ve Avrupalılar barış içinde yaşıyorlar. Her dinin bayramında herkes tatil yapıyor. Adada Hindu tapınakları, kiliseler ve camiler var. Mauritus ekonomisi, asıl olarak tekstil, turizm, seker kamışı üretimi ve hizmet sektörlerine dayalı. Ülkede çok zenginler de var şeker kamışı tarlalarında çalışan çok yoksul köylüler de. Ama adada bulunduğum 6 gün içinde yalnızca bir dilenci gördüğümü de söylemek isterim.
Ada, tropik iklime sahip. Yani, güneş altında yürürken birden yağmur bastırıyor ve 3 dakikada sırılsıklam oluyorsunuz. Sonradan da hemen güneş açıyor. Mauritus’lu kadınlar, güneşten şemsiyelerle korunuyorlar. Bir de tüm kadınlar rengârenk takılar içindeler. Küçük kız çocukları bile takısız sokağa çıkmıyor.
Kış aylarında ortalama sıcaklık 22, yaz aylarında ise 34 derece. Bizde kışken orada yaz. Aralık ayı da “en yüksek sezon”. Bu yüzden de kış aylarında 100 euro olan otel ücretlerinin 300-400 euro’ya kadar çıktığı söyleniyor.
Ülkede resmi dil İngilizce, okullarda İngilizce ve Fransızca zorunlu dersler. Yani herkes İngilizce ve Fransızca biliyor. Bunlara ek olarak kökenlerine ait dilleri de okulda öğreniyorlar.