'Yakışıksız ve düzeysiz'
Başbakan Erdoğan'ın İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'yü Hitler'e benzeten sözlerine İnönü ailesi sert tepki gösterdi. İnönü'nün kızı Özden Toker, Erdoğan'ın açıklamaları için, 'Yakışıksız, düzeysiz ve tarihi inkâr eden sözler' değerlendirmesini yaptı. Toker, İsmet İnönü'nün demokrasiye yaptığı katkıyı demokrasiye inanmayanların anlayamayacağını söyledi.
cumhuriyet.com.trAnayasa paketinin ikinci tur görüşmeleri öncesinde parti grubunu toplayan Başbakan Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerini sert bir dille eleştirirken 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü “Hitler”e benzetti. AKP’li milletvekilleriyle birlikte pakete destek veren bağımsız milletvekillerine teşekkür eden Erdoğan, “Sizler şimdiden tarih yazdınız, isimlerinizi tarihe yazdırdınız” dedi. Erdoğan, ikinci turda milletvekillerinden daha hassas olmalarını isterken “Zarflarınızın içine iyi bakacaksınız, oyunuzu kullanacaksınız ve hiç göstermeye gerek yok” demesi dikkat çekti.
Erdoğan’ın, toplantıda dile getirdiği görüşler şöyle:
Bağımsız milletvekillerine teşekkür: Cumhuriyet tarihinde hiçbir siyasi parti grubuna nasip olmayan bir dayanışma ve kenetlenme sergileyerek, sizler şimdiden tarih yazdınız. İsimlerinizi, tarihe yazdırdınız. Türkiye, bugün bazı şeyleri sorguluyorsa, statükoya karşı onurla direniyorsa, çetelerle, mafyayla mücadele ediyorsa, demokrasi için yüreğini ortaya koyuyorsa, işte bu hiç tartışmasız sizlerin eseridir.
Milletvekillerine kontrol: Şimdi bu turda, olayı çok daha farklı ele alacaksınız, daha hassas... Zarflarınızın içine iyi bakacaksınız, kulübenin içine gireceksiniz, oyunuzu kullanacaksınız ve hiç göstermeye gerek yok arkadaşlar. Devamlı arayış içindeler. Bakıyorsunuz, ‘Bunlar birbirlerinin arkasına takipçi koydular’ diyor. Ayıptır.
Muhalefete çağrı: ‘Hayır’ diyecekseniz ‘Hayır’ deyin ama gelin kulübeye girin. Kendi milletvekillerinize, kendi arkadaşlarınıza dahi neden güvenemiyorsunuz? Bırak gitsin, ‘hayır’ oyu versin. Buna dahi güvenemiyorlar.
Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyin: Ana muhalefet lideri, Cumhurbaşkanı’nın onayının ardından ‘Derhal Anayasa Mahkemesine gideriz’ diyor. Artık Anayasa Mahkemesi, ana muhalefet mahkemesi haline geldi. Madem kendinize güveniyorsunuz niçin millete gitmekten kaçınıyorsunuz?
Hitler benzetmesi: Ana muhalefet lideri, son derece çirkin ve münasebetsiz bir benzetme yaparak kendisini Churchill’e, bu ülkenin hükümetini de Hitler’e benzetiyor. Eğer illa Hitlere benzetecek bir siyasi figür arıyorlarsa, kendi genel merkezlerindeki eski genel başkan fotoğraflarına baksınlar. Orada Führer’e özenip, kendisine ‘milli şef’ dedirtmiş genel başkanlarının Hitlervari bıyıklarının altından kendilerine gülümsediğini görecekler. Ona baksınlar. Churchill, 1915 yılında Çanakkale’de kahraman Mehmetçiğin yüreğini, bedenini, ruhunu ortaya koyarak yaptığı vatan savunmasında tarihin asla unutmayacağı ağır bir mağlubiyet almıştır. Eğer CHP lideri kendisine Churchill’den örnek arıyorsa Çanakkale’ye baksın.
1 Mayıs’ta Taksim: Bazıları nemalanmak için ‘kopara kopara aldık şöyle yaptık böyle yaptık’ diyor. Kimsenin bu iktidardan kopara kopara aldığı bir şey yoktur. Kopara kopara bu kadar almak isteyen varsa, bunlar 77’den iktidarımız dönemine kadar nerdeydi, niye böyle bir şey almadılar?
