Yeni ilaçlar hepatit C hastalarına ışık oldu
Tedavi edilmediği takdirde siroz ve karaciğer kanserine kadar gidebilen Hepatit C hastalığında daha etkili ilaçların Türkiye'de de kullanılmaya başlandığı bildirildi.
cumhuriyet.com.trKaradeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hepatit B ve Hepatit C'nin Türkiye'de önemli sağlık sorunlarından olduğunu ve her iki hastalığın da kronikleşen hastalıklar listesinde yer aldığını söyledi.
Bu hastalıkların kronikleştikten sonra siroz ve karaciğer kanserine kadar gidebildiğini belirten Köksal, ''Hepatit B için biraz rahatız, çünkü aşı ile korunulabilen bir hastalıktır. Yeni doğan döneminden itibaren rutin aşılama, erişkin hastaları ise mevcut ilaçlarla tedavi etme yönüne gidiyoruz'' dedi.
Hepatit C'nin ise hepatit B'nin tersine giderek arttığını ifade ederek, ''Özellikle kan, kan ürünleri, hemodiyaliz, uyuşturucu kullanmak, dövme yaptırmak gibi birçok yolla vücuda alınabilmekte ve hepatit B'ye göre kat be kat kronikleşebilmektedir. Hastalığın yüzde 85'i kronikleşmekte ancak yüzde 15'i iyileşmektedir. Toplumdaki oranı yüzde 1-1.5 arasında değişmekte. Bölgemizde de rakamlar bu şekildedir'' diye konuştu.
''Doğru hastada doğru ilacı kullanmak çok önemli''
Hepatit C'nin mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu vurgulayan Köksal, şöyle devam etti:
''Hepatit C çok akıllı bir virüs. Virüsün değişik genotipleri var. Türkiye'deki kronik hepatit C hastalarında özellikle genotip 1b hakim olan tip. Şimdiye kadar tedavilerde peginterferon dediğimiz (vücudun yapamadığı bir madde) maddeyi yerine koyarak ve ribavirin etken maddeli bir ilaçla kombine etmekteydik. Ancak genotip 1b'de cevap oranları son derece düşük, yüzde 40-45 civarında. ABD başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde hakim olan genotip 1. Bunun üzerine tedavi edecek yeni ilaç araştırmaları başladı ve bunun sonucunda da yeni ilaçların etkinliği gösterildi.''
Prof. Dr. Köksal, Türkiye'de de bu alanda iki ilacın kullanıma girdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
''Birisi hemen girdi, telaprevir etken maddeli ilaç. Boceprevir içeren ilaç da çok yakın zamanda klinik kullanıma girecek. Bu ilaçlar daha önce tedavi almış ve mevcut tedavilere cevap vermemiş hastalarda çok etkili. Dolayısıyla hastalarımıza bu bakımdan bir ışık doğdu. Biz bu hastalarımızı peyder pey davet ederek tedavilerini veriyoruz. Çünkü cevap oranları yüzde 80-85'e kadar çıkmakta. Erken tedavi tabi ki hastalığın siroza ve karaciğer kanserine dönüşmemesi bakımından da son derece önemli. Dolayısıyla kendisinde hepatit C olduğunu bilen insanların da sağlık kuruluşlarına başvurarak yeni tedavi imkanlarından yararlanmaları mümkün.
Sağlık uygulama tebliğinin el verdiği ölçüde bu hastalara bu ilaçları kullanarak yüksek oranda başarı elde ediyoruz. Biz daha önce değişik çalışmalarda bu ilaçları kullandık, deneyimimiz var. Hakikaten çok etkili ilaçlar. Doğru hastaya verildiği zaman kısa sürede hastayı tedavi etme yetisine sahip olan oldukça etkin ilaçlar.''
Türkiye'de ilaçların ruhsatlandırmasının yaklaşık 6 ay önce olduğunu belirten Köksal, ''Bir grup bir kaç ay önce geri ödeme onayı aldı, diğer grup da zannediyorum Mart ayı içinde geri ödemeye girecek. Pahalı ilaçlar, sağlık güvencesi olmadan kullanılması zor. Devlet karşıladığı için biz şanslı ülkelerden biriyiz'' dedi.
Prof. Dr. Köksal, bu nedenle doğru hastada doğru ilacı kullanmanın çok önemli olduğunu ifade ederek, ''Uygun hastaları belirleyerek tedavi edilmesi, hastalarda ileride olacak komplikasyonların önlenmesi açısından çok önemli. Biz maalesef nakil açısından da zor bir ülkeyiz, çünkü bağış yok. Karaciğer nakli kolay bir nakil olmasına rağmen ki hastanemizde de yapılmakta ama organ bulamadığımız zaman nakil yapamıyorsunuz. O nedenle bu hastaların önceden tedavi edilmesi bu bakımdan da çok büyük önem arz etmekte'' diye konuştu.