'YARSAV'ın sesi kısılmayacak'
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Emine Ülker Tarhan, Yargıtay ve Danıştay'ın yeni üyeleri arasında çok az sayıda kadın yargıç bulunduğuna dikkati çekerek, ''Yargıda yeterince düşük olan kadın temsil oranı örneği görülmemiş ölçüde aşağıya çekilmiştir'' dedi.
cumhuriyet.com.trYargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Emine Ülker Tarhan, düzenlediği basın toplantısında kadınların yaşadığı sorunların son yıllarda giderek arttığını, anayasa değişikliklerinin yargıda ve kadın haklarında herhangi bir ilerleme sağlamadığını savundu.
Kadına yönelik ayrımcılık ve şiddetin yargıdaki izdüşümünün ise son yapılan yüksek yargıç seçimlerinde ortaya çıktığını ileri süren Tarhan, ''Seçim sonucu ülkemizdeki kadın yargıç oranıyla bağdaşmayacak ölçüde ve çok az sayıda kadın yargıç yüksek yargıya üye olarak seçilmiş, yüksek yargıda zaten yeterince düşük olan kadın temsil oranı, örneği görülmemiş ölçüde aşağıya çekilmiştir'' dedi.
Tarhan, kadınların yargıçlıkta kariyer beklentilerinden ve kürsülerden uzaklaştırılmaları anlamına gelen bu yaklaşımın kabul edilemez olduğunu ifade ederek, kadın yargıçları mesleklerinden uzaklaştırmaya çalışanlara karşı yargıdaki emeklerinden gelen güçle karşı duracaklarını, bu uygulamayı ve gelişmeleri uluslararası platforma taşıyacaklarını söyledi.
Açıklamasının ardından bir gazetecinin Yargıtay ve Danıştay'a yeni üye seçimine ilişkin genel değerlendirmesini sorması üzerine de Tarhan, şunları kaydetti: ''Bu atamalar çok kısa bir sürede yapılmıştır. Ve genellikle oylamalar 17'ye 5 şeklinde çıkmıştır, çok kısa sürede. Muhtemelen isimleri belirli kişiler seçilmiştir. Bu arada YARSAV üyelerinden de bir kısım yüksek yargıçların seçildiği bilinmektedir. Ayrıca bugün özellikle Yargıtay'da bir daire başkanlığı seçimindeki oy oranları aslında tabloyu net olarak ortaya koymaktadır. 153 boş oy çıkmıştır. Mevcut üyelerinin 153'ünün boş oy vermesinin arkasındaki nedenlerin kesinlikle tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Ne yazık ki istisnalar olsa da son derece hak etmiş arkadaşlarımız olabilir seçilenler arasında, ancak biz bu seçimlerin bir dönemin ve bir devrin adıyla anılacağını değerlendiriyoruz.''