Yerde yatan Tütengil altta kalan faşizan gelenek
İstanbul Üniversitesi (İÜ) İktisat Fakültesi öğretim üyesi, sosyolog Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil, katledilişinin 35. yılında Zincirlikuyu’daki mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. Eski başyazarımız Nadir Nadi’nin uzun süre danışmanlığını da yapan Prof. Tütengil, 7 Aralık 1979 günü evinden üniversiteye giderken uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirmişti.
cumhuriyet.com.trTörende, davanın zaman aşımına uğramış olmasına duyulan isyan, “Tütengil hocayı 35 yıldır kabri başında ve toplantılarda anma hukuksuzluğa, haksızlığa da isyandır. 7 Aralık 1979’da kanlar içinde yerde yatan Tütengil hocamızdır, altında kalan siyasi tercihleri, koruması, yönlendirmesiyle devletin faşizan geleneğidir” sözleriyle ifade edildi.
Zincirlikuyu’daki törene Prof. Dr. Tütengil’in kızı Deniz Tütengil Mazlum, oğlu Kaya Tütengil ile ailesi, İÜ İktisat Fakültesi Mezunlar Cemiyeti (İFMC) Genel Başkan Yardımcısı Sevil Usanmaz, Genel Sekreteri Yasemin Çamur ile İFMC üyeleri, Prof. Dr. İzzettin Önder, Prof. Dr. Nihat Falay ve dostları katıldı.
Saygı duruşunun ardından konuşma yapan Kaya Tütengil, babasının fikirlerinin halen yaşadığını belirterek “İnsan üç kere ölürmüş. Bir öldüğü gün, biri toprağa gömüldüğü gün, biri yaklaşık 40 ya da 100 yıl sonra adı son bir defa anıldığı gündür. Dolayısıyla babam halen ölmemiş oluyor. Bizler böyle toplandıkça, bizden sonra da çocuklarımız bizim bu törenleri devam ettirdikçe yaşamaya, fikirleri ile de olsa devam edecek” dedi. Prof. Dr. İzzettin Önder ise 35 yıllık acıyı fikirsel bir isyanla andıklarını belirterek “Mevlana dermiş ki ‘dikenler ayağınıza battıkça güle yaklaşıyorsunuz’ demektir. Biz de bu fikirsel isyanla hocamız ve diğer benzerlerini önder alarak Türkiye’yi ve bütün insanlığı içine gömüldüğü, giderek ilerleyen karanlıktan çıkarma mücadelesi veriyoruz. Umarım hep beraber el ele bunda başarılı oluruz” diye konuştu.
Törenin ardından, Tütengil anısına, İktisat Fakültesi Mezunları Cemiyeti tarafından, İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası’nda “Sosyal Bilimlerde Yeni Yaklaşımlar” konulu iki oturumlu bir etkinlik düzenlendi.
İFMC Genel Başkanı Yardımcısı Sevil Usanmaz, Kaya Tütengil ve Prof. Dr. Burhan Şenatalar’ın açış konuşmalarıyla başlayan toplantıda ailenin fotoğraf, yazı ve ses kayıtlarıyla hazırladığı Tütengil belgeseli gösterildi.
“Sosyal Bilimlerde Yöntem” başlıklı birinci oturumu yöneten Dr. Cengiz Arın, 1942’den öldürüldüğü tarihe kadar her yıl düzenli üreten Tütengil’in toplumun çelişkili süreçlerini araştırma ve çözüm yolları gösterme ana perspektifini “Yöntem Üzerine Dersler” kitabında da ifade ettiği gibi sosyal bilimler alanı özelinde geliştirdiği akılcı, bilimsel, toleranslı bir yöntemle hayata geçirdiğini vurguladı. Arın, “Anısını bu toplantılarla geleceğe taşıyoruz, hakkında yazılan ve kendi yazdığı kitaplarla yaşamaya devam ediyor” dedi.
“Sosyal Bilimlerde Yöntem” oturumunun konuşmacıları Prof. Dr. Dinç Alada, Prof. Dr. Neşe Özgen ve Yrd. Doç. Dr. Cenk Saraçoğlu yaptıkları sunumlarda Tütengil’in sadece olana olduğu gibi bakmakla kalmayıp öngörüde bulunan, çıkar için gerçeğe sırt çevirmeyen namuslu, cesur, titiz, eğilip bükülmeyen, çözümü de soruşturan “bilim insanı” olduğunun altını çizdiler.
“Toplumsal Yapılanma ve Otoriterleşme” başlıklı öğrencisi Prof. Dr. Nihat Falay'ın yönettiği ikinci oturuma Prof. Dr. İştar Gözaydın, Prof. Dr. İzzettin Önder ve Barış Yıldırım konuşmacı olarak katıldılar.
İzzettin Önder, Tütengil’in üniversitede odaklanan bilim rahiplerine karşı verdiği tanığı olduğu örnek mücadeleden yola çıkarak, “Kapitalist sistem dünyada ve Türkiye’de kendi bilimini de üretmiştir. Bugün bizde bilim rahipleri heyetinin yanıldıklarını itiraf etme durumunda olmaları eksi bilimselliktir. Çünkü bilim, bilim adamı sonradan gören değil süreci öngören olması gerekir. Cumhuriyetle, halkçılıkla kapitalizm bağdaşmaz. Kapitalist sistemin sürüklediği ana akım bilim rahipleri sözcülük yaptığı sürece fazla bir yere gidemeyiz.” diyerek halka hizmet etmeyi seçen bilimin gerçek çözüm önerebileceğine dikkat çekti. Tarsuslu hemşerileri adına Uğur Pişmanlık yayınladıkları “Armağan”ın ikinci baskısını dağıtarak öğretmenliği süresince kazandığı Köy Enstitülerinin ileri düzeyde akılcı yöntem ve tekniklerini akademik yorumla uygulayan Tütengil’e vefa borçları olduğunu ifade etti.