'Yapay engeller koymayın'
Türkiye'den gelen gazetecileri kabul eden Ermenistan Dışişleri Bakanı Nalbandyan, "Kesin biliyoruz ki protokollerde ön şart yok. Ön şartlar diye Türkiye’de konuşuluyor. Bu adımdan sonra öne sürülen ön şartlar, süreci engellemek dışında bir şey ifade etmez. Bunlar tehlikelere gebe" dedi.
cumhuriyet.com.trErmenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbandyan, protokollerin onaylanması sürecinin önüne yapay olarak zorluklar, engeller, ön şartlar konulmaması gerektiğini söyledi. “Zannediyorum ki sorumlu yöneticiler, başka problemler yüzünden kendilerini rehin duruma getiremezler” diyen Nalbandyan, sürecin Ermenistan’da doğal akışında işlediğini ancak Türkiye’de tıkanıklık yaşadığını kaydetti.
Türkiye’den gelen bir grup gazeteciyi kabul eden Nalbandyan, Ermenistan’ın protokollerin onaylanması için bir son tarih belirleyip belirlemediği yönündeki soruya “Biz bu protokolleri gerçekleştirmek, gerçeğe dönüştürmek için imzaladık. Elimizdeki imzalı belgelerin normal, mantıklı bir süre içinde onaylanması gerekir. Bu şu demektir ki, herhangi bir taraf yapay olarak zorluklar, engeller, ön şartlar yaratmamalıdır” yanıtını verdi.
‘Karabağ konusu ayrı bir süreç’
Nalbandyan, “Herhangi bir taraf bu süreci engellemeyi denemeye kalkarsa, engeller ortaya çıkarsa, bu bizim görüşmemizi saymayacak demektir. Yalnızca birbirimize karşı değil, uluslararası topluma karşı da” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Karabağ konusunda adım görmeden protokollerin onaylanmayacağı yönündeki ifadelerinin hatırlatılması üzerine ise Nalbandyan, “Bakın şunu sadece Errmenistan değil, bütün dünya bilhassa üçüncü taraflar söylüyor: Türkiye ve Ermenistan ilişkilerinin düzenlenmesiyle, Karabağ’ın çözülmesi bunlar tamamen birbirlerinden ayrı süreçlerdir” dedi. Nalbandyan, iyi niyet beklentilerine yönelik de, Ermenistan ve Azerbaycan tarafında başkanlar seviyesinde 9 görüşme olduğunu, iyi niyet olmasa bu görüşmelerin gerçekleşmemiş olacağını ifade etti. Nalbandyan, “Türkiye hakikaten Karabağ’a yardım etmek istiyorsa, bu sürece karışmayı denemesin” görüşünü dile getirdi.
Liderlerin üzerlerine bazı sorumluluklar aldığını anımsatan Nalbandyan, sürecin Ermenistan’da kendi yolunda ilerlediğini şu anda görüşünü almak için Anayasa Mahkemesi’ne gönderildiğini ancak Türkiye’de tıkanmış gibi göründüğünü kaydetti ve “Umarım Türk tarafından yaratılan yapay engellerden birisi değildir bu” dedi.
“Türkiye’den gelen gazeteciler hep aynı şeyi soruyor, Türkiye’de yanlış bir toplumsal fikir var. Paralel iki süreç var bunlar birbirlerini etkileyecek diye, böyle bir bağ yok” diyen Nalbandyan, süreçte ilk adımı Türkiye’nin değil, Ermenistan’ın attığını, Azerbaycan dışında bütün dünyanın bu süreci desteklediğini belirterek “Uzadı bu süreç. Kimin yüzünden? Herhangi birisini sorumluluk altında tutmak istemiyorum, isim vermek istemiyorum, siz anlayın” dedi. Herhangi bir ön şart, çekince koymanın, doğrudan veya dolaylı açıklamalar yapmanın “tabii ki süreci engellemek” olduğunu vurgulayan Nalbandyan “Zannediyorum ki sorumlu yöneticiler, başka problemler yüzünden kendilerini rehin duruma getiremezler, kendi halklarının, kendi ülkelerinin gelecek nesillerin kazanımlarından vazgeçmezler” ifadelerini kullandı.
Ermenistan tarafı için de bu adımı atıp bu kadar ileri götürmenin kolay olmadığını, bununla birlikte Erivan’ın, provokatif açıklamalar karşısında bile yarını düşünerek, sakin, dengeli açıklamalar yaptığını belirten Nalbandyan, Ermenistan’da bu sürecin yolunda gittiğini, Türkiye parlamentosunun daha demokratik olduğunu düşünmeninse hata olduğunu ifade etti.
Nalbandyan, protokolde geçen komisyon için hiçbir Ermeni politikacının soykırımın tanınması meselesini gölge altında bırakmayacağını, komisyonun iki halk arasında güvenin tekrar kurulması için uğraşacağını vurguladı.