Ya yurtdışına kaç, ya istifa et
Muhalefet ‘Kaset montaj’ diyen Erdoğan’a ‘Kendine güveniyorsan incelet’ çağrısı yaptı.
cumhuriyet.com.trCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ve “paraları sıfırla” talimatı verdiği ses kayıtlarını partisinin grup toplantısında dinletti. Kayıtları yargı dahil resmi ve gayri resmi kanallardan doğrulattırdıklarını belirten CHP lideri, “Ağrı Dağı ne kadar gerçekse, Erciyes Dağı ne kadar gerçekse, bu kayıtlar, tutanaklar da o kadar gerçek” dedi. Erdoğan’ın artık “Başbakanlık yapamayacağını” ve bu kayıtların arkasının da geleceğini belirten Kılıçdaroğlu, “Paraları kamyonlarla götürüyorsun. Yarın öbür gün yeni şeyler de çıkar. Ya atla helikoptere yurtdışına kaç, ya da istifa et” çağrısı yaptı. Konuşma kayıtlarının yayımlandığı sırada ulusal haber kanallarının yanı sıra grup toplantılarını yayımlamakla yükümlü olan Meclis TV, yayını keserek “tapelere sansür” uyguladı.
VİDEO-Kılıçdaroğlu: Ya kaç ya da Başbakanlık'tan istifa et!
VİDEO-Kılıçdaroğlu tapeleri dinletti
VİDEO-Kılıçdaroğlu'ndan Muammer Güler'e: Kendisini satmış bir adam
Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’la konuşma kayıtlarının internete düşmesi üzerine önceki gece partisinin MYK’sini olağanüstü toplayan Kılıçdaroğlu, gece boyunca kayıtların gerçek olup olmadığı konusunda yoğun bir çalışma yürüterek bazı kaynaklardan “montaj olup olmadığı”nı teyit ettirmeye çalıştı. CHP yönetimine “kayıtların sağlam olduğu” bilgisi verilmesi üzerine, kayıtların dinletilmesi kararlaştırıldı. Rüşvet ve yolsuzluk operasyonu ile ilgili daha önce sadece “yasal” dinleme kayıtlarını açıklama kararı alan CHP yönetimi, ses kaydının “sağlam olduğu” bilgisi üzerine ilk kez yasal olup olmadığına bakmaksızın, baba-oğul Erdoğan’ların tapelerini açıklama kararı aldı.
Kılıçdaroğlu, grup toplantısında da ses kayıtlarını dinleterek Erdoğan’ı istifaya çağırdı. Toplantının başında, eski ANAP milletvekili yazar ve şair Yılmaz Karakoyunlu CHP’ye katıldı. Kılıçdaroğlu’nun grupta yaptığı konuşma ana başlıklarıyla şöyle:
Cilaları dökülüyor: Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu. Dünya biliyor, bilmek istemeyen bir kişi var, onun da artık cilaları ağır ağır dökülüyor. Utanmıyor da zaten, farklı bir insan, bizim halkımızın alışık olmadığı bir tip bu. İnsanlar utanırlar, bunda öyle bir kavramın olmadığını görüyoruz.
Tapeleri okudu
“Paraları sıfırla”: (‘Kayıtları dinlettikten sonra)Hayatımın en üzüntülü gününü yaşıyorum. Allah kimsenin başına böşle bir şey vermesin, kimseyi yolundan şaşırmasın. Operasyonun yapıldığı sabah, saat 08.02 ve Başbakan oğlunu arıyor, “Oğlum senin evinde ne var ne yok, sen bunları çıkar tamam mı” diyor. Sonra oğlu da cevap veriyor, “Bende ne olabilir ki senin paran var kasada” diyor. Saat 11.17 aynı gün. “Sıfırlayın” dedikten sonra, aileyi topluyorlar; amca, dayı, yeğen, parayı nasıl yok edecekler, onun aryışı içindeler. Ama Erdoğan rahat etmiyor, bir daha soruyor; “Parayı tümüyle sıfırlamakta fayda var” diyor. Bilal de “Evet tamamıyla sıfırlayacağız inşallah” diyor. Saat 15.39 aynı gün öğleden sonra, yine Erdoğan soruyor: “Sana verdiğim görevler tamamladın mı?” Bilal, “Bir kısmını hallettik, geri kalan kısımını da karanlık olunca halledeceğiz” diyor. Aynı gün, gece saat 23.15; Bilal söylüyor: “Büyük ölçüde şey yaptık.”Erdoğan soruyor: “Büyük ölçüde şey yaptık derken, parayı sıfırladınız mı” diyor. Bilal, “Bir 30 milyon Avro gibi bir miktar daha var, şey yapamadık, eritemedik henüz” diyor. O gece geçiyor ertesi gün saat 10.58; yine soruyor: “Para tamamen sıfırlandı mı” Bilal, “Hâlâ var, Samandıra ve Malpete’nin paraları var” diyor. Ve Erdoğan uyarıyor: “Açık konuşma, izleniyoruz.”
