Vural'dan Erdoğan'a ağır sözler

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ''Kasetlerle ilgili çok hayasızca saldırdılar. Hepimizin ailesi var. Siz, kim oluyorsunuz da ailemize dil uzatıyorsunuz?'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, MHP İzmir İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, kaset tartışmalarının ''siyasal bir proje'' olduğunu öne sürdü. ''Kasetleri yayımlayanlarla yapılan mülakatlar ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kullandığı bazı ifadeler arasında benzerlikler olduğunu'' iddia eden Vural, şöyle konuştu:
''Kasetlerle ilgili çok hayasızca saldırdılar. MHP'nin siyasetini, görüntü ve kasetlerle yıpratmaya çalıştılar. Hepimizin ailesi var. Siz, kim oluyorsunuz da ailemize dil uzatıyorsunuz? Bunları Sayın Başbakan utanmadan, sıkılmadan kullanıyor. Utan be, yazık günah. Şereflice siyaset yapıyoruz. Bunu kullanarak, MHP'ye oy verenleri suçluyor, bundan medet umacak kadar alçalıyor ve bu kaset siyasetini, Türkiye'nin her yerinde kullanıyorlar. Hüseyin Çelik, Bülent Arınç ve Recep Tayyip Erdoğan yapıyor. Bir iki insanın yaptığı hataları, bütün camiaya mal ederek, kaset ipine sarılan bir Başbakanın olduğu ülkede yaşıyoruz. Siyaset, mertçe yapılmalı, namertçe olmaması lazım. Bizim edebimize dil uzatacak biri daha çıkmamıştır.''

''Davamızdan vazgeçmeyeceğiz"

Vural, ''kaseti siyasi amaçla kullanmak isteyenlerin, MHP'yi bitirmek istediğini'' savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Amaç nedir; MHP liderliğinin, bu gelişmeler karşısında dik duruşunu ortadan kaldırmaktır. Niye rahatsızsın Recep Tayyip Erdoğan? Çünkü Bahçeli, açılıma karşı çıktı, Ermeni soykırımı protokollerine karşı çıktı. Sayın Başbakan, 'bu, MHP'nin iç işidir' diyor. Beraber ve birlikte yürümüşler. Aynı düşüncenin sonucu olarak ortaya çıkmış. Zannedersin bostan korkuluğu, Başbakan değil misin? İnsanların evlerinden hırsızlık yapılıyor, çalınıyor, dinleniyor. Bu siyasal projeyi hazırlayanların, MHP'yi süreç içinde saf dışı etme gayreti olduğu gayet rahatlıkla ortaya çıkıyor. Mülakat yapanlar, 'baraj altında bırakmak için yapmadık' diyorlar. Biz diyoruz ki: Bu işin içinde AKP vardır ve bu tam bir dezenformasyon operasyonudur. MHP'yi bitirme planı hazırlanmıştır. Bu benimsemediğimiz davranışları, bütün camiaya mal etmek istemişlerdir. AKP, bu sürecin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Hükümet olarak hiç mi sorunun yok ya?''

Devletin sahte plakalı araçlarla MHP önünde izleme, dinleme ve operasyon yaptığını iddia eden Oktay Vural, ''İpin ucunu yakaladık ama Başbakan yeni bir dezonformasyon ile kaset tartışmalarının 'parti içi hesaplaşma' olduğunu söylüyor'' dedi.
Başbakan Erdoğan'ın ''kaset işinin sorumlularını bulması gerektiğini'' vurgulayan Oktay Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Öyle eveleme, geveleme, karnından da konuşma. Bunu bulması gereken, Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisidir. Bir takım kalemşörler haksız ithamlarda bulundular. Kullanamayacağım ifadeleri bir köşe yazarı kullandı. Sayın Başbakan, tepki ortaya koyan Ülkücülere saldırıyor. Köşelerinde kasetlerden bahsedenlere 'neden politik olarak bunları kullanmayın' demiyorsun? Dükkan senin, neden işine son vermiyorsun? Kendisini eleştiren medya mensubu olduğunda arıyor 'dükkan senin işinden at' diyor. Başbakanın omurgası yok ki. Omurgalı olacaksın. Bir de kalkmış Genel Başkanımıza omurga ahkamı kesiyor. Türkiye üzerinde oynanan bu siyasetten kurtulmaya ant içtik. Ne yaparsanız yapın, davamızdan vazgeçmeyeceğiz.''

''Oyunları bozacağız"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''miting meydanlarında, giderek kontrolünü kaybettiğini'' ifade eden Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kontrolünü kaybeden Recep Tayyip Erdoğan, aslında iktidarı kaybetme telaşına düştü. Bir doktora görünmesinde fayda var. İktidarı kaybetme endişesi yaşadıkça Erdoğan saldırganlaştı, ceberutlaştı (acımasızlaştı). Kalkmış miting meydanlarında MHP'yi fütursuzca eleştiriyor. BDP, hatta terör örgütü PKK ile ruh üçüzü, gen ortağı olarak ilan ediyor, saldırıda bulunuyor. Sen kim, MHP'lileri, ülkücüleri, bütün vatanseverleri PKK'larla bir tutmak kim? Haddini bil. PKK ile müzakere eden kim? Sen değil misin? Bunu, Genel Başkanımız dile getirdiğinde şereften bahsediyorsun. İmralı senin danışmanın gibi davranıyor. Biz, senin gibi Öcalan'a 'sayın' sıfatını yakıştıranlardan değiliz.'