Ülkü Adatepe Antalya'da

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe, ''Şimdi bir kişi kendisini koruması için 100 kişi tutuyor. Atatürk'ün koruması yoktu, Atatürk'ün koruması halkıydı, etrafında sevgiden bir çember vardı'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe,Antalya Koleji tarafından düzenlenen söyleşiye katıldı. Okul girişinde ilköğretim öğrencilerinin çiçeklerle karşıladığı Adatepe, daha sonra kolejin toplantı salonunda, ilk ve ortaöğretim öğrencileriyle bir araya geldi.

Söyleşi öncesinde bir grup öğrenci, bu yıl 78. yaşını kutlayan Ülkü Adatepe için salona pasta getirdi. Söyleşiyi izlemeye gelen diğer öğrenciler hep birlikte ayağa kalkarak, ''İyi ki doğdun Ülkü'' dedi. Adatepe, çok şaşırdığını söyleyerek öğrencilere teşekkür etti.

Adatepe, burada yaptığı konuşmada, bütün okulları dolaşarak Atatürk'ü anlattığını söyledi.
Atatürk'ün insan yönünü anlatmaya çalıştığını belirten Adatepe, ''Atatürk'ü idol olarak, putlaştırarak anlatıyorlar. Sadece asker yönünü anlatıyorlar ama ben Atatürk'ün insan yönünü anlatıyorum. Milletini, çocukları ne kadar çok sevdiğini, ne kadar müşfik olduğunu anlatıyorum'' dedi.

Atatürk'ün yanında 5 yıl geçirdiğini ifade eden Adatepe, gençken ortaya çıkmadığını, ''Atatürk'ün kızıyım'' demediğini kaydetti.
 

''Atatürk dinsiz değildi"

Atatürk'ün kendisiyle birlikte diğer manevi kızlarına ''Siz kendinizi beğenmeyin, bırakın başkaları sizi beğensin'' dediğini söyleyen Adatepe, şöyle konuştu:
''Onun için hiç ortalarda görünmedim ama son 20 yıldır Atatürk'ü bütün okullarda anlatıyorum. Çünkü zaman değişti. Çünkü Atatürk'ü yanlış tanıtmaya uğraşıyorlar. 'Atatürk dinsiz' diyorlar. Atatürk hiçbir zaman dinsiz değildi. Dinine düşkün bir insandı. Ezan sesini çok severdi. Daima Çankaya Köşkü'ne hoca getirtir, dinler, dinin Allah ile kul arasında olduğunu daima söylerdi. Atatürk yobazlığa karşıydı ama Atatürk'ü tamamen değişik gösteriyorlar. Bunun için de mecburum, çünkü O'nu yakından tanıyan kimse kalmadı. Annem ve Sabiha Gökçen bana pek çok şey anlattı. Bunları dinleyerek sizlere hakiki Atatürk'ü, O'nun insan yönünü anlatmaya çalışıyorum.''

Ülkü Adatepe, annesinin Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım tarafından yetiştirildiğini, kendisinin de henüz 9 aylıkken Atatürk'ün yanına taşındığını kaydetti.

6 yaşına kadar tüm zamanını Atatürk'le geçirdiğini söyleyen Adatepe, Büyük Önder'in insana güven veren, inanan yapısına işaret etti. Adatepe, Atatürk'ten çok şey öğrendiğini, yüzmeyi, hayvan sevgisini, yalan söylememeyi öğrendiğini kaydetti.

Atatürk'ün hiçbir şeyi kendisine zorla yaptırmadığını, kendisi için emek harcadığını vurgulayan Ülkü Adatepe, ''Atatürk kadar hiçbir devlet adamı milletini bu kadar çok sevmemiştir. Atatürk hiçbir menfaat düşünmeden sadece milleti ve vatanı için çalıştı ve bunu vatanına, milletine hissettirdi. Bütün millet de onun arkasından koştu, ölüme koştular. Bugünkü Türkiye'yi kurdular'' diye konuştu.

Adatepe, Atatürk'ün kadınlara önem verdiğini, onların eğitime katılması için büyük adımlar attığını belirterek, Büyük Önder'in bütün manevi çocuklarını kızlar arasından seçtiğine dikkati çekti.
 

''Sirozun sebebi kinindi"

Atatürk'ün siroz hastalığına yakalanmasında rakının etkili olduğu yönündeki görüşün gerçeği yansıtmadığını söyleyen Adatepe, şöyle konuştu:

''(Atatürk rakı içiyordu, o yüzden siroz oldu) diyorlar. Evet Atatürk rakı içiyordu ama o hiçbir zaman milletinden rakı içtiğini gizlemedi. Hatta en son, Harbiyelileri Dolmabahçe Sarayı önünden geçiriyorlar, O, onların şerefine kadeh kaldırıyor ama Atatürk, denildiği gibi sabahtan akşama kadar içki içen bir insan değildi ve Atatürk'ün sirozu da hiçbir zaman içkiden değildi. Atatürk gençliğinde daha savaş sırasında sıtma hastalığına tutuluyor. Sıtma o zamanın vebası. Atatürk tedavi için o yıllarda vakit bulamıyor. Kinin denen bir ilaçla geçici tedavi oluyor. Derinden iyileşmiyor. Kinin karaciğere son derece zararlı bir ilaç. Atatürk'ün siroz olmasının esas sebebi kinin. İçki de bunu tetikliyor.''

