''Ya İstiklal, Ya Ölüm''
İstiklal Madalyası sahibi, Kurtuluş Savaşı'na katılan hayattaki son gazi Mustafa Şekip Birgöl, İstanbul'da vefat etti. Bağımsızlık uğruna omuz omuza çarpışan İstiklal Savaşı'nın son 4 gazisi yaklaşık 3 yıl içinde teker teker aramızdan ayrıldı. Ömer Küyük, Yakup Satar ve Veysel Turan'ın ölmeden önce söyledikleri ise yeni nesile ders verir nitelikte.
cumhuriyet.com.trBağımsızlık uğruna omuz omuza çarpışan İstiklal Savaşı'nın son 4 gazisi, 3 yıl içinde teker teker aramızdan ayrıldı.
1. Dünya Savaşı'na Osmanlı Devleti'nin katılmasıyla birlikte Balkan, Trablusgarp, Kafkas ve Galiçya gibi çok sayıda cephede savaşan milyonlarca Türk gencinin bir kısmı savaş meydanlarında şehit düştü, bir kısmı da evlerine geri döndü.
Osmanlı Devleti'nin savaştan mağlup çıkması ve imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'nın ardından Anadolu toprakları, Fransız, Yunan, İtalyan ve İngiliz birliklerince işgal edildi. Buna karşı Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından diğer dünya milletlerine örnek olacak bir Kurtuluş Mücadelesi başlatıldı.
Onbinlerce Türk genci, çocuk denecek yaşta Milli Mücadele saflarına katılarak, ''Ya İstiklal, Ya Ölüm'' parolasıyla işgalcileri Anadolu'dan söküp attı.
Gazi Mustafa Şekip Birgöl'ü kaybettik
Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlanmasının ardından bu savaşın hayatta kalan kahramanları ''Gazi'' unvanını alarak memleketlerine döndü.
İstiklal Madalyası sahibi, Mustafa Şekip Birgöl'ün bugün İstanbul'da vefat etmesiyle her zaman minnet ve şükranla anacağımız hayattaki son Kurtuluş Savaşı gazisi de aramızdan ayrıldı.
Birgöl, 7 kuşaktan deniz subayı olan dedelerinin aksine, 15. Fırka 45. Alay'dan Piyade Mülazım (Asteğmen) rütbesi ile Afyon Cephesi'nde Kurtuluş Savaşı'na katıldı. Büyük Taarruz'da da bulunan Birgöl, düşmanın İzmir'de denize dökülmesinin ardından Samsun'daki kıtasına döndü.
1928 yılına kadar Samsun'da görev yapan Mustafa Şekip Birgöl, daha sonra Sarıkamış, Bayburt ve Muğla'da görev yaparken, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra çıkan bazı ayaklanmaların bastırılmasında da fiilen görev yaptı.
Çanakkale Eğitim Alayı, Ezine Dağ Tugayı ve Gelibolu 4. Tümen'de de görev yapan Mustafa Şekip Birgöl, 13 Eylül 1952'de albaylıktan emekli oldu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstiklal Savaşı gazisi Mustafa Şekip Birgöl'ün vefatı nedeniyle başsağlığı mesajı yayımladı. Cumhurbaşkanı Gül, mesajında İstiklal Savaşı'nın hayattaki son gazisi, İstiklal Madalyası sahibi, emekli albay Mustafa Şekip Birgöl'ün vefat haberini aldığını ve derin bir üzüntü duyduğunu belirtti.
Gazi Satar, 2 Nisan'da aramızdan ayrıldı
İstiklal Savaşı Gazisi Yakup Satar da 2 Nisan 2008'de 110 yaşında Eskişehir'deki evinde vefat etmişti.
Şanlı Mücadele'nin son kahramanlarından Yakup Satar, 1898 yılında Kırım'da doğdu.
Ailesiyle Eskişehir'e göç eden Satar, Osmanlı Devleti'nin 1. Dünya Savaşı'na katılmasıyla Basra Cephesi'nde savaştı.