Nazimiye ile kanlı 1 Mayıs’ın tetikçisi aynı zihniyet: Tunceli’nin Nazimiye ilçesinde ve Lice’de Mehmetçiğe tetik çeken zihniyet ile 1 Mayıs 1977’de Taksim’de işçinin üzerine kurşun yağdıran zihniyet arasında hiçbir fark yoktur. Çorum’u, Kahramanmaraş’ı, Gazi Mahallesi’ni, Sıvas’ı kana bulayan zihniyet ile Danıştay’da kan döken zihniyet arasında hiçbir fark yoktur.
'Yakışıksız ve düzeysiz'
Başbakan Erdoğan’ın sözlerine İnönü ailesinden sert tepki geldi. Kızı Toker, ‘Demokrasiye inanmayanlar İnönü’yü anlayamaz’ diye konuştu
İsmet İnönü’nün torunu Gülsün Bilgehan, Erdoğan’ın sözleriyle ilgili olarak yüzlerce tepki mesajı aldıklarını söyledi. Bilgehan, Başbakan Erdoğan’a dedesinin ünlü sözüyle yanıt verdi: “Hadi canım sen de!”
İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü Hitler’e benzeten Başbakan Tayyip Erdoğan’a, İnönü ailesinden sert tepki geldi. Erdoğan’ın açıklamaları için, “yakışıksız, düzeysiz ve tarihi inkâr eden sözler” tepkisini gösteren İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker, “Babamın bu ülkede demokrasiye geçişe katkısını, demokrasiye inanmayanlar anlayamaz” dedi. İnönü’nün torunu Gülsün Bilgehan da Erdoğan’ın sözlerinin ardından yurttaşlardan destek telefonları yağdığını, internetteki haber sitelerine de yüzlerce tepki mesajı yollandığını belirterek, “Bu üzücü ifadelere dedemin meşhur bir sözüyle yanıt vermek isterim. Hadi canım sen de!” diye konuştu. Bilgehan, “Hiçbir yapıcı etkisi olmayacak, ülkemizin bugünkü sorunlarını çözmeyecek, her gün kaybettiğimiz şehitlerimizi geri getirmeyecek bu siyasi çekişmeleri ciddiye almak istemiyoruz” görüşünü kaydetti.
‘Halk İnönü’yü unutmuyor’
CHP lideri Deniz Baykal’ı eleştirirken İnönü’yü hedef alan Başbakan Erdoğan’ın sözlerini Cumhuriyet’e değerlendiren Özden Toker, “Yakışıksız, düzeysiz ve tarihi inkâr eden sözler karşısında 1-2 saat gibi çok kısa bir zaman diliminde olağanüstü yoğun bir vatandaş desteği aldık” dedi. Türk halkının İsmet İnönü’nün Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki yerini hep takdirle andığını belirten Toker, “Vatandaşlar, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması, Lozan Barış Antlaşması müzakereleri, Atatürk devrimlerinin benimsenmesi ve Türkiye’nin 2. Dünya Savaşı’nı zarar görmeden atlatması sırasında İnönü’nün hizmetlerini unutmuyorlar. Tüm bunların yanı sıra İnönü’nün Türkiye’yi çok partili demokrasiye geçirişi de Türk halkı tarafından iyi bilinmektedir” diye konuştu.
Kurtuluş Savaşı sırasında kendisi henüz dünyada olmadığı için İnönü’nün o dönemki hizmetlerine şahitlik edemediğini kaydeden Toker sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama babamın demokrasi savaşında hep yanında oldum. Demokrasiye inancını bizzat yaşadım. İnönü, çok partili demokrasiye geçerken bu sürecin zor olacağını, her kesimde çok eleştirileceğini ve ileride kendi döneminin sorgulanacağını biliyordu. Ama tüm bunlara rağmen, bir ülkenin de ancak demokrasi ile karanlıklardan aydınlığa çıkacağına yürekten inanıyordu. Zaten bu yüzden, 1950 seçimlerini kaybettiğinde ve Demokrat Parti iktidara geldiğinde bu yenilgiyi, ‘en büyük zaferi’ olarak niteleyebilmiştir.”
İsmet İnönü’nün kendi kurduğu demokrasiyi koruyabilmek için darbe öncesi ve sonrası dönemlerde ne kadar çaba harcadığının tanıklar ve belgeleriyle ortada olduğunu vurgulayan Özden Toker, “Babamın bu mücadelesini anlamak için demokrasiye inanmak lazım. Demokrasiye inanmayanlar bunları hiçbir zaman anlayamayacaklar” diye konuştu.
