Yalnız ama özgür
4. İtalyan Sinemasıyla Buluşma'da yeni yönetmenlerden yeni yönelişler...
Egemen Berköz/Cumhuriyetİstanbul İtalyan Kültür Merkezi ile Istituto Luce Cinecitta işbirliğiyle düzenlenen “İtalyan Sinemasıyla Buluşma”ların dördüncüsü 29 Kasım Cuma akşamı Beyoğlu CineMajestik 4. salonda açılış filmi “Viaggio sola”nın (Yalnız Geziyorum) gösterimiyle başladı. Gösterimin ardından, filmin yönetmeni Maria Sole Tognazzi ile oyunculardan Alessia Barela izleyicilerin sorularını yanıtladılar. Sinemaseverlerin Marco Ferreri’nin “La grande bouffe” (Büyük Tıkınma) adlı filminden anımsayacağı ünlü İtalyan oyuncu Ugo Tognazzi’nin kızı olan yönetmen, kocası ve çocuğu olmayan, buna karşılık da dünyanın dört bir yanındaki beş yıldızlı otelleri denetlemek gibi ilginç bir işi olan özgür bir kadını anlattığı filmiyle kadın özgürlüğü sorununu irdelediğini söyledi soruları yanıtlarken. Gerçekten de, o özgür kadın filmin sonunda özgürlüğünün aslında yalnızlık mı olduğu sorusunu soruyor kendine. Ama, neden olduğu bütün olumsuzluklara karşın, “yalnız” özgürlüğünü sürdürmeyi seçiyor. Filmi izlerken ve daha sonra yönetmeni dinlerken, günümüz Türkiye’sinin aynı toplumsal konumdaki kadınlarını düşündüm ben, onların “özgürlük” sorununun ne kadar farklı olduğunu. Bence, izlemeye değer bir film.
Etkinlik boyunca, her yıl olduğu gibi bu yıl da yeni yönetmenlerin en yeni filmleri gösterilecek. Bu yılın filmlerinin beşi 2013, ikisi 2012 yapımı ve hepsi ödüllü. Filmlerin konularına baktığımızdaysa büyük bir çeşitlilikle karşılaşıyoruz. Örneğin, “Viva la liberta” (Yaşasın Özgürlük). Aynı zamanda bir yazar olan Ando, Campiello Ödüllü romanı “Il trono vuoto”dan çektiği filminde bir sosyal demokrat parti genel başkanının başarısız olunca ortadan kaybolmasını ve arkadaşlarının yerine felsefeci ikiz kardeşini geçirmesinden sonra olanları anlatıyormuş. Bu filmi kesinlikle izlemek istiyorum.
Paolo Zucca’nın bir amatör küme hakemini anlattığı “L’arbitro”su (Hakem) ile Bruno Oliviero’nun bir polis komiserinin işiyle özel yaşamı arasında kalışını sergilediği “La variabile umana”sı (İnsan Faktörü) da ilginç olmalı. Daniele Gaglianone’nin göçmenlere ders veren bir öğretmeni anlattığı “La mia classe”nin (Sınıfım) ilginç yanıysa öğretmen dışındaki tüm oyuncuların gerçek göçmenler olması sanırım. Ivano de Matteo’nun az gelirli bir memurun onurunu koruma savaşımını anlatan “Gli equilibristi” (Cambazlar) ile Gianni Amelio’nun yaşamdan korkmayan, herkese yardıma koşan, hep gülümseyen bir adamı anlattığı “L’intrepido” (Korkusuz) adlı filmleri de ilginç görünüyor.
İtalyan Sinemasıyla Buluşma, hem bu ülkenin sinemasındaki yeni yönelişleri tanımak, hem de çağımızın bazı önemli sorunsalları üzerine düşünmek için bir olanak. Gösterimlerin 5 Aralık’a kadar SineMajestik 4. salonda her gün 16:00, 18:00 ve 20:30’da yapıldığını ve.tüm filmlerin Türkçe altyazılı olduğunu da ekleyelim.