Çocuklara üzülüyorum: Arkadaşlar, bunu söyleyen, herhangi bir kişi değil, bu ülkede Başbakanlık koltuğunda oturan birisi. Beni üzen de rahatsız eden de bu. Bir ülkenin başbakanı kendi ülkesini soymakla görevlendirmiş, çoluk çocuk bütün aile işin içinde. Emin olun Erdoğan’a üzülmüyorum, çocuklara üzülüyorum. Yazık değil mi hırsızlığa alet ediyorsun.
Hırsızlığı artık sır değil: Manisa’da bir öğrencinin çantasından “Hırsız var” yazan bez çıkıyor, savcı, “Başbakan’a hakaret ediyorsun” diye suçlanıyor. Savcıya seslenmek isterim. Artık Erdoğan’ın hırsızlığı devlet sırrı olmaktan çıktı! Erdoğan, “Ben bugüne kadar evladından hırsızlık, öğrenen baba duymadım, hırsızlık babadan evlada geçer, evlattan babaya değil. Yönetimlerdeki yolsuzluk üst yöneticilerden alt kademelere geçer, daha sonra halka yansır” diyordu. Aynen bugünü anlatıyor!
Ağrı Dağı kadar: Ses kayıtlarına “Montajdır, doğru değil” dedi. Dikkat edin “Benim sesim değildir, Bilal’in sesi değildir” demiyor. “Bunlar montajdır” diyor. Ve bir itirafta daha bulunuyor,“Kriptolu telefonlar da dinlenmiş” diye. Yolsuzluğu ört diye sana kriptolu telefon verilmedi, devletin işini gör diye verildi. Bu konuşmaların tamanı doğrudur. En az 3-4 kanaldan çek ettik, doğrulattık. Ağrı Dağı ne kadar gerçekse, Erciyes Dağı ne kadar gerçekse, bu tutanaklar da o kadar gerçek.
Hollywood bile düşünemedi: Recep Tayyip Erdoğan’a artık Başbakan diyemeyiz. Hep söyledim “Yalancıdan başbakan olmaz” diye. Şimdi de diyoruz ki hırsızdan başbakan olmaz! Dünya tarihinde böyle bir olay görülmedi. Hollywood filmi çekenler bile düşünmemiştir böyle bir şeyi, senaristlerin bile aklına gelmemiştir. Göreceksiniz, bunların tamamı film olacak, çünkü böyle bir hırsızlık kimsenin aklına gelmez.
TİB kayıtlarını açıkla: Anlatıyorum, doküman doküman, belge belge... Hâlâ diyor ki “Kriptolu telefonu da dinlemişler”, yani itiraf ediyor. Ses mühendislerine sordum. “Hiç meraklamayın, tamamı gerçek” dediler. Erdoğan’a sesleniyorum. TİB kayıtlarını yayımlayın, hangi saatte kim kiminle konuştu? Sahte mahte ayaklarını bırak, devletin kayıtlarını yayımlayabiliyor musun? Çünkü kripto ile ilgili bütün bilgiler TİB’de var. Yayımlayabilir mi? Yayımlayamaz.
Çiçek ve medyaya tepki: Medya patronları sesleniyorum, kormayın, millete karşı yükümlülüğünüz var. Benim, CHP’nin sesini kesebilirsiniz, ama sokaktaki yurttaşa, millete karşı sorumluluğunuz var. Sokaktaki yurttaş sizi havuz medyası ile aynı kefeye koyar. Ya havuz medyası olacaksınız ya da milletin medya organı olacaksınız. Sayın Cemil Çiçek’e söylüyorum, Meclis televizyonunu neden kestiriyorsun? Yalan mı bunlar? Senin Başbakan’ın hırsılık yapıyor diye biz bunları açıklamayacak mıyız?
Göreceksiniz, gidecek: Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile karşı karşıyayız. Arabalarla dolarları, Avro’ları taşıdın. Yarın öbür gün yeni şeyler de çıkar. Tavsiyem, ya yurtdışına kaç helikoptere atla ya da Başbakanlık’tan istifa et! Göreceksiniz, devleti soyan, Başbakanlık koltuğunda oturamaz. O koltuktan gitmesi lazım. Çünkü hırsızdan Başbakan olmaz.
Kılıçdaroğlu, grup toplantısından sonra gazetecilerin, ses kayıtlarının doğruluğunu nasıl teyit ettikleri sorusuna, “Birkaç kanaldan. Hem yargıdan hem diğer alanlardan onu doğrulattık, teyit ettik” karşılığını verdi. Bu kanallardan bazılarının “resmi” bazılarının da “gayri resmi” olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Analiz eden insanlarla da görüştük” dedi. Kılıçdaroğlu, yargıya gidip gitmeyeceklerine ilişkin bir soru üzerine de “Onu düşünüyoruz. Önce bir Erdoğan’ı görmemiz lazım” yanıtını verdi.