Vural: Başbakan fitne fesadı körüklüyor

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Erdoğan'ın Danıştay'la ilgili sözlerini "Başbakan fitne fesadı körüklüyor" dedi. Tavukların bile seçmen yazıldığı iddiasına ise Vural, "Biz de bu seçmen artışı nereden kaynaklandı diyorduk, tavuklar seçmen olunca yumurtladıkları da seçmen olur, seçmen seçmen doğurmuş demek ki" karşılığını verdi.

cumhuriyet.com.tr

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Erdoğan'ın ekonomik krizle ilgili "psikolojik" şeklindeki sözlerini "Krize psikolojik demenin psikolojisine bakmakta fayda var" diyerek değerlendirdi.

Vural Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Anayasa Mahkemesi ile Danıştay arasındaki tartışma ve Başbakan Erdoğan'ın Danıştay'a yönelik sözlerini nasıl değerlendirdiğine ilişkin bir soruya Vural, "Görülüyor ki AKP'nin yaptığı uygulamalar hep tartışma konusu oluyor. Bu tam bir kaotik durumdur. Bugün geldiğimiz bu noktada bu sorunu çözme konusunda AKP'nin kılı kıpırdamıyor. Anlaşılan o ki AKP bu seçimlere de, gerilimi yüksek, kurumlararası çatışma ve gerilim oluşturarak girmek istiyor. Böyle bir siyasi tezgahın olduğunu düşünüyoruz." yanıtını verdi. Başbakan Erdoğan'ı "Fitne fesadı fişeklemek"le suçlayan Vural, AKP'nin yolsuzlukları, ekonomik sıkıntıları gündemden kaçırmak için kurumlararası çatışmayı körüklediğini savundu.

Vural, "Anlaşılan o ki 22 Temmuz seçimlerinde olduğu gibi yine bir gerilim ortamı oluşturmak için Başbakan, aynen horoz dövüşünde olduğu gibi yine bir gerilim ortamı oluşturmak için yeni kızıştırma dönemine girdi" diye konuştu. AKP'ye ve Başbakan Erdoğan'a seçmen kütükleri ve kapatılan belediyelerle ilgili sorunları "Kurumlararası gerilim ve çatışma oluşturmadan" çözmeye çağıran Vural, 862 belediyenin durumuyla ilgili yasal bir düzenleme yapılması ile seçmen kütüklerinde Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sisteminin esas alınmamasının sorunu çözeceğini kaydetti. Vural "Ama bu sorunları çözmek yerine, tartışmalar eşiğinde sanal bir gerilim oluşturup kurumlararası çatışma oluşturarak bu seçimlerde malzeme olarak kullanmayı da AKP'nin klasik taktiğidir. Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, bakalım nereye kadar sıçrayacaksınız. Bu bakımdan gerçekten son derece kaotik bir durumla karşı karşıyayız. Bu kaotik durumun da müsebbibi, Türkiye'yi yöneten iktidardır. Bunların hepsi AKP iktidarının uygulamalarının tartışmalarıdır. Başbakan'ın kızıştırmasıdır. Seçimlere bu tartışmaların yoğunlaştığı bir ortamda gitmek gibi bir projeniz mi var yoksa?" diye konuştu.
 

"Sadece Kaplan'a değil millete de açıklasın"

Vural, Başbakan Erdoğan'ın Genel Kurul'da yaşanan bir tartışmanın ardından DTP'li Hasip Kaplan'a "oğlunun gemisi" hakkında bilgi vermek üzere randevu verdiğinin hatırlatılması üzerine "Başbakan'ın milletten saklayacağı ne var? Gemi sahibi, çıkından mı oldu sünnetten mi? Ne açıklayacaksa milletin huzurunda açıklasın. Bu sorun bir milletvekilinin merakını gidermek için cevaplandırılması gereken bir sual değildir. Türk milletinin, herkesin merakla beklediği bir sorunun cevabını başbakan açıklamasını bekliyoruz. Dün bir işadamının bursuna muhtaç olarak okuması gerekenlerin bugün bir gemi sahibi olmasını, bu inanılmaz fırsatçılığı paylaşırsa belki vatandaşlarımız da faydalanır. Bu kriz döneminde gemi sahibi olmanın yollarını bulurlar. Başbakan belki krizden çıkış formülünü vatandaşlarımıza göstermiş olur. Hep beraber krizi fırsata çevirmenin, iş bulmanın yolunu öğretmiş olur. Bence bu fırsatı milletimizden esirgemesin. Sadece Sayın Hasip Kaplan'a bu fırsatı vermesini ben haksız rekabet olarak görüyorum. Vatandaşlarımızın çocuklarının da bu fırsattan haberdar olmasında fayda görüyorum." diye konuştu.


