Yargının insanlık sınavı

Özel Yetkili Ankara Savcılığı, 12 Eylül döneminde yapılan işkenceleri insanlığa karşı suç olarak nitelendirerek, bu konuda zaman aşımı işlemeyeceğine karar vermişti. Şimdi gözler Sivas davasında.

cumhuriyet.com.tr

Sivas davasının 13 Mart’ta görülecek duruşması, mahkeme için “insanlığa karşı” bir sınav niteliğinde olacak. Mahkeme, 35 aydının katledilmesini insanlığa karşı suç olarak kabul ederse dava düşmeyecek ve sürecek. Oysa Özel Yetkili Ankara Savcılığı, 12 Eylül döneminde yapılan işkenceleri insanlığa karşı suç olarak nitelendirerek, bu konuda zamanaşımı işlemeyeceğine karar vermişti. Şimdi, mahkemenin hangi görüşü dikkate alacağı 13 Mart’taki duruşmada belli olacak.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 13 Mart’ta görülecek duruşmada gözler mahkeme heyetinde olacak. Sanıklar hakkında 1994’te düzenlenen iddianame üzerine başlayan yargılama, sanıkların firari olması ve bir türlü yakalanamaması nedeniyle 18 yıldır sonuçlandırılmadı.

Bu nedenle sanıklar zamanaşımı piyangosu ile karşı karşıya kaldı. 22 Şubat 2011’deki duruşmada savcı Hakan Yüksel, Cafer Erçakmak dışındaki sanıklar hakkında davanın, 15 yıllık zamanaşımı dolduğu gerekçesiyle düşürülmesini istemişti. Erçakmak hakkındaki dava ise geçen yaz öldüğü gerekçesiyle düşecek.

Sivas’ta yakılan 35 aydının yakınları, olayın insanlığa karşı suç olduğunu belirterek, davanın düşmemesi görüşünde. İnsanlığa karşı suçlar kavramı 2005’te Türk Ceza Yasası’na girmişti. TCY’nin 77. maddesinde kasten öldürme, kasten yaralama ve işkence, eziyet veya köleleştirme gibi çeşitli suçların “siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesinin, insanlığa karşı suç oluşturduğu” vurgulandı ve “bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez” denildi.

Mahkeme yorumlayacak

Ancak Sivas katliamı, bu madde yürürlüğe girdikten önce gerçekleştiği için mahkemenin yasayı sanık lehine yorumlama ihtimali bulunuyor. Ancak 12 Eylül soruşturmasını yürüten savcı, söz konusu insanlığa karşı suçlar maddesini sanıklar aleyhine, mağdurlar lehine yorumlanmıştı. Özel Yetkili Ankara Savcılığı, işkencelerin üzerinden 32 yıl geçmesine karşın zamanaşımı işlemeyeceğini şu gerekçelerle anlatmıştı:

“İşkence ve kötü muamele gördüğünü iddia eden kişilerle ilgili zamanaşımı, 1982 Anayasası’na eklenen 15. maddeyle durdu. Referandumda bu maddenin kaldırılmasıyla zamanaşımı yeniden işlemeye başladı. TCK’nin 77. maddesinde, ‘kasten öldürme, yaralama, işkence, eziyet veya köleleştirme, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarının bir plan doğrultusunda, sistemli olarak işlenmesi’ insanlığa karşı suç olarak tanımlandı. Bu suçlar dolayısıyla zamanaşımının işlemeyeceği belirtildi.”

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne yer verilen kararda, AİHM’nin, “Yaşama hakkını ihlal ettiği iddia edilen, işkence ve kötü muamele iddiaları ile suçlanan kamu görevlilerinin af ve zamanaşımından yararlandırılmaması” yönünde aldığı karara dikkat çekildi.