Yaşamı bekliyorlar
Türkiye'de 100 bine yakın hastanın organ nakli için sırada olduğuna dikkat çekiliyor. Uzmanlar, organ nakli konusunuda Türkiye'de yeterli altyapı ve ekibin olduğunu vurgulayarak, kadavradan yapılan bağışların artması gerektiğini söylüyor.
cumhuriyet.com.trÜlkemizde 100 bine yakın kişi organ nakli bekliyor. Bu sayının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı belirtilirken nakil sayısı organ bekleyen hastaların ihtiyacının yüzde 10’unu zor karşıladığı vurgulanıyor. Uzmanlar, organ nakli konusunuda Türkiye’de yeterli altyapı ve ekibin olduğunu vurgulayarak “Nakillerin büyük bir kısmı canlıdan yapılıyor. Buna karşın kadavradan yapılan organlar çok az. Kadavradan bağışlar artmalıdır. Bu konuda toplumsal bilinç sağlanmalıdır” dediler.
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre organ nakli bekleyen hastaların 60 bini kronik böbrek yetmezliği, 20 bini karaciğer yetmezliği, 3 bini kalp, 10 bini kornea, 3 bini kalp kapakçığı, bini ince bağırsak ve yaklaşık 350’si akciğer hastalarından oluşuyor.
En çok böbrekte organ nakli beklenirken bu sayının 2016 yılında 100 bine çıkacağı tahmin ediliyor. Araştırmalara göre her yıl 4 bin-4 bin 500 kişi diyalize başlıyor. Bunun da ortalama yüzde 5-10’u nakil oluyor.
Acıbadem Sağlık Grubu International Hospital Organ Nakli Merkezi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan, organ bağışlarının ülkemizde yetersiz olduğunu, kadavradan organ nakillerinin yeterince yapılamadığını belirterek “organ nakli bekleyen hastaların sayılarında gün geçtikçe artış yaşanıyor” dedi. Gürkan, bazı hastalıkların tedavisinin yalnız organ veya doku nakliyle mümkün olduğunu, bu durumum tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli sağlık sorunları arasında geldiğini ifade etti.
Geçen yılın ilk 6 ayında canlı vericilerden yapılan nakil sayısının 1055, beyin ölümü gerçekleşenlerden yapılan nakil sayısının ise 170’lerde kaldığına dikkat çeken Gürkan özetle şunları söyledi:
“Organ nakli bekleyen hastaların yıllık diyaliz giderleri yaklaşık 3 milyon TL. Beyin ölümü gerçekleşenlerden yapılan nakiller çok az, bağış oranı düşük kalıyor. Oysa beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden yapılan nakillerin, canlı vericilerden daha yüksek olması gerekiyor. Bu sağlanamadığından canlı vericilerden nakil yapmak zorunda kalıyoruz.
Bilinç seviyesi yıllar içinde artmasına karşın hasta sayısıyla yapılan nakil sayısı arasında uçurumlar var. Kemik iliği yalnızca canlıdan; karaciğer ve böbrek hem canlı, hem kadavradan; kalp, kalp kapağı, akciğer, pankreas, ince bağırsak, kornea ise yalnızca kadavradan yönlendirilebilinmesi halinde bu giderler yaklaşık bir buçuk milyona kadar inebiliyor.”
Gaziosmanpaşa Hastanesi Böbrek Nakli Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Şinasi Sevmiş ise günümüzde böbrek, karaciğer, kemik iliği, kalp ve pankreasın en çok nakledilen organlar olduğunu, akciğer ve ince bağırsak nakillerinin de giderek artmasına karşın elde edilen başarı oranlarının istenen düzeyde olmadığını söyledi.
Türkiye’de kadavradan organ naklinin Batı ülkelerine göre oldukça düşük kaldığına dikkat çeken Sevmiş şöyle devam etti:
“Türkiye’de yeterli altyapı ve uzman bulunuyor. Bu merkezlerde elde edilen başarı oranları dünyadaki en gelişmiş merkezlerle aynı, hatta daha iyi seviyededir. Maalesef aynı sözleri organ bağışı için söyleyemiyoruz. Batı ülkelerinde milyon başına yıllık bağış oranı 20-40 arasındayken bu oran ülkemizde 3 civarındadır. Bu nedenle hastaların büyük bir çoğunluğu ülkemizde kadavradan organ bulamadan hayatlarını kaybetmektedirler. Bağış oranının düşük olması ülkemizde gerçekleştirilen organ nakillerinin yüzde 80’inin canlı donörlerden sağlanan organlarla yapılması sonucunu doğurmuştur. Unutmamak gerekir ki canlı donör organ bağışı sadece bazı hastalıkların (böbrek, karaciğer) tedavisine olanak sağlar.
Bu hastaların tek şansı organ bağışıdır. Bu yüzden sistem kadavra organ bağışı sayısını arttırmak için daha fazla aktive edilmelidir.”