"Tavuklar seçmen yazılınca yumurtladıkları da seçmen oluyor"

Vural, tavukların seçmen yazıldığı yönünde basında yer alan haberlerin hatırlatılması üzerine ise şunları söyledi:

"Biz de bu seçmenler nereden çıktı diye düşünüyorduk Meğer kümeslerde tavukların yumurtlamasından kaynaklanıyormuş, seçmen seçmen doğurmuş demek ki. Eğer tavuklar seçmen yazılmışsa, tavuklar seçmen olduğuna göre yumurtlamışlardır. Seçmen sayısı da böyle artmıştır. Krize psikolojik diyen sayın başbakanın bu seçmen kütüklerindeki artış için vereceği, dahiyane cevap bu olur diye düşünüyorum. Kendisine bu soruyu yöneltirseniz memnun olurum. "

 

"İstanbul Üniversitesi siyasi tartışmalara kurban edilmesin"

İstanbul Üniversitesi'nin Türkiye'nin en köklü kurumlarından olduğunu, rektör atamasının siyasileştirilmemesi gerektiğini belirten Vural, atamanın "siyasi tartışmalara kurban edilmemesi" gerektiğini kaydetti. Vural, "Böyle bir üniversite üzerinde tasarruf hakkı kullanılırken, rektör ataması yapılırken, bu üniversitenin tarihine, ilim, irfan seviyesine uygun, siyasi tartışmalara kurban edilmeyecek bir takdir hakkının kullanılması gerekir. Bu makamlardan ,-Cumhurbaşkanlığı ve YÖK-, takdir yetkilerini üniversitelerimizi siyasallaştıracak tartışmalara sokmadan kullanmalarını bekliyoruz" diye konuştu. MHP olarak rektör atamalarına yeni düzenleme getirilmesinden yana olduklarını söyleyen Vural, "İstanbul Üniversitesi rektörünün özellikle siyasi amaçlarla kullanılabilecek ya da tartışılacak biri olmaması gerekir. YÖK'te birinci sıraya aktarılan şahsiyetin, daha önce YÖK üyesi olmasının YÖK'ün tercihinde etken olmaması gerekir" dedi.
 

Sıcak Yuva Vakfı'nın kurucusu

İstanbul Üniversitesi rektörlüğü için ikinci sırada yer alan ancak Çankaya Köşkü'ne ilk sırada sunulan Prof. Dr. Yunus Söylet'in bin 500 çocuğu, Başbakan Erdoğan'ın Söğüt'teki Ertuğrul Gaziyi Anma törenine getiren ve çocukları siyasete alet eden kişi olduğunu belirten Vural, Vakfın kurucusunun Başbakan Erdoğan'ın da Sıcak Yuva Vakfı'nın kurucusu olduğunu savundu. Vural, "Siyasi mahiyeti olan bu şenliklere, çocuklarımız alet edilmiştir. Sırf Başbakanı alkışlatmak için yapılmıştır. Bu tavrı, Sıcak Yuva Vakfının çocukları, siyasi amaçlarla kullanması, bugün birinci sıraya yükseltilen rektör hakkında endişelerimize sebebiyet vermiştir. Çocukları siyasi amacı için kullanan bir kişinin, İstanbul Üniversitesi Rektörü olması halinde, üniversitenin de siyasi tartışmalara heba edileceğini düşünüyoruz. Takdir hakkı kullanılırken, bu hususlar dikkate alınmalıdır. Rektör ataması yapanlar, atama yaptıktan sonra sistemin değişmesi gerektiği yönünde açıklama yaptılar.Atama yapanlar, tartışma uyandırmayacak atama yaparlarsa sorunun büyük bir kısmı çözülür." diye konuştu. Vural bir soru üzerine, rektör atamalarından, öğretim üyelerinin, YÖK'ün ve Cumhurbaşkanlığı'nın şikayetçi olduğunu hatırlatarak bu şikayetlerin dikkate alınarak yeni düzenleme yapılması gerektiğini bildirdi.