"Yargı mensupları arasındaki farklılıklar giderilmeli"

Kamu Hukukçuları Kurultayı sonuç bildirgesinde, "Kamu adına yargı görevi yapan iddia makamıyla yargının diğer mensupları arasındaki farklılığın giderilmesi veya benzer bir statüye kavuşturulmaları bir zorunluluktur" denildi.

cumhuriyet.com.tr

Hukuk Devletinde Kamu Hukukçularının Rolünün ele alındığı Kamu Hukukçuları kurultayı sona erdi. İki gün süren ve çeşitli hukuki konuların ele alındığı kurultayın sonuç bildirgesi yayınlandı.

Yönetimde ve yargıda adaletin sağlanmasının toplumsal yaşamın ve devletin devamlılığı açısından hayati öneme sahip olduğun vurgulandığı bildirgede, her alanda adaletin sağlanması için toplumun yüksek hakkaniyet bilincine ulaşmış olmasının önemine değinildi.

Bildirgede, bütün fertlerin çocukluktan itibaren bu bilinçle yetiştirilmesinin, modern devletin temelini oluşturan yasama, yürütme ve yargı erkini kullananların kendi alanlarında hukuka ve hakkaniyete uygun davranmayı ilke haline getirmiş olmaları gerekliliği vurgulandı. Bildirgede, idare ile vatandaş arasındaki birçok uyuşmazlığın, işlemlerin yanlışlığından değil, yetersiz bilgilendirmeden kaynaklandığı kaydedildi.

Kamu kurumlarının hukuk birimlerinin sadece dava takip eden birimler olarak görülmekten vazgeçilmesine işaret edilen bildirgede, "İdari işlemlerin her aşamasında görüşlerine başvurularak sonradan çıkacak hukuki uyuşmazlıkların önlenmesi, vatandaşın idareye karşı güveninin sağlanmasında büyük önem arz etmektedir. Bu bilinç ile kamu kurum ve kuruluşlarında da her kademede hukuk formasyonuna sahip kamu görevlilerinin istihdamına önem verilmelidir" denildi.

Kamu kesiminde istihdam edilen hukukçuların hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimleri ile kendilerini geliştirmelerinin sağlanması gerektiğine vurgu yapılan bildirge şöyle:
"Bu amaçla adalet akademisinin yeniden yapılandırılması veya ayrı bir enstitü kurulması düşünülmelidir.

Diğer taraftan kamuda görev yapan hukukçuların statü ve özlük haklarına ilişkin belirsizlikler giderilmeli, emsalleriyle aynı statü ve haklara sahip kılınmalıdırlar. Hukuk devletinin iddia-savunma-karar üçgeni üzerine kurulduğu herkes tarafından kabul edilen bir gerçek olduğu halde, savunmada yer alan ve kamu adına hareket eden kamu hukukçularının yargının diğer mensuplarına göre özlük hakları ve statü yönünden çok geride bırakıldıkları ortadadır. Kamu adına yargı görevi yapan iddia makamıyla savunma arasındaki bu farklılığın giderilmesi veya benzer bir statüye kavuşturulmaları bir zorunluluktur.

Ayrıca kamu hukukçuları ile ilgili yapılacak bu yeni düzenlemede dava açıp açmama, feragat, kabul, sulh, kanun yollarına gidilip gidilmemesi gibi konularda da yetki verilmesi durumunda yargının da yükü azalacak ve dolayısıyla yargının daha hızlı çalışmasına dolaylı olarak katkı sağlanmış olacaktır."