Urban Age İstanbul Konferansı
Brookings Institution Küresel Ekonomi ve Gelişim Programı Başkan Yardımcısı ve Direktörü Kemal Derviş, dünyada yaşanan ekonomik krizin uzun dönemde ekonomik büyümeyi çok yavaşlatacağını düşünmediğini bildirdi.
cumhuriyet.com.trBrookings Institution Küresel Ekonomi ve Gelişim Programı Başkan Yardımcısı ve Direktörü Kemal Derviş, Deutsche Bank Uluslararası Forumu Alfred Herrhausen Topluluğu ile London School of Economics tarafından düzenlenen 'Urban Age İstanbul Konferansı'nda yaptığı konuşmada, modern ekonomik büyümenin aslında çok yeni bir kavram olduğunu söyledi.
Dünyadaki ekonomik büyümenin kentsel büyümeyle birlikte bir ivme yakaladığını belirten Derviş, bu konuda yakınlaşma ve ayrışma kavramlarının önem kazandığını ifade etti. Kentleşmenin bir yakınlaşma mı yoksa bir ayrışma mı yarattığının tartışma konusu olduğunun altını çizen Derviş, duruma göre yakınlaşma da ayrışma da olabildiğini kaydetti.
'Zengin ile fakir arasında 50 kat fark var'
Büyümenin nasıl ve nerede olacağı konusunun önümüzdeki dönemde dünyada iktisatçıların önündeki en önemli soruları oluşturduğuna dikkati çeken Derviş, şöyle devam etti: ''Geçmişe gidecek olursak, 1820'lerde zengin ile fakir arasında 3 kat fark vardı. Yani zenginler fakirlerden 3 kat daha zengindi. Bugün en zengin 10 ile en fakir 10 arasında karşılaştırma yaptığımızda, en zengin ile en fakir arasındaki fark 50 kat. Burada inanılmaz bir ayrışma trendi söz konusu. Bu, kentsel büyümeye de yansıyor. Bu nedenle tepedeki en zengin kentler ile en fakir kentler arasındaki fark da artıyor.''
Nüfusa orantılı eşitsizlik endeksine de işaret eden Derviş, Çin ve Hindistan hariç eşitsizlik endeksinin arttığını, iki ülke dahil edildiğinde ise bu endeksin azaldığını, dolayısıyla bu durumda bir yakınlaşma söz konusu olduğunu söyledi. Dünya tek bir ülke olarak ele alındığında eşitsizlik endeksinin bir miktar arttığını belirten Derviş, gelişmekte olan ülkelerin katkısından dolayı bunun hızının azaldığını ifade etti.
'Eşi benzeri görülmemiş dönemden geçiyoruz'
Kemal Derviş, dünyada yaşanan ekonomik krize değinerek, ekonomistlerin önümüzdeki 10-12 aya ilişkin bile öngörüde bulunmak istemediklerini, şu anda tarihte eşi benzeri görülmemiş bir dönemden geçildiğini kaydetti. Gelişmiş ekonomilerin yüzde 2 ortalama hızla büyüdüklerine, Çin ve Hindistan'daki büyüme tahminlerinin ise yüzde 7,5 civarında olduğuna dikkati çeken Derviş, 2010'da Çin ve Hindistan'ın dünya ekonomisinin yüzde 12'sini temsil etmesiyle ''inanılmaz bir dönüşümün'' görüleceğini, 2030'da ise dünya ekonomisinin dörtte birini bu ülkelerin oluşturacağını vurguladı.
Derviş, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Krizin, uzun dönemde ekonomik büyümeyi çok yavaşlatacağını düşünmüyorum. Ölçek ve yoğunlaşmış ekonominin, kentsel gelişmenin DNA'sı olduğunu düşünüyorum. 20 yıl sonra modern ekonomik büyümenin sonuçlarını çok daha iyi göreceğiz. Kırsaldan kente göç o kadar büyük ölçüde olmayacak. Bizi yavaşlatan tek şey var; o da iklim değişikliği... Ben arz tarafında ekonomik büyümeyi sınırlandıracak, kentsel büyümeyi zorlayacak en önemli unsurun iklim değişikliği olacağını düşünüyorum.''
'İnsanların yüzde 75'i kentlerde yaşayacak'
Deutsche Bank Yönetim Kurulu Başkanı ve Alfred Herrhausen Society Mütevelli Heyeti Başkanı Josef Ackermann da kentlerin, küreselleşmenin sıradan kent sakinlerince her gün yaşanabildiği yerler olduğunu, kentlerde dünyanın bütün sorunlarının tek bir alanda toplandığını söyledi.
Kentlerde birinci, ikinci ve üçüncü dünyanın bir arada görülebildiğinin altını çizen Ackermann, kentler başarılı olmadan onların içinde bulunduğu ülkenin başarılı olamayacağını, bir ülkeyi ya da şehri iyi yönetmek için aslında zıtlıkların da çok iyi yönetilmesi gerektiğini ifade etti.
Ackermann, bu yüzyılın sonlarına doğru dünyadaki insanların yüzde 75'inin kentlerde yaşayacağına işaret ederek, Urban Age konferanslarında büyük şehirlerin başarısı için bir şablon oluşturmak için deneyimleri aktardıklarını belirtti.
'İstanbul saatte 14 kişi artıyor'
Urban Age Direktörü Ricky Burdett de dünyanın üçte birinin kabul edilemez koşullarda, gecekondu bölgelerinde yaşadığına dikkati çekerek, biçimsiz kentsel gelişimin dünyanın her tarafında görüldüğünü anlattı. Dünyada çok hızlı büyüyen kentlere değinen Burdett, Şanghay'ın 1990'dan bugüne kadar yüzde 1.746 büyüdüğünü, hızlı büyüyen şehirlerden olan İstanbul'un saatte 14 kişi arttığını söyledi.
İstanbul'un da aralarında bulunduğu Urban Age kentlerinde yüzde 30 ila 70 arasında değişen oranlarda kayıt dışı ekonomi bulunduğunun altını çizen Burdett, bunun da mega kentlerin organize bir kayıt dışı ekonomi yapısı olduğunu gösterdiğini kaydetti.
Urban Age
Dünyada artan kentleşmeyi, kent liderlerinin düşünce şeklini ve sürdürülebilir kent gelişimi pratiklerini etkinlikler ve araştırmalar aracılığıyla ilişkilendiren Urban Age, London School of Economics ve Political Science'daki kentler programı ve Deutsche Bank'ın Alfred Herrhausen Topluluğu tarafından başlatıldı.
Global kentler için yeni bir kent günlüğünün yaratılmasını destekleyen uluslararası destek programı çerçevesinde yapılandırılan Urban Age'in İstanbul konferansında, global ekonomik krizin dünya kentlerine etkisi, kentsel süreklilik, iklim değişikliğinin kent hayatına yansıması ve topluma uyum sağlayan çevre yaratmada kentsel tasarımın rolü gibi konular ele alınacak.