Vergi mükelleflerini sevinderecek haber

Anayasa Mahkemesi, emlak vergisinde, mükellefe yargı yolunu kapatan hükmü iptal etti.

cumhuriyet.com.tr

Yüksek Mahkeme'nin, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan gerekçeli kararına göre, Bursa 2. Vergi Mahkemesi Vergi Usul Kanunu'nun 4751 sayılı Kanun'un 1. maddesiyle değiştirilen mükerrer 49. maddesinin (b) fıkrasının üçüncü paragrafında yer alan ''Takdir komisyonlarının bu kararlarına karşı kendilerine karar tebliğ edilen daire, kurum, teşekküller ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları 15 gün içinde ilgili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilirler'' cümlesinin, Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.

Yasa hükmüyle arsa ve araziye ait asgari ölçüde birim değerlerin tespitinde takdir komisyonlarına yetki verildiği anımsatılan yerel mahkeme kararında, emlak vergisinin tarh ve tahakkukunda esas alınan ve dört yılda bir belirlenen asgari birim değerleri kararına karşı dava açma hakkının belirli kurumlara verildiği, taşınmaz sahibi ve aynı zamanda emlak vergisi mükellefi olan gerçek veya tüzel kişilerin bu haktan mahrum bırakıldığı belirtildi.

Yerel mahkemenin başvuru kararında, Anayasanın 125. maddesindeki idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olduğuna ilişkin kuralın açıkça ihlal edildiği öne sürüldü. Başvuru kararında, ''Arsa ve araziye ait asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin takdir komisyonu kararları taşınmaz sahiplerini ilgilendirdiği halde anılan hükümle taşınmaz sahiplerinin elinden dava açma hakkı alınmıştır. Her ne kadar bir takım kurum ve kuruluşlara dava açma hakkı verilmişse de uygulamada çoğu zaman itiraza konu hükümde sayılan kurum ve kuruluşlar dava açmamakta ve kesinleşen takdir komisyonu kararları nedeniyle mükellefler yüksek tutarlarda vergi ödemekle karşı karşıya kalmaktadırlar'' ifadesi kullanıldı.

Başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, yasa hükmünü oy çokluğuyla iptal etti.
Yüksek Mahkeme'nin gerekçeli kararında, Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devletinin; eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlet olduğuna işaret edildi.

Dava hakkının kullanılması

Anayasa'nın hak arama hürriyetini düzenleyen 36. maddesinin birinci fıkrasına göre de herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunmayla adil yargılanma hakkına sahip olduğu vurgulanan kararda, şunlar kaydedildi:

''Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya işleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını giderebilmesinin en etkili ve güvenceli yolu, yargı mercileri önünde dava hakkını kullanabilmesidir. Kişilere yargı mercileri önünde dava hakkı tanınması hak arama özgürlüğünün bir gereğidir. Kanun koyucu itiraz konusu kuralla, takdir komisyonlarınca belirlenen değerlere karşı vergi mükellefi olan ve olaydan doğrudan etkilenebilecek kişilere dava açma hakkı verilmemekte, sadece yasada değinilen kurum ve kuruluşları harekete geçirerek, asgari ölçüde arsa ve arazi birim değer tespitlerine karşı dava açılabilmesi imkanı tanınmaktadır. Emlak vergisi mükelleflerinin ödeyeceği verginin hesaplanmasında esas alınan takdir komisyonu kararları idari bir tasarruf olduğu için buna karşı mükelleflere yargı yolunun kapatılması, Anayasa ile güvence altına alınmış olan hak arama hürriyeti ve hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmamaktadır.''