‘Bu sözleri şehitleri geri getirmez’
İnönü’nün torunu Gülsün Bilgehan da Başbakan’ın sözleri konusunda, “Hiçbir yapıcı etkisi olmayacak, ülkemizin bugünkü sorunlarını çözmeyecek, her gün kaybettiğimiz şehitlerimizi geri getirmeyecek bu siyasi çekişmeleri ciddiye almak istemiyoruz. Bu yüzden de söylenenlere İnönü Vakfı olarak yanıt verme gereği duymuyoruz” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın konuşmasının ardından yaşadıkları Pembe Köşk’e telefon yağdığını, gazetelerin internet sitelerinde de yüzlerce tepki mesajı yer aldığını anımsatan Bilgehan şöyle devam etti: “Dedemin bazı tarihe mal olmuş meşhur sözleri vardır. Mesela ‘Bu ülkede namuslular da namussuzlar kadar cesur olmalıdır’ derdi. Vatandaşlar da bugün hem bizi arayarak hem de internetten verdikleri tepkilerle benzer bir cesaret örneği sergilemişlerdir. Başbakan’ın üzücü sözleri karşısında benim de aklıma sadece dedemin bir başka ünlü sözü geliyor: ‘Hadi canım sen de!’”
‘Milli şef’ sıfatını kendisi terk etti
Başbakan Erdoğan’ın, İnönü hakkında “kendisine ‘milli şef’ dedirtti” yönündeki sözlerinin tarihsel olarak doğru olmadığının altını çizen Gülsün Bilgehan, “Doğrusu şudur: Kendisi almıyor. Atatürk’ün ölümünden sonra 26 Aralık 1938’de yapılan CHP Kurultayı’nda Celâl Bayar’ın da içinde bulunduğu komisyon ona veriyor bu sıfatı. Ancak sonradan yine kendisi bunu kaldırıyor. 1946 CHP Kurultayı’nda bizzat onun kendi önerisiyle ‘Partinin değişmez Genel Başkanı İsmet İnönü’dür’ hükmü çıkarılarak Genel Başkan’ın 4 yıl süreyle delegeler tarafından seçilmesi hükmü getirildi. Böylece milli şeflik de bitti” dedi.
"Kopara kopara aldık"
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması iktidarımızla mümkün oldu. Birileri kopara kopara aldık, diyor. Kimsenin bu iktidardan kopara kopara aldığı bir şey yok. Böyle bilinsin. Kopara kopara alma güçleri varsa 1977’den iktidarımıza kadar neredeydiler” sözlerine DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi tepki gösterdi. Çelebi, “1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasını, müzakere ederek değil, mücadele ederek elde ettik. Kopara kopara aldık” dedi.
Çelebi, Erdoğan’ın gerilim üzerinden siyaset yapmayı alışkanlık haline getirdiğini belirterek Erdoğan’ın sözlerini “1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması için mücadele veren tüm sendikaların emeğine karşı bir saygısızlık ve haksızlık” olarak değerlendi. Çelebi, Erdoğan’ın sözlerinin ne kendisine ne de Türkiye’ye yarar getirmeyeceğini söyledi.
‘Gündem \t değiştiriyor’
Erdoğan’ın gündem değiştirmek için sürekli muhatabına saldırdığını belirten Çelebi, “Başbakan taleplerimizin üzerini örtmek, gündemi değiştirmek için bu yolu izliyor olabilir. Kendisi sürekli gündem değiştirmek için bu yolu takip ediyor. Örnek olarak demokratikleşme projesi başlayınca, anayasa tartışmasıyla gündem değiştirir, anayasa tartışmaları sürerken bu kez gündemi başkanlık sistemi önerisiyle değiştirir” dedi. Çelebi, Erdoğan’ın açıklamasının, geçmiş yıllardaki 1 Mayıs’ta yaşanan sert müdahalelerin sorumluluğunu aldığını da gösterdiğini belirtti.
Süleyman Çelebi, kutlamalarda emeği geçen, yılmadan, usanmadan ve her türlü baskıya göğüs gererek 1 Mayıs Alanı’nın açılması için mücadele veren herkese DİSK adına teşekkür ettiğini belirtti.
Çelebi, bugün eski DİSK genel başkanlarından Kemal Türkler’i saat 11.00’de Topkapı Mezarlığı’nda, Abdullah Baştürk ve Kemal Nebioğlu’nu da saat 12.30’da Zincirlikuyu Mezarlığı’nda ziyaret edeceklerini açıkladı.