Vatandaşı 'çarpan' elektrik faturaları TRT ve dağıtım şirketlerini ihya ediyor
Elektrik Mühendisleri Odası, elektrik fiyat tarifesiyle ilgili basın açıklaması yaparak, TETAŞ'ın kayıp ve kaçak enerji için dağıtım şirketlerine yapacağı satışlarda getirdiği fiyat indiriminin yurttaşlara yansıtılmadığını belirtti. Elektrik faturalarından kesilen TRT payının sanayiciler için kaldırılırken, yurttaşların ödemeyi sürdüreceğine dikkat çeken EMO, TRT'nin son 1 yıldır sadece bilgisayar
cumhuriyet.com.trENERJİ BEDELİNDEKİ DÜŞÜŞ TÜKETİCİYE YANSITILMADI
TETAŞ`ın Ekim 2016 tarifesinde 14.80 kuruş olan elektrik satış fiyatı, 1 Ocak 2017`den itibaren genel aydınlatma amaçlı kullanımlar için 19.15 kuruş, kayıp ve kaçak enerji tüketimi için de 16.2 kuruşa çıkarılmıştı. Aydınlatma ile kayıp ve kaçak için gerekli enerjiyi TETAŞ`tan satın almak zorunda olan dağıtım şirketlerine kayıp ve kaçak için yapılacak enerji satışında düşük tutulan bedel, kamu tarafından ödenen aydınlatma için yüksek belirlenmişti. Bu uygulama TETAŞ`ın 1 Nisan ve bugünden itibaren geçerli olacak yeni tarifesinde korundu. Nisan ayından beri kayıp ve kaçak enerji için 16 kuruş, aydınlatma için 19.1 kuruştan satış yapan TETAŞ`ın cüzi fiyat indirimine paralel olarak kullanıcılara kesilen nihai tarifede genel aydınlatma bedeli 19.6047 kuruştan 19.5580 kuruşa indirilerek aydınlatma bedeliyle eşit hale getirilmişti. Bugünden itibaren geçerli olacak yeni tarifede genel aydınlatma bedelini aynı düzeyde tutan TETAŞ kayıp ve kaçak enerji için yaptığı satışa uyguladığı fiyatı 16 kuruştan 15.65 kuruşa indirdi. TETAŞ`ın yaptığı indirim bu kez hiçbir kaleme yansıtılmayarak dağıtım şirketlerine bırakıldı. TETAŞ`ın yaklaşık olarak yıllık 100 milyar kilovat saat satış yaptığı düşünüldüğünde; 6 aylık dönemde dağıtım şirketlerinin satın alırken ödedikleri enerji bedeli 187.5 milyon TL düşmesine rağmen kullanıcıların tarifelerine yansıtılmamış oldu.
TRT'YE 6 AYDA 610 MİLYON LİRA
Diğer yandan 18 Haziran`da TBMM`de kabul edilen Üretim Reform Paketi ile sanayiciler için elektrik faturalarında uygulanan TRT payı kaldırılıyor. Böylece hem sanayicilerin hem de dağıtım şirketlerinin taleplerini yerine getiren iktidar, konut kullanıcılarının TRT payı ödemesini devam ettirerek yükü yurttaşların sırtında bırakmış oluyor. Eşitlik ilkesine aykırı olan bu uygulamanın yanında Üretim Reform Paketi`ndeki bir başka düzenlemeyle yurttaşların sırtındaki yük daha da ağırlaştırılıyor. Bu düzenlemeyle cep telefonları, bilgisayar, tablet, televizyon alıcıları ile taşıtlardaki radyo ve televizyon alıcı cihazları için TRT`ye gelir aktarmak üzere bandrol uygulaması yasal hale getiriliyor.
Dağıtım şirketlerini kamu kaynaklarıyla besleyen iktidar, yine bir tür dolaylı vergi uygulamasıyla iktidarın sesi haline getirilen TRT`ye, yurttaşların teknolojik ihtiyaçlarını karşılarken kaynak aktarımını zorunlu tutmuştur. Bakanlar Kurulu kararıyla zaten 1 yıldır uygulamada olan düzenleme nedeniyle EMO`nun ithalat değerleri üzerinden yaptığı hesaplamaya göre Temmuz 2016-Mayıs 2017 döneminde yalnızca cep telefonları ve bilgisayarlar üzerinden TRT`ye 610 milyon TL kaynak aktarımı yapılmıştır. Sayıştay`ın Kamu İşletmeleri 2015 yılı Genel Raporu`nda TRT`nin 2015 yılında elde ettiği 1.7 milyar TL`lik hasılatın yüzde 40.3'ünün bandrol uygulamasından elde edildiği belirtilmektedir. Buna göre TRT`nin 2015 yılındaki 685.1 milyon TL bandrol geliri; yalnızca cep telefonları, tablet ve bilgisayarlar üzerinden 610 milyon TL yeni gelir kapısıyla ikiye katlanmıştır. Böylece halkoylaması gibi kritik kamuoyu oluşum süreçlerinin yaşandığı dönemde TRT`ye kaynak bolluğu yaratılırken, bugün sanayiciler için elektrik faturalarındaki TRT payının kaldırılmasının da kuruma yansımaması sağlanmıştır.
Sonuçta yurttaşların hem kullandıkları cep telefonundan bilgisayara, radyo ve televizyondan arabalarındaki alıcı cihazlara varıncaya kadar pek çok kalemde TRT'ye para ödedikleri, hem elektrik faturaları üzerinden TRT`ye kaynak aktardıkları hem de siyasal iktidar vesayeti altındaki kurumdan kamusal yayıncılık haklarını da alamadıkları bir düzen işlemektedir.
Elektrik enerjisinin kamusal bir hizmet olduğu dikkate alınarak, günü birlik siyasal çıkarlardan ve siyasetçi-yandaş ilişkisinden uzak bir anlayışla yönetilmesi gerekmektedir. Sanayicileri olduğu kadar sesini duyurmak için örgütlü bir yapıya sahip olmayan geniş halk kesimlerini de koruyacak bir hakkaniyet ilkesiyle elektrik kullanıcılarına yaşatılan mağduriyetlere son verilmelidir.