Sakarya Meydan Muharebesi'nde de düşmana karşı mücadele eden Satar, savaş sonunda Eskişehir'e döndü. Uzun süre çiftçilik yapan Satar, eşini kaybetmesinin ardından kızları Zekiye Tali ve Bedriye Kalaş ile yaşıyordu. Satar'ın, 6 çocuğu, 50'ye yakın torunu bulunuyor. Son 10 yıldır çeşitli rahatsızlıkları nedeniyle evinden dışarı çıkamayan Gazi Satar, torunlarının torunlarını görmüştü.
Vatanı gençlere teslim ettik
Yakup Satar, ölümünden bir süre önce Kurtuluş Savaşı'nın çok zor şartlarda kazanıldığını söylemişti. ''Biz bu vatanı çok zor koşullarda kurtardık ve gençlere teslim ettik. Gençler bu vatanı sonuna kadar korumalıdır'' diyen Gazi Yakup Satar, işgale karşı direnen Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının bir mucizeyi gerçekleştirdiğini dile getirmişti.
Düşmanların dost gibi görünüp sürekli Türkiye'yi bölmeye çalıştığını ifade eden Satar, şöyle demişti: ''Özellikle gençler düşmanın oyununa gelip birbirine düşmemelidir. Bizler gibi gençler de ülkeye dört elle sarılmalıdır. Bu vatan elden giderse bir daha geri getirilemez. Biz bu vatanı çok zor koşullarda kurtardık ve gençlere teslim ettik. Gençler bu vatanı sonuna kadar korumalıdır.''
"Aynı kararlılıkla yurdu savunurum"
İstiklal Savaşı gazilerinden Veysel Turan ise 25 Mart 2007'de Konya'da 107 yaşında vefat etti.
Gazi Turan, Ankara'da Mustafa Kemal Paşa'nın ordusuna katılıp, süvari olarak Dumlupınar, Sakarya ve II. İnönü savaşlarında düşmanla çarpıştı. Genç yaşta orduya katılan Turan, 1. Tümen Hücum Taburu'nda süvari olarak Dumlupınar, Sakarya ve II. İnönü savaşlarına katıldı.
Veysel Turan, 2003 yılında verdiği mülakatta, Milli Mücadele'nin tarihinin yazıldığı o günleri sesi titreyerek anlatmış ve ''Ülkemiz, o günlerde büyük badireler atlattı. Milletimize Allah bir daha o günleri yaşamayı nasip etmesin. Ancak gücüm kuvvetim yerinde olsa, bugün de düşmana karşı yine aynı şekilde yurdumuzu savunurum'' demişti.
Askere alındıktan sonra, birkaç yıl süreyle yurdun çeşitli yerlerinden Batı Cephesi'ndeki askerlere hububat taşıyan Turan, Yunanlıların Anadolu'da ilerlemeye başlamasıyla birlikte Kütahya'da bir askeri hastanede görevlendirildi. Turan, daha sonra Polatlı yakınlarındaki çatışmalara katıldı. Burada savaşta şehit düşen arkadaşlarını, toprağa defnettiği günleri gözyaşlarıyla hatırlayan Turan, ''Askerlerin morali bozulmasın diye, defin işlemlerini gece yapardık'' demişti.
"Atatürk'ün başımızda olduğunu bilmek moral veriyordu"
Son 4 Kurtuluş Savaşı Gazisinden Ömer Küyük de 12 Ocak 2006'da Çorum'un İskilip ilçesinde hayatını kaybetti.
Ölmeden önce yapılan son görüşmesinde Kurtuluş Savaşı'nın çok çetin mücadeleler sonucu zaferle kazanıldığını da anlatan Gazi Küyük, şöyle konuşmuştu: ''Askerlerimiz açlık ve hastalıkla da mücadele etmek zorunda kalıyordu. Ama Atatürk'ün başımızda olduğunu bilmek askere moral veriyordu. Askerler birbirleriyle konuşurken 'Büyük Kumandan başımızda' diye birbirlerine moral veriyorlardı. Birçok şehit vererek vatanımızı işgal eden düşmanı bu topraklardan kovduk. Onun için bu vatanın kıymetini iyi bilin. Bundan sonrası size düşüyor.''