Hatay'ın ülke topraklarına katılması çalışmaları sırasında Atatürk'ün ağır hasta olduğunu ifade eden Adatepe, Atatürk'ün doktorların uyarısına rağmen Hatay'a gittiğini, burada yaklaşık 3 saat ayakta kalarak konuşma yaptığını kaydetti.

Hatay gezisinden döndükten sonra çok daha ağırlaştığını belirten Adatepe, ''Doktorlar 'Oraya gitmeseydi daha uzun yaşardı' dediler'' diye konuştu.

Büyük Önder'in kendisini kontrole gelen doktorlara ''Ankara'ya gidebilir miyim?'' diye sorduğunu belirten Ülkü Adatepe, ''Çünkü Ankara O'nun eseriydi, yoktan var etmişti, belki de Ankara'da ölmek istiyordu ama maalesef hastalığı buna izin vermedi'' dedi.

Hastalığı sırasında Dolmabahçe Sarayı'nın önüne gelen binlerce kişinin binaların, ağaçların üzerinden Atatürk'ü görmeye çalıştığını belirten Adatepe, şunları söyledi:

''Damların, ağaçların üzeri, her yer insan doluydu, 'Atam, ne olursun bize yüzünü göster, biz ölelim sen ölme, sadece yüzünü görelim' diye bağırıyorlardı. Nasıl bir insan seli. Şimdi bir kişi kendisini koruması için 100 kişi tutuyor. Atatürk'ün koruması yoktu, Atatürk'ün koruması halkıydı, etrafında sevgiden bir çember vardı. Maalesef Atatürk hastaydı, gözlerinden yaşlar döküldü. Bunlar sevinç gözyaşlarıydı çünkü insanlar O'nu çok seviyordu, bunlar üzüntü gözyaşlarıydı çünkü hastaydı. Bu sevgi seli içinde, coşku içinde Dolmabahçe Sarayı'na girdik.''
 

''Hem duvarlarımızda hem dekalbimizde ilelebet yaşayacak"

Ülkü Adatepe, Atatürk'ün vasiyetinde mal varlığını Türk Tarih Kurumu, İş Bankası ve Halk Partisi'nin de aralarında bulunduğu birçok kuruma bıraktığını hatırlattı.

Büyük Önder'in manevi kızlarına ise sadece bir maaş bıraktığını ve kendilerini Halk Partisi'ne emanet ettiğini ifade eden Adatepe, ''Bir tek devlet adamı söyleyin bana ki her şeyini milletine bıraksın, yok. Ne diyorlar, 'Atatürk'ün resimleri kalksın'. Hayır. Atatürk'e ihtiyacımız var. Atatürk gibi bir tane daha var mı? Ne mutlu bize ki böyle bir Ata'ya sahibiz. Onun için Atatürk hem duvarlarımızda hem de kalbimizde ilelebet yaşayacak'' dedi.

Atatürk'ün ölüm haberi geldikten sonra büyük şok yaşadığını, yaklaşık 1,5 yıl psikolojik tedavi gördüğünü kaydeden Adatepe, ''O'nun ölümüyle hayattaki en büyük iki şeyimi kaybettim, birincisi çok büyük bir sevgi, ikincisi çok büyük bir güven. Maalesef bu yaşıma kadar o sevgiyi, o güveni hiçbir yerde bulamadım. Maalesef Türkiye de bulamadı'' diye konuştu.
 

Adatepe'ye sorular

Ülkü Adatepe, söyleşinin ardından bir öğrencinin, ''Ülke büyükleri doğum gününüzde sizi ziyaret ediyor mu?'' sorusuna gülerek, ''Etmiyor'' diye yanıt verdi. Adatepe, ''Veda'' filmi için kendisinden fikir alınıp alınmadığı yönündeki soruyu ise ''Maalesef almadılar'' diye cevaplandırdı.

Bir öğrencinin ''Gençliğinizdeki kadın profiliyle bugünün kadın profilini karşılaştırabilir misiniz?'' sorusu üzerine Adatepe, ''Atatürk vefat ettikten sonra, 9'u 5 geçe her şey değişti'' diye konuştu.

Adatepe, Çankaya Köşkü'ndeki anılarını anlatmasının istenmesi üzerine şunları kaydetti:
''Çankaya Köşkü yuvamdı, Yazları Florya Köşkü'ne gidiyorduk. Orada arkadaşlarım garson, aşçı, şoför, bahçıvandı. Bana masal anlatıyorlardı. Havuzda oynuyordum. Orasını düşününce içim sıcacık ısınıyor. Çünkü Çankaya Köşkü yuvamdı ama maalesef Atatürk vefat ettikten sonra hiç kimse beni oraya davet etmedi, bir tek 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer davet etti. Maalesef diyorum. Zaten tamamen değişmiş. Eski halinden eser kalmamış.''
Adatepe, söyleşinin ardından bir gazetecinin ''Hükümetin açılım çalışmalarını değerlendiriyorsunuz?'' sorusunu ''Böyle sorulara yanıt vermek istemiyorum. Zaten Atatürk kızlarına siyaseti yasakladı'' diye yanıtladı.
Ülkü Adatepe, söyleşinin ardından, anılarının anlatıldığı kitapları imzaladı.